Milli Savunma Bakanı Fikri Işık

'16 Nisan'da bu çift başlılığı ortadan kaldırma mecburiyetimiz var. Yoksa ülkemiz yeni bedeller ödeme riskiyle karşı karşıya kalabilir' '1982 Anayasası'ndan sonra göreve gelen cumhurbaşkanlarıyla istisnasız bütün başbakanlar arasında neredeyse bir gerilim, çekişme ve sıkıntı yaşandı'

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, halk oylamasına ilişkin, '16 Nisan'da bu çift başlılığı ortadan kaldırma mecburiyetimiz var. Yoksa ülkemiz yeni bedeller ödeme riskiyle karşı karşıya kalabilir.' dedi.

Sakarya Makina İmalatçıları Birliği üyeleriyle bir araya gelen Işık, Türkiye'nin son 14 yılda her alanda büyük atılımlar gerçekleştirdiğini, ülkenin, istikrarı yakaladığında neleri başarabileceğini son 14 yılda bir kez daha ortaya koyduğunu anlattı.

Savunma sanayisinde de 14 yılda önemli gelişmeler olduğunu, Türkiye'nin savunma sanayisinde yerlilik oranını yüzde 24'ten yüzde 60'a çıkardığını, hedeflerinin bunu yüzde 80'nin üzerine çıkarmak olduğunu, çok önemli silahları neredeyse bütün parçalarıyla yerli üretir hale geldiklerini, bu konuda Türkiye'nin çok ciddi birikiminin bulunduğunu kaydetti.

Bu atılımların kalıcı ve sürdürülebilir olmasının bundan sonraki çalışmalara bağlı olduğunu dile getiren Işık, 16 Nisan'da bu açıdan son derece önemli bir halk oylaması için sandığa gidileceğini anımsattı.

Türkiye'nin hükümet sistemi olarak parlamenter sistemi benimsediğini fakat 'bu sistemin gereğini yapan bir ülke olmadığını' ifade eden Işık, parlamenter sistemde hükümetin TBMM içerisinden çıktığını, cumhurbaşkanlığı makamının da temsil makamı olduğunu, icraata karışmadığını kaydetti.

Işık, 'Cumhurbaşkanının yetkileri son derece sınırlıdır. Parlamenter sistemde güç, yetki ve sorumluluk başbakanda toplanmıştır. Başkanlık sisteminde ise tam tersi hükümet Meclisin içinden çıkmaz. Yetki, sorumluluk ve güç başkanda toplanmıştır ve halk başkanını doğrudan seçer.' dedi.

Bakan Işık, şöyle devam etti:

'1982 Anayasası'nı yazanlar 'bu millet yine gider daha önce Adnan Menderes'i, Adalet Partisini seçtiği gibi yanlış adamları seçer ve bizi uğraştırır. İyisi mi biz bu sistemde cumhurbaşkanına geniş yetkiler tanıyalım' demiş. Parlamenter sistemde cumhurbaşkanında olmaması gereken pek çok yetkiyi 1982 Anayasası cumhurbaşkanına tanıdı. Şu anda Bakanlar Kurulunun hiçbir kararı, cumhurbaşkanının imzası olmadan yürürlüğe giremiyor. Parlamenter sistemde bu kadar geniş yetki cumhurbaşkanına tanınmaz. 1982 Anayasası, Türkiye'nin parlamenter sistemine aslında ağır bir darbe vurdu. 1982 Anayasası'ndan sonra göreve gelen cumhurbaşkanlarıyla istisnasız bütün başbakanlar arasında neredeyse bir gerilim, çekişme ve sıkıntı yaşandı.'

- 'Çift başlılıktan bedel ödemeyeceğimizin garantisi yok'

Türkiye'nin 2007'de '367 garabetiyle' beraber artık fiilen parlamenter sistemden ayrıldığını, fiilen başkanlık sistemine geçtiğini fakat bunu resmileştiremediğine dikkati çeken Işık, sistemde tam bir çift başlılık doğduğunu aktardı.

Bakan Işık, bugün bunun pratikte sıkıntısını yaşamadıklarını çünkü cumhurbaşkanı ile başbakan arasında köklü bir dostluk olduğunu, bir sorun olduğunda anında bir araya gelip sorunları çözebildiklerine işaret ederek, 'Ama yarın bunun böyle devam edeceğinin garantisi var mı? İktidarlar yıpranır, bazen halk 'bunlar yoruldular bir değişiklik lazım.' diyebilir. Şu ana kadar 'hayır' kampanyası yürüten hiçbir arkadaşımız bu sorunun cevabını vermedi.' ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin yarın çift başlılıktan dolayı bedel ödemeyeceğinin garantisi olmadığını vurgulayan Işık, şöyle konuştu:

'Onun için bizim 16 Nisan'da bu çift başlılığı ortadan kaldırma mecburiyetimiz var. Yoksa ülkemiz yeni bedeller ödeme riskiyle karşı karşıya kalabilir. Onun için biz diyoruz ki, 'Gelin 16 Nisan'da bu anayasadaki hükümet sistemini değiştirelim, fiilen geçtiğimiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini resmileştirelim. Artık bir gövdede iki baş olmasın. Eğer Türkiye 16 Nisan'da 'evet' derse işte o zaman çift başlılık ortadan kalkacak, artık istikrar sandıkta belirlenmiş olacak.'.

Işık, konuşmasını, 'Şu anda Türkiye istikrarını kalıcı olarak teminat altına alırsa bu hükümet sistemi değişikliğini yaparsa Türkiye bundan sonra pek çok riski çok daha rahat ve kolay yönetebilir bir konuma gelecek, istikrar kalıcı hale gelecek. Türkiye'nin istikrarının kalıcı hale gelmesi demek, Türkiye'nin yılda en az yüzde 5 büyümesi demektir. Bugüne kadar ki bütün tecrübemiz, istikrar sağlandığı anda Türkiye en az yüzde 5 büyüyor. Bazı dönemler yüzde 7, hatta üzerinde büyümelerimiz var.' diye tamamladı.
Kaynak: AA