Kanser Tedavisinde Umut Veren Gelişmeler Yaşanıyor

1-7 Nisan Kanser Haftası nedeniyle açıklamalarda bulunan Acıbadem Eskişehir Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Hasan Üstün, kanser konusunda önemli ve bilgileri güncelleyen açıklamalarda bulundu.

Kanser Tedavisinde Umut Veren Gelişmeler Yaşanıyor
Kanser, kalp hastalıklarından sonra en yaygın görülen hastalık. Bu denli yaygın olan hastalıkla ilgili sürdürülen yoğun araştırmalarla kanseri daha yakından tanımak ve dolayısıyla tedavi etmek mümkün olabiliyor. Birçok türünde özellikle erken tanı olanaklarıyla tedavide başarılı sonuçlar elde edilebiliyorken sağ kalım sürelerinin uzaması sağlanabiliyor. Ancak bu noktada kanseri ortaya çıkaran etmenler, tarama yöntemleri ve tedavi konusunda toplumun doğru bilgiye ulaşması çok büyük önem taşıyor. Öngörülere göre, 2030 yılında 27 milyon kişinin tanışacağı düşünülen kanser için temel yaklaşım, tarama yöntemleriyle erken evrede tanı koyarak tedavi edebilmek. Ancak tüm kanserler için tarama yöntemleri söz konusu olamadığı için bilinen risk faktörlerine karşı önlem alabilmek önem taşıyor. Kanserle ilgili dünya genelindeki istatistiklerin endişe verici olduğunu dile getiren Acıbadem Eskişehir Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Üstün, tüm bunlara rağmen tedaviyle ilgili umut verici gelişmelerin de olduğunu belirtti.

Doç. Dr. Hasan Üstün, "Kanser hasta sayısının her geçen gün artmasında, çevresel faktörler ve yaşam alışkanlıkları etkili olsa da, en önemli etkenlerin başında uzayan yaşam süreleri geliyor. Bugün birçok kanser için yaşın önemli bir risk faktörüdür, öncelikle risk gruplarında yer alan kişiler olmak üzere tüm toplumun düzenli sağlık kontrollerine dikkat etmeleri gerekiyor" dedi.



"Erken tanı artık çok daha önemli"

Kanser görülme sıklığında kadın ve erkeklerde farklılık görüldüğünü hatırlatan Doç. Dr. Hasan Üstün, akciğer kanseri erkeklerde ilk sırayı alırken, kadınlarda meme kanserinin hala en çok görülen kanser olduğunu söyledi.

Doç. Dr. Üstün, "Erkeklerde en sık görülen ikinci kanser olan prostat kanseri ise hormon tedavisiyle kontrol altına alınabildiğinden yaşam süresi açısından oldukça yüz güldürücü sonuçlara ulaşılabiliyor. Kalın bağırsak, mide, pankreas, yumurtalık ve baş boyun kanserleri toplumda en sık görülen diğer kanserler arasında yerini alıyor. Meme kanseri için mamografi taramasına, tüm kadınlar için 40 yaşında başlanmalı. Prostat kanseri için, 50 yaşında rektal muayene, kanda Prostat Spesifik Antijen düzeyinin ölçülmesi, kalın bağırsak kanserinde ise 50 yaşından itibaren erkeklerin kolonoskopi yaptırması kanserin erken evrede yakalanabilmesi için en güçlü araçlarımızdan. Risk grubunda yer alan kişilerin bu tarama yöntemlerine daha erken yaşlarda başlamasında yarar var" ifadelerini kullandı.

"Hastalık yok, hasta var"

Kanser tedavisinde artık ‘hastalık yok, hasta var’ prensibi doğrultusunda kişiselleştirilmiş tedavi uygulandığını, böylece her kanser hastasının kendi şartlarında değerlendirilerek tedavi edilebildiğini söyleyen Doç. Dr. Hasan Üstün, şunları dile getirdi:

“Hastanın mevcut diğer hastalıkları, kan laboratuvar bulguları, kemoterapinin yan etkilerine göre tercihler, tedavi seçiminde önemlidir. Günümüzde tıbbın bütün alanlarındaki gelişmelerine paralel olarak kanser tedavisinde de ilerlemeler yaşanıyor. Bütün kanser türlerinde ve her evrede, etkili tedavinin cerrahidir. Hastaların cerrahi öncesi daha iyi değerlendirilmeleri, cerrahi becerilerin artması ve gelişen teknolojinin sunduğu imkanlar kanser tedavisinde başarı oranlarını artırmasını sağlıyor. Cerrahi kazanımların bir diğer etkisi de hastaların artık daha erken taburcu olabilmesi. Bu sayede hastanın tedavisinde gerekli olan kemoterapiye de daha erken başlanabiliyor."

"Kemoterapide ’akıllı ilaç’ dönemi"

Ameliyattan sonra hastalığın tekrarlama riskini azaltmak için kemoterapi ve radyoterapi uygulanabildiğini aktaran Acıbadem Eskişehir Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Hasan Üstün, hormon önleyiciler, akıllı ilaçlar, kemik güçlendiriciler, kemik iliğini uyarıcılar, çeşitli destek tedavileri olmak üzere farklı özellikte kemoterapi ilaçlarının kanser tedavisinde kullanılabildiğini vurguladı. Kemoterapide son dönemlerdeki en önemli gelişmenin, akıllı ilaçların olduğunu söyleyen Doç. Dr. Hasan Üstün, "Kemoterapi hemen hemen bütün kanser türlerinde etkili bir şekilde kullanılabiliyor. Kanser yayılmış olsa bile verilecek kemoterapiyle hastaların yaşam kalitesi artıyor ve yaşam süreleri uzuyor. Uygun hastalarda meme kanseri ve rektum kanserinde cerrahi öncesi kemoterapiyle tümör küçültülerek cerrahi daha kolay ve başarıyla uygulanabiliyor. Kemoterapi şeması ve sayısı hastanın durumuna, hastalığın tipine ve evresine göre değişiklik gösterebiliyor. Lokal bir tedavi seçeneği olan ve son yıllarda çok önemli gelişmelerin yaşandığı radyoterapi, hem birçok kanserin tekrarlama riskini azaltırken hem de kemik ve beyin metastazlarında çok başarılı bir sonuçlara ulaşılabiliyor" dedi.



"Hasta zaman kaybetmeden en uygun tedaviye ulaşıyor"

Kanserin tedavisinde tüm disiplinlerin bir arada çalışmasını gerektiren multidisipliner tedavi anlayışının uygulandığını anlatan Doç. Dr. Hasan Üstün, sözlerine şöyle devam etti:

"Hastaların tedavi ve izlemleri radyolog, patolog, nükleer tıp uzmanı, laboratuvar ekibi, cerrahi onkoloji, medikal onkoloji ve radyasyon onkolojisi uzmanlarından oluşan ekip tarafından yürütülmektedir. Bu yaklaşımla kanser hastası için en uygun tedavi en uygun sırayla en doğru ve etkili bir şekilde verilebiliyor. Böylece hasta zaman kaybetmeden en uygun tedaviye ulaşıyor. Hastalar tedavi sırasında veya tedavi bittikten sonra başta bitkisel kökenli olmak üzere bir çok farklı ürünü kullanabiliyor. Gerek hastalar gerekse hasta yakınları haklı olarak kanserden kurtulmak için tedavinin yanında alternatif tedavi arayışlarına da girebiliyor. Ancak, hasta ve yakınlarının bu ürünleri kanserin tedavisi olarak görmek gibi bir yanlışlığa düşmemeleri gerekir. Ayrıca, bu ürünlerin tedaviye olumsuz etkileri olabileceğini de unutmadan mutlaka hekimlerini bilgilendirmeleri gerekiyor.”
Kaynak: İHA