Türkiye-Rusya Zirvesinin Ana Gündemi Suriye Olacak

Moskova'da yarın Türk ve Rus liderlerin katılımıyla gerçekleşecek zirvenin en önemli gündem maddesi Suriye krizi olacak Türkiye, Rusya'dan Esed rejimi ve İran üzerindeki nüfuzunu kullanarak ateşkesi tam anlamıyla uygulatmasını ve Cenevre'deki siyasi geçiş gündemine güçlü destek vermesini isteyecek Taraflar, uçak krizinden sonra ikili ilişkilerdeki normalleşmenin tamamlanmasını hedefliyor Rusya'nın vize, tarım ürünleri ithalatı ve kamu ihalelerindeki bazı kısıtlamaları tamamen kaldırması halinde ilişkilerin ivme kazanacağı belirtiliyor İki ülke, 2019'u 'Kültür ve Turizm Yılı' ilan etmeyi planlıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in katılımıyla yarın Moskova'da gerçekleşecek Üst Düzey İşbirliği Konseyi (ÜDİK) toplantısının en önemli gündem maddesi, Suriye krizi olacak. Taraflar, uçak krizi sonrasında ikili ilişkilerdeki normalleşmenin tamamlanmasını da amaçlıyor.

Türkiye ve Rusya arasında 2010 yılında oluşturulan ÜDİK mekanizması çerçevesinde bugüne kadar 5 toplantı yapıldı.

Kasım 2015'te Suriye'den gelen bir Rus savaş uçağının Türk hava sahasını ihlal etmesi nedeniyle düşürülmesinin ardından, 2015 sonunda yapılması planlanan toplantıların altıncısı iptal edilmişti. Haziran 2016'da normalleşme sürecinin başlamasıyla ÜDİK toplantısının hazırlıklarına başlandı.

İki ülke lideri, kriz sonrasında üç kez yüz yüze görüştü, onlarca kez de telefonda konuştu. Geçen yıl ağustos ayında Rusya’nın St. Petersburg kentini ziyaret eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Putin'le bir araya geldi. Daha sonra, iki lider 2016’nın eylül ayında Çin’in ev sahipliğinde yapılan G-20 Zirvesi sırasında Hangzhou’da buluştu. Liderlerin son görüşmesi Putin'in ekim 2016'da Dünya Enerji Kongresi çerçevesinde Türkiye'yi ziyaretinde gerçekleşti.

-Hedef, normalleşmenin tamamlanması

ÜDİK toplantısının hazırlıklarını yürüten Türk yetkililerin AA'ya verdiği bilgilere göre temel hedef, uçak krizi sonrasında Rusya'nın 'tedricen düzeltme' kararı aldığı ilişkilerdeki normalleşmenin tamamlanması.

Diğer taraftan Türk yetkililer, ilişkilerde savunma, güvenlik ve istihbarat gibi bazı alanlarda işbirliğinin '24 Kasım öncesi'nden daha ileride olduğuna dikkati çekiyor.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, Türkiye'ye desteğini ilk belirten yabancı liderin Putin olması Ankara için ayrı bir değer taşıyor.

Türkiye açısından, liderler arasındaki güçlü güven ilişkisinin Rus yönetiminin alt katmanlarına da yayılması gerektiği konusu önemli noktalardan birini oluşturuyor. Böylelikle liderlerin aldığı kararların teknik düzeyde süratle hayata geçirilebileceği düşünülüyor.

Rusya'nın Türk vatandaşlarının vize ve çalışma izinleriyle Türk şirketlerinin kamu ihalelerine katılımı ve tarım ürünleri ithalatında getirdiği kısıtlamaları ÜDİK toplantısında büyük ölçüde kaldırabileceği beklentisi yüksek. Buna karşın Rusya'nın iç piyasa şartları nedeniyle, Türk tarım ürünlerine yönelik bazı kısıtlamaların süreceği de öngörülüyor.

Rusya'da bulunan yaklaşık 40 bin Türk vatandaşının sayısı kriz sonrasındaki vize ve diğer kısıtlamalar nedeniyle 13 bine kadar gerilemişti. Türkiye, kendi topraklarındaki Rus vatandaşlara herhangi bir yaptırım uygulamamıştı.

Ankara ve Moskova, iki halk arasındaki etkileşimi artırmak için kültür ve turizm alanında kararla adımlar atmaya hazırlanıyor. ÜDİK toplantısında tarafların imza atması beklenen anlaşmalar arasında 2019 yılının 'Kültür ve Turizm Yılı' ilan edilmesi de yer alıyor. Türkiye'ye 2014'te gelen Rus turist sayısı 4,5 milyona yaklaşırken, 2015 ve 2016 yıllarında düşüşler yaşanmıştı. Bu durumun 2017’den itibaren hızla eski düzeyine döndürülmesi hedefleniyor.

Taraflar bu şekilde normalleşme sürecinin kurumsal mekanizmalara bağlanarak tamamlanması, '24 Kasım öncesi'nindeki düzeyin daha da ilerisine taşınması için de kısa vadede kayda değer adımlar atılmasını amaçlıyor.

- Suriye ana gündem maddesi

Türkiye ve Rusya, doğu Halep'teki nüfusun tahliyesinden başlayarak Suriye krizinde oldukça yakın bir işbirliğine girdi. İki ülkenin girişimi ve garantörlüğünde 30 Aralık'ta ülke genelinde ilan edilen ateşkes, Beşşar Esed ordusu ve İran destekli grupların sistematik ihlallerine rağmen, savaşın şiddetini düşürmede başarılı oldu.

Öte yandan Rusya, Astana sürecinde taahhüt ettiği ateşkesi uygulatma konusunda rejim ve İran üzerinde yeterli baskıyı kurmadı. Bu durum Cenevre'de ay sonuda 6. turuna geçilmesi kararlaştırılan siyasi çözüm girişimlerini zora sokmuş durumda. Rejim ve İran, askeri dengelerin kendi lehlerinde olduğu düşüncesiyle savaşı sürdürmenin yollarını arıyor.

ABD'nin Suriye krizinde pasif bir tutum izlediği bu dönemde, Türkiye Suriye'de siyasi geçiş için Rusya'dan çok daha etkili bir rol oynamasını, rejimi barışa zorlamasını istiyor.

- Münbiç'ten Sincar'a köprü

Fırat Kalkanı Harekatı'nın Münbiç'teki PYD/PKK varlığını hedef alma ihtimaline karşı, ilçenin çevresi ABD, Rusya ve Esed rejimi tarafından çevrelenip örgüt bir anlamda korumaya alınmış, bu rahatlamayla PYD/PKK, ağır silah ve deneyimli militanlarını Irak'ta 'İkinci Kandil' olma tehlikesindeki Sincar'a sevk etmeye başlamıştı. Bununla beraber terör örgütü DEAŞ'ın Musul ve Rakka arasındaki militan geçişkenliği, Suriye ve Irak'ın tek dosya olarak ele alınmasını zorunlu hale getirdi.

Türkiye, Rus tarafından Münbiç'teki PYD-PKK varlığı ile Suriye'den Sincar'a ve Irak'tan Suriye'ye militan geçişkenliği konusunda daha etkili bir işbirliği beklentisini aktaracak. Ankara, PYD/PKK'nın Arap nüfusun hakim olduğu bölgelerde toprak işgal etmesinin kısa ve uzun vadede çatışma ve istikrarsızlığın sürmesine neden olacağı uyarısını yineleyecek.

- Tarafların Karadeniz hassasiyeti ve NATO

NATO'nun Karadeniz'de varlığıRusya'nın NATO üyesi Türkiye ile Karadeniz'de güven ve istikrar konularını ÜDİK Toplantısı'nda gündeme getirmesi bekleniyor.

2008 yılında meydana gelen Rusya-Gürcistan Savaşı’nın ardından, ABD ve Batı ülkeleri NATO bağlamında Karadeniz’de varlığını arttırmaya başladı. Ukrayna'daki krize Rusya’nın da müdahil olması sonucu NATO’nun Karadeniz bölgesine verdiği önem daha da arttı.

Geçen ay Brüksel’de gerçekleşen NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nda, ittifakın Karadeniz’de mevcut varlığının güçlendirmesi kararı alındı. Romanya’daki NATO birliğine 8 üyenin askeri personel katkısında bulunacağı, 5 üyenin de hava devriyesi ile eğitim için kara ve hava gücü takviyesi yapacağı belirtildi.

Karadeniz’de ittifak üyeleriyle koordinasyonu arttırmak, eğitim ve tatbikat çalışmaları gerçekleştirmek için NATO’nun bölgedeki deniz gücünün kuvvetlendirileceği açıklandı.

Uluslararası hukuk hükümleri ve genel kabul görmüş anlaşma ve sözleşmeler çerçevesinde boğazlardan geçiş güvenliğini düzenleme yetkisine sahip Türkiye ise 75 yıldır olduğu gibi Montrö Sözleşmesi’ni tam bir tarafsızlık içerisinde ve titizlikle uygulamaya devam ediyor.

Rusya ise NATO’nun genel olarak Karadeniz’de bulunmasından duyduğu rahatsızlığa rağmen, Türkiye’nin Montrö Sözleşmesi hükümlerine gösterdiği titizlik nedeniyle iki ülke arasında bu konuya ilişkin bir sorun bulunmuyor.

- Ukrayna ve Kırım

ÜDİK Toplantısı'nda Türk ve Rus yetkililer arasında Ukrayna ve Kırım konusunun da ele alınması öngörülüyor. Ukrayna'nın doğusunda ordu ile Rusya yanlısı ayrılıkçılar arasında devam eden çatışmalarda, bugüne kadar yaklaşık 10 bin kişi hayatını kaybetti, 23 bin kişi yaralandı ve 1 milyon 800 bin kişi yerinden edildi.

Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü destekleyen ve Kırım’ın yasadışı ilhakını tanımayan Türkiye, krizin uluslararası hukuk temelinde ve barışçıl yollarla çözülmesini destekliyor. Öte yandan Türkiye, Rusya’nın Kırım Tatar Türklerinin hak ve çıkarlarını genişleterek güvence altına alması konusunda ısrarcı davranıyor.

20 yılı aşkın süredir Ermenistan’ın işgali altında bulunan Yukarı Karabağ bölgesinin de ÜDİK toplantısında ele alınması, tarafların AGİT Minsk Grubu çerçevesinde çözüme verdiği desteği yinelemesi bekleniyor.

Kaynak: AA