Mersin Barosu'nda avukatlar arasında gerginlik
Baroda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve anayasa değişikliği paketi konularında düzenlenen basın toplantısında gerginlik yaşandı.
Er, İçel Adliyesindeki baroda düzenlediği basın toplantısının ilk bölümünde, 8 Mart'ın, kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması ve şiddete son verilmesi istemlerinin güçlü şekilde dile getirildiği gün olduğunu söyledi.
Yaşanabilir bir dünya için kadının etkinlik alanının güçlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken Er, tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü kutladı.
Er, konuşmasının ikinci bölümünde ise anayasa değişiklik paketi için 16 Nisan'da yapılacak halk oylaması konusunda baronun sessiz kalmasına yönelik eleştiriler olduğunu belirtti.
Baronun bu konuda bir fikrinin olmadığını dile getiren Er, 'Anayasa değişiklikleriyle ilgili tüm üyelerimizi kapsayıcı bir 'evet' ya da 'hayır' açıklamasının, baromuzun düşünsel yapısını yansıtmayacağını, farklı görüşte olan avukat arkadaşlarımızı kapsamayacağını, bu konuda tavır göstermenin baromuzu siyasi taraflara iteceğini ve bunun da tüm meslektaşlarımıza zarar vereceğini düşünmekteyiz.' ifadelerini kullandı.
Bu kapsamda siyasi tavır alan bazı baroları da eleştiren Er, şunları kaydetti:
'Bazı baroların, referandum sürecinde baroların araçlarını, personeli ve kaynaklarını kullanarak sahalarda çalışma yapmasını ve kampanya yürütmesini, Türkiye Barolar Birliğinin de bu kampanyalara maddi destek sağlamasını doğru bulmuyorum. Farklı görüşten üyelere sahip baroların, tüm üyelerin hakkı olan kaynaklarla tek bir siyasi görüşün savunucusu olarak hareket etmesini tasvip etmiyorum. Mesleğimizin ve meslektaşlarımızın zor durumda olduğu gerçeği söz konusuyken, baroların bu konuda dikkatli ve duyarlı tutum sergilemesi gerekmektedir.'
TARTIŞMA BÜYÜDÜ
Er'in konuşması sırasında bir kadın avukat, 'Açıklamanızda yönetim kurulu adına diyorsunuz, ben yönetimdeyim, bu açıklamayı kabul etmiyorum.' dedi.
İçel Barosu Kadın Hakları Merkezi üyesi Şilan Türk de bu sırada kürsüye çıkarak, üyelerin istifa metnini okumak istediğini söyledi. Bu sırada Türk'ün, Er tarafından itildiğini iddia eden bir grup kadın avukat, duruma tepki gösterdi.
Bir kadın avukat da tepki gösterenlere yönelik 'Sizin gibi meslektaşlarım olduğu için utanıyorum.' ifadesini kullandı.
Tartışmanın büyümesi üzerine tekrar kürsüye çıkıp istifa metnini okumak istediğini dile getiren Türk, şöyle konuştu:
'TÜBAKKOM'un basın açıklaması metninde geçen 'son 10 yılda artan şiddet', 'kararlı bir devlet politikasının uygulanmaması' ve 'şiddetin her türlüsüne hayır ibareleri', siyasi olduğu ve mevcut iktidarı hedef gösterdiği düşüncesiyle, ülkenin hassas bir dönemden geçtiği bahane edilerek, baro başkanlığı tarafından metnin değiştirilmesi istenmiş, aksi halde okunmayacağı beyan edilmiştir. Metni tamamen okumak istediğimi, metinde geçen ve büyük harfle yazılan 'hayır' kelimesinin küçük harfle yazılmasında bir sakınca görmediğimizi, hatta 'son 10 yılda' ibaresi yerine 'son yıllarda' ibaresini de kullanabileceğimizi bildirmemize yönelik uzlaşma çabamıza rağmen, baro başkanının bu tavrı devam etmiştir. Bunun yanında söz konusu etkinlikleri 'bu şekilde müdahalelerle yapamayacağımızı' bildirdiğimizde aldığımız cevap, 'Yerinize yapacak adam bulunur' şeklinde olmuştur.'
'KİMSE BAROLARA BUNU DAYATAMAZ'
Er ise metnin, komisyon tarafından dayatılmaya çalışıldığını savunarak, şunları kaydetti:
'TÜBAKKOM, her yıl kendi metnini oluşturarak, tüm barolara gönderiyor. Bu metnin içeriğini okumak zorundaymışsınız. Metindeki 'hayır'ın büyütülerek basına dağıtılması isteniyor. 'Gelin, küçültün' dedik. Gelmediniz, onu da yapmadınız. Şu ortamda, gündemde 'hayır'ı niye büyütüyorsunuz? Niye barolara baskı yaparak, bunu okutma gereği duyuyorsunuz. TÜBAKKOM, baroların üzerinde bir kuruluş değil. Burada sıkıntı 'hayır' ifadesinin büyük olması, hassas ve sıkıntılı bir konu. 'Evet' de olsa aynısını yapardım. Burada mesele 'hayır'ın büyük yazılması. Kimse barolara bu şeyi dayatamaz.'
Tartışma, başka bir avukatın bildiriyi okumasıyla sona erdi.