Simit Satarak Mehmetçik Yolu Gözlüyor

Yıllardır E5 kenarındaki tezgahında simit satarak ailesini geçindiren Kızbes Doğan, askere gönderdiği iki oğlunun yolunu gözlüyor İstanbul'da tek başına simit satarak iki çocuk büyütüp askere yollayan 53 yaşındaki Doğan, her sabah saat 05.00'te simit tezgahının başına geçip, ciddi sağlık sorunlarına rağmen hayat mücadelesine devam ediyor Paraları olmadığı zaman onlara bedava simit veren öğrencilerin 'Kızbes ablası' Doğan: 'Her sabah saat 03.45'te kalkıyorum, Kimseye muhtaç olmadığım için kendimle gurur duyuyorum. En büyük derdim, en büyük mücadelem oğullarımdır. şimdi askerler, onlarla gurur duyuyorum' 'Yıllardır aynı minibüsle geliyorum. Geç kalsam bekliyorlar. Eğer daha fazla geç kalırsam 'abla ne oldu hasta mısın, bir şey mi oldu?' diye arıyorlar'

TANSEL PARLAK - İstanbul'da tek başına iki çocuk büyütüp askere gönderen Kızbeş Doğan, yaşına ve ciddi sağlık problemlerine karşın her sabah 05.00'te E-5 kenarındaki simit tezgahının başına geçerek yaşam mücadelesine devam ediyor.

Kadıköy'deki simitçi tezgahıyla çocuklarının geçimini sağlayan Doğan, 'her biri ayrı bir hayat mücadelesi veriyor' dediği 7 çocuklu bir ailenin üyesi.

Ailesinin, kendisinden sonra kız çocuk istemediği için Kürtçede 'yeter' anlamına gelen 'bes' ile birleştirip ismini Kızbes koyduğunu anlatan Doğan, öğretmen lisesi mezunu olmasına karşın, liseyi bitirdikten sonra girmesi gereken sınava 'pancarlar tarlada kalmasın' diye gönderilmediğini, kısa bir süre sonra da evlendirildiğini söyledi.

İki erkek çocuğu dünyaya getirdikten sonra evliliğinin sona erdiğini, daha sonra İstanbul'da iki çocuğuyla tek başına kaldığını, uzun süre ev işlerinde çalıştığını kaydeden Kızbes Doğan, 'Çok mücadele ettim, öyle zaman oldu bir ekmeğe muhtaç oldum. Ekmek bulamadım gittim komşunun kapısını çaldım, 'abla ütünüzü yapayım, halınızı yıkayayım bana ekmek parası verin' dedim.' diye konuştu.

Ev işlerinden kazandığıyla büyük çocuğunun tedavi masraflarını karşıladığını ancam tüm bu sorunların onu hayat mücadelesinden alıkoymadığını dile getiren Doğan, şöyle konuştu:

'17 yıldır yalnız yaşıyorum. Küçük oğlum 2,5 yaşındaydı biz ayrıldığımızda. Ayrıldım. Allah’a çok şükür mücadele ediyorum. Hiç yılmadım, yılmam da. Gerekirse merdiven de silerim, her şeyi de yaparım, o çocuklarıma bakarım yani. Mücadele edersen her şeyi yapabilirsin. 2011 yılına geldiğimde artık ev işi yapacak gücüm kalmadı. İstanbul Büyükşehir Belediyesinden, E5'te bir simitçi tezgahı aldım. Büyükşehir Belediyesine teşekkürlerimi sunuyorum. Lütfen bunu iletin, Allah razı olsun. Ben kalbimden İki defa anjiyo oldum, göğsümde kitle var, tedavi oluyorum. Allah’a hamdolsun ekmeğimi götürüyorum. Kimseye muhtaç olmadığım için kendimle gurur duyuyorum. Gerçekten kendimle çok büyük gurur duyuyorum.'

Bir iş gününü, 'Her sabah saat 03.45'te kalkıyorum, abdestimi alıyorum, kuşluk namazımı kılıp evimden çıkıyorum. Buraya geliyorum, 05.10'da tezgahımın başında oluyorum.' diye özetleyen Doğan, sırt çantasında karton bardakları ve temizlik malzemeleri, elinde iki termos çayla her sabah aynı duraktan, aynı saatte, aynı minibüse binip, simitçi tezgahına doğru yola koyulduğunu aktardı.

- Minibüsçüden 'geliyor musun?' telefonu

Doğan, 'Her sabah beşe on kala durağa geliyorum, yıllardır aynı minibüsle geliyorum. Bir dakika geç kalsam beni bekliyorlar, on dakika da geç kalsam bekliyorlar. Eğer daha fazla geç kalırsam 'abla ne oldu hasta mısın, bir şey mi oldu?' diye arıyorlar.'

Tezgaha varır varmaz ilk işinin titiz bir temizlik yapmak olduğunu, yarım saat boyunca tezgahını silip temizlediğini sonra da iki ayrı arabayla gelen simit ve poğaçaları kontrol edip, özenle tezgaha yerleştirdiğini belirten Doğan, bu sırada ilk müşterilerinin da yavaş yavaş gelmeye başladığını söyledi.

Müşterilerinin çoğunun ne satın alacağını, çayını nasıl içtiğini artık bildiğini anlatan Doğan, 'Mesela Ahmet Naçar'ı uzaktan görür görmez hemen 3 şekerli çayını ve açmasını hazırlıyorum.' dedi.

Naçar da bu durumdan memnun olduğunu belirterek, 'Her sabah buradan çayımızı, açmamızı alarak işimize başlıyoruz. Bir kadın olarak onu takdir ediyoruz. Normalde bu işlerde hep erkekleri görüyoruz, o yüzden ablamızı çok takdir ediyoruz. Neticede ekmek parası, hayat mücadelesi. Abla beni merdivenlerde görür görmez, 3 şekerli çayımı, açmamı hazırlar, çok memnunuz ondan.' diye konuştu.

- Öğrencilere bedava simit

Her zaman yeterince iş olmadığını, simitler akşama kadar satılmadığında ihtiyacı olanlara bedava verdiğini vurgulayan Kızbes Doğan, 'Satılmayınca gelene geçene veriyorum. Öğrenciler geliyor, 'abla param yok' deyince hepsine veriyorum. Parası olmayanlar geliyor, onlara da simitlerimden veriyorum.' dedi.

İki oğlunun da tezkeresine 8 ay kaldığını, sık sık telefonla seslerini duyduğunu ifade eden Doğan, geçtiğimiz günlerde oğullarının yemin törenleri olduğunu ama tezgahı bırakıp gidemediği için çok üzüldüğünü belirterek, hayatının mücadele ile geçtiğini ve kendisiyle, işiyle gurur duyduğunu vurguladı.

Kızbes Doğan, sözlerini, 'Benim en büyük derdim, en büyük mücadelem oğullarımdır. Şimdi askerler, onlarla gurur duyuyorum. Onların ismine leke getirmedim, onlar da bana hiç saygıda kusur etmediler. Onlarla gurur duyuyorum.' diye tamamladı.

Kaynak: AA