3'Üncü İş Dünyasında Kadın Raporunun İlk Faz Sonuçlarını Açıklandı

Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) 3’üncü İş Dünyasında Kadın Raporu’nun ilk faz sonuçlarını açıkladı.

3'Üncü İş Dünyasında Kadın Raporunun İlk Faz Sonuçlarını Açıklandı
TÜRKONFED, bu yılsonunda üçüncüsünü yayımlayacağı İş Dünyasında Kadın Raporu’nun ilk faz sonuçlarını yayımlandı. Türkiye’de kadın istihdamının 2007-2015 yılları arasındaki gelişiminin incelendiği raporun kadının iş gücüne katılımı konusunda uygulanacak politikalara da ışık tutmasının amaçlandığı bildirildi.

Rapora göre Türkiye, 2007-2015 yılları arasında düzenli ücretli işlerde, 2 milyon 160 bin kadına net iş sağlayarak ‘Kadın İstihdamını En Fazla Artıran Ülkeler’ sıralamasında 63 ülke içinde yüzde 77’lik oranla birinci sırada yer aldı. Diğer yandan, kadınların iş gücüne katılımında en önemli belirleyici olan eğitim ve okullaşma oranlarında son sekiz yılda önemli bir artış olduğu; yükseköğretimde 2007 yılında kız çocuklarında yüzde 18,7 olan okullaşma oranının 2015 yılında yüzde 41,1 seviyesine ulaştığı belirtildi. 2015 yılı itibariyle üniversite mezunu kadınlarda iş gücüne katılım oranı ise yüzde 71,6 olarak tespit edildi.

Prof. Dr. Oğuz Karadeniz ve Prof. Dr. Hakkı Hakan Yılmaz tarafından hazırlanan 3’üncü İş Dünyasında Kadın Raporu’nun çıktıları yılsonuna kadar TÜRKONFED tarafından dört faz olarak kamuoyuyla paylaşılmaya devam edileceği belirtildi. Raporun her fazında Türkiye’de kadınların iş hayatına katılımından sosyal hayattaki etkinliklerine kadar farklı konularda aldığı aşamalar ve gelişmeler değerlendirilirken, 31 kadın derneğinin cinsiyet eşitliği temelinde politika önerileri de iletileceği bildirildi.

Türkiye’de 2007’den 2015’e kadınların iş gücüne katılım oranlarının incelendiği rapor, kadın istihdamının artırılmasına yönelik politika önerileri ile dikkat çekiyor.

Türkiye’de kadın istihdam oranı halen AB hedeflerinin altında

Raporun ilk faz sonuçlarına göre, Türkiye ekonomisi 2007-2015 yılları arasında düzenli ücretli sınıfında 5 milyon 325 bin kişi için iş oluşturdu ve bu işlerin yaklaşık yüzde 40’ında kadınlar çalıştı. Diğer yandan Türkiye, 2007 ile 2015 yılları arasında düzenli ücretli işlerde 2 milyon 160 bin kadına net iş sağlayarak 63 ülke içinde ‘Kadın İstihdamını En Fazla Artıran Ülkeler’ sıralamasında da yüzde 77 gibi bir oranla birinci sırada yer aldı. Yaşanan olumlu gelişmeler ile Türkiye’de kadın istihdam oranının arttığını ancak bu oranın halen AB hedeflerinin oldukça altında olduğunu ortaya koyan rapor; 2015 yılına gelindiğinde yaklaşık 20 milyon kadının başta ev işleri olmak üzere hala çeşitli gerekçelerle iş gücüne dâhil olmadığına dikkat çekiyor.

Kadınların iş gücüne katılımında en önemli belirleyici eğitim

Eğitim seviyesinin yükselmesi kadınların iş gücüne katılım oranını arttırmada en önemli faktör olma özelliği taşıyor. Raporun ilk faz sonuçlarına göre, yükseköğretimde 2007 yılında kız çocuklarında yüzde 18,7 olan okullaşma oranının 2015 yılında yüzde 41,1 seviyesine ulaştığı belirtildi. 2015 yılı itibariyle lise mezunu kadınlarda iş gücüne katılım oranı yüzde 32,7 iken, söz konusu oran meslek lisesi mezunlarda yüzde 40,8’e, üniversite mezunu kadınlarda yüzde 71,6’ya yükseliyor. Ülkemizde 2007-2015 döneminde okullaşma oranlarında gözlemlenen belirgin artışta kız çocuklarının geçmiş yılların aksine ilk defa özellikle yükseköğretimde erkeklerin önüne geçmesinin önemli etkisi olduğunun belirtildiği raporda, bu gelişmenin eğitim kalitesi ve temel amaç olan toplam faktör verimliliğindeki iyileşme ile birlikte ele alınması gerekliliğinin de altı çizildi.

En yüksek sigortalı kadın çalışan artışı Doğu ve Güneydoğu’da

Rapora göre; Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde uygulanan istihdam teşvikleri, İŞKUR tarafından toplum yararına yürütülen işbaşı eğitim programları gibi aktif işgücü piyasası politikaları ile kadınlara yönelik sosyal sigorta prim indirimleri ve doğum borçlanması gibi uygulamaların olumlu etkisi görüldü.

Bu sayede 2007’den bugüne kadın sigortalı çalışan sayısını yüzde olarak en fazla artıran ilk 5 il sırasıyla Kilis, Bingöl, Şanlıurfa ve Şırnak oldu.

Kadın yönetici sayısında gerileme yaşandı

Türkiye’de işveren kadınların toplam işverenlere oranı 2007 yılında yüzde 6,2 iken 2015 yılında bu oran yüzde 1,8’lik artışla yüzde 8’e ulaştı. Bu oran, Avrupa’da pek çok ülkenin yakaladığı yüzde 25’lik oranın oldukça altında kalıyor. Kadın istihdamındaki artışa karşılık orta ve üst düzey kadın yönetici sayısının yeterince artmadığı hatta oransal olarak düştüğü ise dikkat çeken diğer bir unsur oldu. Toplam istihdam içinde 2007 yılında kadınların yüzde 18’i orta veya üst düzet yönetici iken, 2015 yılında söz konusu oranın yüzde 14’e kadar gerilediği görüldü.

Bu durumun da genç kadınların iş gücüne katılmalarından dolayı kadın yönetici sayısının toplamdaki payının azalmasından kaynaklandığı tespiti yapılıyor.

Türkiye’de yüzde 32 seviyelerinde olan kadının iş gücüne katılım oranını yüzde 50’ler seviyesine çıkartabilmek için alınacak daha çok yol olduğunu ifade eden TÜRKONFED İDK Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Yasemin Açık, "Raporun ilk faz sonuçları, ülkemizde kadın istihdamı konusunda önemli aşamalar kaydettiğimizi ortaya koysa da hem istihdam hem de iş gücüne katılımda hala gelişmiş ülkelere oranla çok düşük rakamlarda kaldığımızı göstermektedir. Bu noktada hükümetten kadın istihdamının artmasını sağlayacak Bakım Sigortası’nın hayata geçirilmesi konusunda gerekli düzenlemeleri yapmasını bekliyoruz’ dedi.

"Kadın istihdamında artış, küresel rekabette şarttır’

‘Kadın güçlenirse, toplum güçlenir’ felsefesiyle kadının iş dünyasına katılımı konusunda aktif çalışmalar yürüttüklerini belirten Açık, kadınların iş hayatına katılımının, sürdürülebilir kalkınmanın en önemli unsurlarından biri olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Açık, "Türkiye’de kadınların iş gücüne katılımı yüzde 32’lerde gerçekleşmesine rağmen, küresel ölçekte bu oranın yüzde 50 ve üzerinde olduğu düşünüldüğünde halen kat etmemiz gereken çok yol olduğu görülmektedir. Her 10 girişimciden sadece birinin kadın olduğu ülkemizde, eğitim başta olmak üzere, düşük ücret ve çocuk bakım hizmetleri ile ilgili yetersizlikler kadınların iş gücüne katılımını olumsuz etkileyen faktörlerin başında yer alıyor. Uluslararası araştırmalar, 2025’e kadar kadınların eşit katılımının sağlandığı en iyi senaryoda küresel düzeyde toplam GSYH’de yüzde 11’lik, yani 12 trilyon dolarlık bir artış öngörüyor. Kadınların ekonomik ve toplumsal hayata katılımının önündeki engellerin ortadan kaldırılması ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması ile kadın istihdamında oluşturulacak olan artış, Türkiye’nin küresel rekabette de önünü açacaktır. Dolayısıyla TÜRKONFED olarak kadınların iş gücüne katılımı şart diyoruz. Kadın güçlenirse, toplum güçlenir ana temasıyla 2017 yılında da cinsiyet eşitliği başta olmak üzere kadınların iş hayatına katılımının artırılmasına yönelik 31 kadın derneğimizle kadın istihdamına yönelik çalışmalarımıza devam edeceğiz’ diye konuştu.

"Bakım Sigortası’nın hayata geçirilmesi gerekiyor’

TÜRKONFED’in 2007-2014 yıllarında yayınladığı iki İş Dünyasında Kadın raporunda yer alan önerilerin birçoğunun hayata geçtiğini ifade eden Prof. Dr. Açık, "Kadınların niteliksel gelişiminin artırılması ve kadın emeğine vasıf kazandırılmasına yönelik İŞKUR’un aktif iş gücü piyasası programları, kadın istihdamına yönelik sosyal sigorta prim indirimleri ve doğum borçlanması gibi konularda TÜRKONFED olarak üzerinde hassasiyetle durduğumuz politika önerilerimiz hayata geçirildi. Söz konusu uygulamalardan 1 milyonu aşkın kadının yararlandığı ve iş gücü piyasasına girdiği tahmin ediliyor’ dedi.

Bu olumlu gelişmeler ile birlikte kadın istihdamının artmasını sağlayacak bakım sigortasının hayata geçirilmesinin de son derece önemli olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Açık, "Kreşlerin yaygınlaştırılması, aile ödenekleri ve bakım sigortalarının kurulması konularında hepimize önemli görevler düşüyor. Kadınların kayıtlı çalışmaları için kamu altyapısının geliştirilmesi, en başta da bakım sigortasının hayata geçirilmesi gerekiyor. Çocuk ve yaşlı bakımının, kamu ve özel sektörün işbirliğinde gerçekleştirilmesi gerektiğini ifade eden ‘Bakım Sigortası’ bu açıdan kritik bir öneme sahiptir. Kadın istihdamını artırmaya yönelik başta kreş ve eğitim/mesleki eğitim desteği olmak üzere, programlanan hedeflerin gelir vergisi gibi vergisel düzenlemeler ile de desteklenerek hayata geçirilebileceği unutulmamalı. TÜRKONFED İDK Komisyonu olarak; kadın derneklerimizin katkısı ile ülkemizde kadınların yaşadıkları sorunların çözümü için oluşturduğumuz politika önerilerinin acilen hayata geçirilmesi için üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye kararlılıkla devam edeceğiz’ diye konuştu.

Kaynak: İHA