Tümamiral Mesut Özel'in Darbe Girişiminde Cezaevine Kapatılması Davasında Sanık Savunmalarına Geçildi
Darbe girişiminde Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Mesut Özel’in cezaevine kapatılmasına ilişkin davada savunma yapan tutuklu sanık, “Haberlerden sıkı yönetim ilan edildiğini gördüm. Olayın darbe olduğunu haber merkezine gelen mesajla öğrendim” dedi.
FETÖ tarafından organize edilen 15 Temmuz Darbe Girişiminde Deniz Harp Okulu Komutanı Tümamiral Mesut Özel’in cezaevine kapatılmasına ilişkin 9 asker hakkında açılan davada sanıkların savunmalarının alınmasına başlandı.
İstanbul 25’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde sabah saatlerinde başlayan duruşmada, sanıkların kimlik tespitlerinin tamamlanmasının ardından savunmalara geçildi. Duruşmada ilk olarak ifadesi alınan tutuklu sanık Cüneyt Aydoğan 2013 yılında Deniz Harp Okulu’na atandığını belirterek “Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum” dedi.
15 Temmuz’un o anki sıcaklığıyla tutuklandığını ve kendisini gerek emniyette gerekse savcılıkta yeterince ifade edemediğini iddia eden sanık Aydoğan, “Bylock hiç kullanmadım. Olay günü saat 21.40 sıralarında nöbetçi amir olarak devriye geziyordum. Evimde lojmandadır. Araçtan inip eve yiyecek bir şeyler almak için indiğimde, cep telefonumdan internette bazı haberler gördüm. Askerin köprüye çıktığı ve sıkı yönetim ilan edildiği gibi haberler vardı. Görür görmez bunun bir terör olayı olduğunu düşündüm. Bu denli hızlı şekilde bir sıkı yönetim ilan edildiyse haberleşme birimine çağrı gönderilir. Ben saat 22.00 sıralarında davanın firari sanıklarından Mustafa Köroğlu’nu aradım, gördüğüm haberlerden bahsettim. Konuyla ilgili bir mesaj gelirse, haber merkezinde olacağımı söyledim” ifadelerini kulandı.
“Mustafa Köroğlu sizi almaya geliyor”
Arabasına doğru yürürken Mustafa Köroğlu’nun yanına geldiğini kaydeden sanık Aydoğan, “Köroğlu bana, ‘Bende araba var, komutanı alıp karargaha gelirim’ dedi.
Köroğlu gittikten sonra haber merkezinden arandım ve mesaj geldiği söylendi. Bunun üzerine komutan Mesut Özel’i arayarak, ‘Komutanım, sıkı yönetim ilan edildiğine dair görmeniz gereken önemli bir mesaj var. Ben henüz görmedim. Buraya gelirken Mustafa Köroğlu binbaşıyla konuştum, aracıyla sizi almaya geliyor, karargaha getirecek. Ben haber merkezine geçiyorum’ dedim” diye konuştu.
“Normal bir sıkı yönetim mesajı değildi”
Mesut Özel’i aradıktan sonra nizamiye gittiğini, nizamiyenin giriş çıkışlarında emniyetin arttırılması emri verdiğini söyleyen sanık Aydoğan, “Haber merkezine gittiğimde, gelen mesajı gördüm. 20-30 sayfaydı. Normal bir sıkı yönetim mesajı değildi, valilerin ve devlet kurumu yöneticilerinin gözaltına alındığı ya da alınacağı şeklinde bilgiler içeriyordu. Ben olayın darbe olduğunu o an anladım. Çağrı planını uygulamayarak komutanı (Mesut Özel) bekledim. Yaklaşık 20 dakika olmasına rağmen komutan gelmedi. Aradım ancak ulaşamadım. Bunun üzerine, komutanı almaya gideceğini söylediği için Mustafa Köroğlu binbaşıyı aradım. O da açmadı. O an kimin darbeci olduğunu bilmiyordum. Herkese dikkat etmeye başladım. Komutandan sonraki rütbeli kişi dekan olduğu için onu aradım, durumu izah ettim” şeklinde konuştu.
“Görüntülerde Özel’in, Köroğlu’nun aracına bindiğini gördüm”
Korgeneral Adnan Özbal ile telefonda görüştüğünü kaydeden sanık Aydoğan, “Özbal bana dışarıdan gelen mesajlara itibar etmememizi, kendisi ne emrederse onu yerine getirmemizi, bu söylediklerini de dekana iletmemizi söyledi.
Devriye gezerken dekan beni aradı. Mesut Özel’in eşi Gamze hanımın yanına gitmemi istedi. Gamze hanımın yanına gittim. Bana, komutanın kendisini bilinmeyen bir numaradan aradığını ve Maltepe Cezaevinde tutulduğunu söylediğini belirtti.
Bunun üzerine evin güvenlik kamerası görüntülerini izledim. Görüntülerde Mesut Özel beyaz yarım kollu üniformasıyla evden çıkıyor. Mustafa Köroğlu’nun kapısını açtığı araca biniyor. Bunu dekana bildirmek üzere yola çıktım” dedi.
Duruşma öğle arasının ardından sanık Aydoğan’ın savunmasıyla devam ediyor.
Kaynak: İHA
İstanbul 25’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde sabah saatlerinde başlayan duruşmada, sanıkların kimlik tespitlerinin tamamlanmasının ardından savunmalara geçildi. Duruşmada ilk olarak ifadesi alınan tutuklu sanık Cüneyt Aydoğan 2013 yılında Deniz Harp Okulu’na atandığını belirterek “Suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum” dedi.
15 Temmuz’un o anki sıcaklığıyla tutuklandığını ve kendisini gerek emniyette gerekse savcılıkta yeterince ifade edemediğini iddia eden sanık Aydoğan, “Bylock hiç kullanmadım. Olay günü saat 21.40 sıralarında nöbetçi amir olarak devriye geziyordum. Evimde lojmandadır. Araçtan inip eve yiyecek bir şeyler almak için indiğimde, cep telefonumdan internette bazı haberler gördüm. Askerin köprüye çıktığı ve sıkı yönetim ilan edildiği gibi haberler vardı. Görür görmez bunun bir terör olayı olduğunu düşündüm. Bu denli hızlı şekilde bir sıkı yönetim ilan edildiyse haberleşme birimine çağrı gönderilir. Ben saat 22.00 sıralarında davanın firari sanıklarından Mustafa Köroğlu’nu aradım, gördüğüm haberlerden bahsettim. Konuyla ilgili bir mesaj gelirse, haber merkezinde olacağımı söyledim” ifadelerini kulandı.
“Mustafa Köroğlu sizi almaya geliyor”
Arabasına doğru yürürken Mustafa Köroğlu’nun yanına geldiğini kaydeden sanık Aydoğan, “Köroğlu bana, ‘Bende araba var, komutanı alıp karargaha gelirim’ dedi.
Köroğlu gittikten sonra haber merkezinden arandım ve mesaj geldiği söylendi. Bunun üzerine komutan Mesut Özel’i arayarak, ‘Komutanım, sıkı yönetim ilan edildiğine dair görmeniz gereken önemli bir mesaj var. Ben henüz görmedim. Buraya gelirken Mustafa Köroğlu binbaşıyla konuştum, aracıyla sizi almaya geliyor, karargaha getirecek. Ben haber merkezine geçiyorum’ dedim” diye konuştu.
“Normal bir sıkı yönetim mesajı değildi”
Mesut Özel’i aradıktan sonra nizamiye gittiğini, nizamiyenin giriş çıkışlarında emniyetin arttırılması emri verdiğini söyleyen sanık Aydoğan, “Haber merkezine gittiğimde, gelen mesajı gördüm. 20-30 sayfaydı. Normal bir sıkı yönetim mesajı değildi, valilerin ve devlet kurumu yöneticilerinin gözaltına alındığı ya da alınacağı şeklinde bilgiler içeriyordu. Ben olayın darbe olduğunu o an anladım. Çağrı planını uygulamayarak komutanı (Mesut Özel) bekledim. Yaklaşık 20 dakika olmasına rağmen komutan gelmedi. Aradım ancak ulaşamadım. Bunun üzerine, komutanı almaya gideceğini söylediği için Mustafa Köroğlu binbaşıyı aradım. O da açmadı. O an kimin darbeci olduğunu bilmiyordum. Herkese dikkat etmeye başladım. Komutandan sonraki rütbeli kişi dekan olduğu için onu aradım, durumu izah ettim” şeklinde konuştu.
“Görüntülerde Özel’in, Köroğlu’nun aracına bindiğini gördüm”
Korgeneral Adnan Özbal ile telefonda görüştüğünü kaydeden sanık Aydoğan, “Özbal bana dışarıdan gelen mesajlara itibar etmememizi, kendisi ne emrederse onu yerine getirmemizi, bu söylediklerini de dekana iletmemizi söyledi.
Devriye gezerken dekan beni aradı. Mesut Özel’in eşi Gamze hanımın yanına gitmemi istedi. Gamze hanımın yanına gittim. Bana, komutanın kendisini bilinmeyen bir numaradan aradığını ve Maltepe Cezaevinde tutulduğunu söylediğini belirtti.
Bunun üzerine evin güvenlik kamerası görüntülerini izledim. Görüntülerde Mesut Özel beyaz yarım kollu üniformasıyla evden çıkıyor. Mustafa Köroğlu’nun kapısını açtığı araca biniyor. Bunu dekana bildirmek üzere yola çıktım” dedi.
Duruşma öğle arasının ardından sanık Aydoğan’ın savunmasıyla devam ediyor.