Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın Açıklaması (1)

(Erdoğan'ın 'hayır' çadırını ziyareti) Çok güzel, demokratik bir jest oldu. Belki 'hayır' çadırında bulunan vatandaşlarımız böyle bir ziyareti beklemiyorlardı. Ama hem güzel bir görüş alışverişine vesile oldu hem de bu kampanyanın ister 'evet' ister 'hayır' kanadında olun, demokratik kurallar çerçevesinde, bir müzakereci demokrasinin gerektirdiği ilkeler çerçevesinde yapılabileceğini göstermesi açısından bir cumhurbaşkanı olarak çok güzel bir demokrasi örneği sergilemiş oldu' 'Avrupalılar zaman zaman bize 'Türkiye'nin iç meselelerini Avrupa ülkelerine taşımayın' gibi eleştiriler dile getiriyorlar. Fakat kendileri özellikle bu halk oylamasında açıkça taraf olarak yani 'hayır' kampanyasını desteklemek suretiyle aslında Türkiye'deki bir konuya taraf olmaktalar' 'Bu meseleyi Avrupa gündemine taşıyan Türkiye değil, Türkiye'deki halk oylaması ya da siyasiler değil oradaki Avrupalı siyasilerin, belli çevrelerin tercihleridir. Fakat bu referandumda nihai kararı ne Avrupa basını ne Avrupa siyasetçileri verecek, nihai kararı millet verecektir'

Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'hayır' çadırını ziyaretine ilişkin, 'Çok güzel, demokratik bir jest oldu. Belki 'hayır' çadırında bulunan vatandaşlarımız böyle bir ziyareti beklemiyorlardı. Ama hem güzel bir görüş alışverişine vesile oldu hem de bu kampanyanın ister 'evet' ister 'hayır' kanadında olun, demokratik kurallar çerçevesinde, bir müzakereci demokrasinin gerektirdiği ilkeler çerçevesinde yapılabileceğini göstermesi açısından bir cumhurbaşkanı olarak çok güzel bir demokrasi örneği sergilemiş oldu.' dedi.

Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde medya mensuplarına gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Dün akşam vefat eden 15 Temmuz şehidi Ömer Halisdemir’in annesinin ailesine taziyelerini ileterek konuşmasına başlayan Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın aileyi arayarak taziyelerini ilettiğini, cenaze ve diğer işlemleri Niğde Valisi ve diğer birimlerin ettiklerini belirtti.

16 Nisan'daki halk oylamasına ilişkin süreçte, ülke içi ve dışında il ziyaretleri, açılışlar, mitingler ve salon toplantılarının yoğun şekilde devam ettiğine işaret eden Kalın, 'Demokratik, medeni bir tartışma ortamının gerekleri çerçevesinde hem 'evet' hem 'hayır' diyenler kapsamlı kampanyalar yürütüyor. Bu, Türk demokrasisi açısından sevindirici bir tablo. İki taraf da kendi görüşlerini, argümanlarını, tezlerini özgür bir şeklide ortaya koyuyorlar.' değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da yoğun il ziyaretleri ve vatandaş buluşmaları yaptığını dile getiren Kalın, Erdoğan'ın geçen salı Samsun il ziyareti öncesi 'evet' ve 'hayır' çadırlarını ziyaret ettiğini hatırlattı.

Erdoğan'ın iki çadırda da vatandaşlarla bir araya gelip sohbet ettiğini dile getiren Kalın, 'Aslında çok güzel, demokratik bir jest oldu. Belki 'hayır' çadırında bulunan vatandaşlarımız böyle bir ziyareti beklemiyorlardı. Ama hem güzel bir görüş alışverişine vesile oldu hem de bu kampanyanın ister 'evet' ister 'hayır' kanadında olun, demokratik kurallar çerçevesinde bir müzakereci demokrasinin gerektirdiği ikeler çerçevesinde yapılabileceğini göstermesi açısından bir cumhurbaşkanı olarak çok güzel bir demokrasi örneği sergilemiş oldu.' diye konuştu.

Erdoğan'ın programlarının kampanya çerçevesinde devam edeceğini belirten Kalın, bugün normalde Erzurum programının bulunduğunu ancak bu programı 15 Nisan’a tehir ettiklerini bildirdi.

Bu kampanya programının yoğunluğu içinde bu tür değişikliklerin yapılabildiğinin altını çizen Kalın, 'Erzurumlu kardeşlerimiz, hemşehrilerimiz merak etmesinler. Allah'tan bir mani olmazsa inşallah 15 Nisan’da Sayın Cumhurbaşkanımızla buluşma imkanları olacak.' bilgisini verdi.

Yarın Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Diyarbakır ziyareti olacağını aktaran Kalın, devam etmekte olan halk oylaması kampanyası, Erdoğan'ın yeni cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ve diğer konularla ilgili önemli mesajlar vereceğini, bununla ilgili hazırlıkların devam ettiğini bildirdi.

- 'Özgür bir şekilde oy kullanmaları için çalışma yürütülüyor'

Kalın, yurt dışında da oy kullanılma sürecinin başladığını anımsatarak yurt dışında yaşayan vatandaşların oylarını 27 Mart-9 Nisan tarihlerinde kullanabileceklerini hatırlattı.

Şu anda 7 ülkede vatandaşların oylarını kullandığını dile getiren Kalın, 'Toplamda 57 ülkede 120 temsilciliğimizde 14 gün boyunca toplam 3 bin 182 sandık kurulmuş durumda ve vatandaşlarımız da bu sandıklarda oylarını kullanacaklar. Totalde 2 milyon 972 bin 629 vatandaşımız yurt dışında oy kullanma hakkına sahip ve bu seçmen kitlemizin de demokratik haklarını özgür bir şekilde kullanmaları için diplomatik misyonlarımız, büyükelçiliklerimiz üzerinden yoğun bir çalışma şu anda yürütülüyor.' diye konuştu.

Son dönemde getirilen düzenleme ile yurt dışında bulunan vatandaşların referandum ile beraber 4. kez yurt dışında oy kullanma hakkını elde ettiğini belirten Kalın, 'Bu halk oylamasında önceki seçimlerden farklı olarak yurt dışı tek bir seçim bölgesi olarak kabul edildiği için vatandaşlarımız istedikleri herhangi bir temsilcilikte oy kullanma imkanına da sahip bulunmaktalar. Bu yine vatandaşlarımızın en temel demokratik haklarını serbest hür bir şekilde kullanmaları bakımından çok önemli bir düzenleme.' ifadelerini kullandı.

Yurt dışında oy kullanma uygulamasının ilk olarak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde getirildiğini dile getiren Kalın, şöyle devam etti:

'Şöyle bir trende baktığımız zaman, katılım oranında ciddi bir artışın olduğunu görüyoruz. Örneğin 2014 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde katılım, takriben yüzde 19 civarındaydı. Daha sonra 25. dönem seçimlerinde bu yüzde 36'ya çıktı. 26. dönem seçimlerinde ise bu oranın yüzde 45'e çıktığını görüyoruz. Geçtiğimiz 4-5 gün içerisinde, oy kullanmaya başlandığı tarihten itibaren de sandıklara çok ciddi bir ilginin olduğunu, vatandaşlarımızın oy kullanma merkezlerine giderek oylarını kullandıklarını görüyoruz ki inşallah bu vesileyle bu yıl bu referanduma katılım noktasında daha büyük bir artışın olmasını bekliyoruz.

Özellikle geçtiğimiz haftalarda Almanya, Hollanda gibi bazı ülkelerde yaşadığımız hadiseleri de dikkate alarak vatandaşlarımızın sandıklara ilgi göstermesinin ayrı bir önemi olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Yaşanan hadiseleri hep beraber müşahede ettik. Orada bakanlarımızın, siyasi temsilcilerin, milletvekillerinin ne tür engellerle, ne tür mukavemetlerle karşı karşıya geldiğini hep birlikte gördük.

Bütün diplomatik teamüllere ve kurallara aykırı bir şekilde 'evet' kampanyası yürütenlerin engellenmesi çabalarına karşı vatandaşlarımız en güzel cevabı yine sandıkta vereceklerdir. Avrupalılar zaman zaman bize 'Türkiye'nin iç meselelerini Avrupa ülkelerine taşımayın.' gibi eleştiriler dile getiriyor. Fakat kendileri özellikle bu halk oylamasında açıkça taraf olarak yani 'hayır' kampanyasını desteklemek suretiyle aslında Türkiye'deki bir konuya taraf olmaktalar. Dolayısıyla bu meseleyi Avrupa gündemine taşıyan Türkiye değil, Türkiye'deki halk oylaması ya da siyasiler değil oradaki Avrupalı siyasilerin, belli çevrelerin tercihleridir. Fakat bu referandumda nihai kararı ne Avrupa basını ne Avrupa siyasetçileri verecek, nihai kararı millet verecektir. Dolayısıyla buna saygı duyulmasını bekliyoruz. Şu kalan süre içerisinde de bu oy kullanma işlemlerinin herhangi bir engellemeye takılmadan, herhangi bir kural dışı, kanun dışı muameleye maruz kalmadan gerçekleşmesi için biz diplomatik misyonlarımız üzerinden gerekli düzenlemeleri yaptık.'

- '2,9’luk büyüme sevindirici bir oran'

Kalın, TÜİK’in bugün ekonomi ile ilgili önemli bir veri açıkladığına işaret etti. Geçen yıl için Türkiye'nin büyüme oranının 2,9 olarak açıklandığını hatırlatan Kalın, 'Geçen yıla ilişkin büyüme oranı beklentisi 2,2 idi. Dolayısıyla beklentilerin üzerinde bir oranda büyüme gerçekleşti. Özellikle son çeyrekte büyümenin yüzde 3,5 civarında gerçekleşmiş olması da bu yükselen ivmeyi, trendi göstermesi açısından oldukça memnuniyet verici.” değerlendirmesinde bulundu.

Dünyanın büyük ekonomilerinin büyüme oranlarına bakıldığında bunların genellikle yüzde 2'nin altında olduğunun görüldüğüne dikkat çeken Kalın, yüzde 2,9’luk büyümenin gerçekten sevindirici bir oran olduğunu vurguladı. Kalın, 'Bu vesileyle milli gelirimiz de yüzde 10'dan fazla artarak 2 trilyon 590 milyar TL’ye ulaşmış. Bu hesaplama çerçevesinde de TÜİK verilerine göre, Türkiye'de kişi başına düşen gelir, 10 bin 807 dolar olarak gerçekleşmiş bulunuyor. Tabii ki 2016 yılında yaşadıklarımızı dikkate aldığımız zaman, bu rakamların Türkiye ekonomisinin bünyesel gücünü göstermesi açısından dikkat çektiğini ifade etmemiz gerekiyor.' ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin 2016'da kanlı bir darbe girişimini püskürttüğünü belirten Kalın, buna ilaveten PKK, DEAŞ, FETÖ gibi terör örgütleriyle mücadele devam ederken Türkiye'nin Fırat Kalkanı Harekatı'nı gerçekleştirmek suretiyle sınırında ciddi bir güvenlik alanı oluşturduğunu anlattı.

Tüm bunlar yaşanırken 3. köprünün ve Avrasya Tüneli’nin açılışının, 18 Mart Çanakkale Köprüsü’nün temel atma töreninin yapıldığına işaret eden Kalın, 'Bunlara baktığınız zaman Türkiye'nin bu büyük projeleri hayata geçirme noktasında güçlü bir irade ortaya koyduğunu, bir ekonomik mali disiplin içinde hareket ettiğini görüyoruz. Dolayısıyla içeride ve dışarıda planlanan tüm komplolara, kumpaslara, çeşitli finansal operasyonlara rağmen Türkiye ekonomisinin gücünü göstermesi açısından bu rakamları zikretmekte fayda var. Bu aynı zamanda siyasi istikrarın ekonomik büyüme açısından ne kadar önemli olduğunu bir defa daha gösteriyor. Dolayısıyla 16 Nisan halk oylamasına doğru giderken siyasi istikrar vurgusunu ekonomiyle birlikte tekrar değerlendirmekte fayda var.' dedi.

(Sürecek)
Kaynak: AA