'Hayata Dönüş Operasyonu' Davası

Bayrampaşa Cezaevi'ndeki operasyonda görev sınırlarını aştığı öne sürülen dönemin jandarma görevlisi 196 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Bayrampaşa Cezaevi'ndeki 'Hayata Dönüş Operasyonu'nda görev sınırlarını aştığı öne sürülen dönemin jandarma görevlisi 196 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, bazı tutuksuz sanıklar Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılırken, tarafların avukatları ile 3 müşteki salonda hazır bulundu.

SEGBİS ile savunması alınan tutuksuz sanık Numan Öksüz, 1997-2001 yılları arasında İstanbul İl Jandarma Komutanlığında Jandarma Sevk Bölük Komutanı olarak görev yaptığını, İstanbul'daki 8 cezaevinde bulunan hükümlü ve tutukluların şehir dışındaki cezaevlerine nakillerini gerçekleştirdiğini ve sadece makina ve tabancalarının bulunduğunu, özel silahlarının olmadığını söyledi.

Sanık Öksüz, 2000 yılı Aralık ayında Bayrampaşa ve Ümraniye cezaevlerindeki nakillerle görevlendirildiğini ifade ederek, ''Yapılacak operasyon sonucunda, tahliye edilecek hükümlü ve tutukluları, Edirne F Tipi Ceza İnfaz Kurumu'na nakletmek üzere görevliydim. Bu konuda yazılı emir verildi. Personelle birlikte Bayrampaşa Cezaevinin bahçesinde hükümlü ve tutuklu nakliye aracı içinde bulunuyordum. Cezaevine müdahaleyi, Ankara'dan gelmiş olan özel birlikler yaptı.'' dedi.

Nakil araçları dolunca Edirne'deki kuruma doğru bir kısım personelle yola çıktığını anlatan Öksüz, tutuklu ve hükümlüleri bıraktıktan sonra Bayrampaşa'ya döndüklerinde müdahalenin bittiğini, ne kendisinin ne de bölüğündeki personelin koğuşa girmediğini, özel birlikteki askerleri görmediğini, cezaevinin içinde neler yaşandığını bilmediğini ve kesinlikle suçlamaları kabul etmediğini söyledi.

Sanık Öksüz, ''Jandarma Komutanımız Kıdemli Albay Halil İbrahim Tüysüz'dü. İstanbul Jandarma Bölge Komutanımız ise Tuğgeneral Engin Hoş'tu. Hatırladığım kadarıyla bir toplantı yapıldı. Toplantıyı Engin Hoş yönetiyordu. O tarihte üsteğmen olarak genç olduğum için beni ilgilendirmeyen diğer konuşma ve görüşlerle ilgilenmedim.'' diye konuştu.

- 'Bize özel alet, giysi ve silah vermediler'

SEGBİS sistemiyle bağlanan tutuksuz sanık Burhan Yaman da, 2000 yılında uzman çavuş olarak arama kurtarma taburu personeli olarak görev yaptığını, tabur komutanının adını ve Ankara'dan İstanbul'a ne zaman geldiklerini hatırlamadığını belirtti.

Sanık Yaman, ''Benim görevim jeneratör bağlandıktan sonra başında beklemekti. Ben jeneratör başında beklediğim için cezaevine hiç girmedim. Cezaevinin içine kimlerin girdiğini de görmedim. Benim beklediğim yer, tutuklu ve hükümlülerin naklinin yapıldığı yerin ters tarafıydı. Bu nedenle nasıl çıkartıldıklarını, ne halde olduklarını görmedim. Bize özel alet, giysi ve silah vermediler. Biz arama kurtarma ekibi olduğumuz için, hayat kurtarmak için operasyona katılıyorduk. Herhangi bir silah, gaz veya saldırı aracı kullanmamız yönünde bir talimat verilmedi.'' şeklinde konuştu.

SEGBİS sistemiyle savunma yapan bir diğer sanık Ahmet Karakaş, tahliye ekibinde uzman çavuş olarak görev yaptığını, hükümlü ve tutukluların koridordan geçirip nakliye araçlarına iletilmesi konusunda görevlendirildiğini, koğuşa girmediğini ve yaralı herhangi bir kişiyi görmediğini ifade etti.

Cezaevinden getirilen müşteki Ercan Kartal'ın 1 saat 5 dakika boyunca okuduğu dilekçesinde, olay günü müdahale eden görevlilere, ''alçaklar, katiller grubu, halk düşmanları, intikamlarını alacağız, hesaplarını soracağız, ölümleri bile kurtuluşları olmayacak'' şeklinde söylemlerde bulunduğu tutanağa geçirildi.

Duruşmada hazır bulunan diğer müştekiler de sanıklardan şikayetçi olduklarını söyledi.

Mahkeme heyeti, Adli Tıp Kurumu'na yazı yazılarak, adli emanetten gelen silahların cinslerinin ve niteliklerinin tespit edilmesine ve Ercan Kartal'ın sözlü ve yazılı beyanlarında terör örgütü propagandası yapmak ve tehdit suçlarından savcılığa suç duyurusunda bulunulmasına karar vererek, eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.
Kaynak: AA