Anadolu Üniversitesinde 'İstihdam Ve Geleceğe Hazırlama' Panel

İstihdam ve Geleceğe Hazırlama başlıklı panel, Eskişehir Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Anadolu Üniversitesi Öğrenci Merkezi Salon 2016’da gerçekleştirildi.

Anadolu Üniversitesinde 'İstihdam Ve Geleceğe Hazırlama' Panel
Organizasyona, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Coşkun Bayrak, Özel Eğitim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Cavkaytar, Engelliler Entegre Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Emine Sema Batu’nun yanı sıra Eğitim Fakültesi öğretim üyeleri ve çok sayıda öğrenci katıldı.

Organizasyonun açılış konuşmasında günün önemini anlatan Özel Eğitim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Cavkaytar, özel gereksinimli bireyler ve onların toplumsal yaşama tam katılımları noktasında özenle çalışan bir bölüm olarak nitelediği Özel Eğitim Bölümünün çalışmaları ve hedeflerinden söz etti. Prof. Dr. Cavkaytar, "Gözlemlerimiz ışığında düşündüğümüzde, bu durumun aslında bir fark mı yoksa bir normallik mi olduğunu iyi belirlememiz gerekiyor. Dolayısıyla bugünün de önemli bir farkındalık olduğunu düşünüyorum. Artık zaman daha çok çocuğa ve aileye el uzatarak harekete geçmenin zamanıdır" ifadelerine yer verdi.

"Tıp çare bulamadı diye elimiz kolumuz bağlı oturacak değiliz"

Anadolu Üniversitesinin özel eğitim alanına çok önem veren bir üniversite olduğunu dile getiren Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, “Tüm engel gruplarına yönelik hem araştırma faaliyetleri hem uygulama birimleriyle çalışma yapan bir üniversiteyiz.” diye konuştu.

Rektör Gündoğan konuşmasını şu şekilde sürdürdü “Down Sendromlu bireylerle ilgili farkındalığın oluşması açısından gerçekten önemli bir gün. Dünyada yaklaşık 6 milyon down sendromlu birey olduğu düşünülüyor. Ülkemizde de on binlerce down sendromlu bireyimiz var ve maalesef tıp bilimi henüz down sendromuna çare bulmuş değil. Fakat tabii ki tıp bir çare bulamadı diye de elimiz kolumuz bağlı oturacak değiliz. Down sendromlu kardeşlerimizi sahiplenmemiz, onların hayata tutunmalarını destekleyerek yaşam kalitelerini artırmamız gerekiyor. Bu kapsamda sadece farkındalık yaratmakla kalmayarak eyleme de geçmemiz gerekiyor. Ben bugünün buna vesile olmasını diliyorum.

Down sendromlu veya özel eğitime ihtiyaç duyan dezavantajlı tüm grupların mutlaka hayat standartlarının geliştirilmesi ve sağlık sorunlarının giderilmesi gerektiğinin altını çizen Rektör Gündoğan, Bunları yaparken onların toplumsal hayata daha fazla katılımlarını sağlayacak kanalların da açılması lazım. İstihdam, bu anlamda en önemli konu. Bu bireyleri, öncelikle kendi kendilerine yetecek hâle getirmemiz gerekiyor. Bununla birlikte bu gençlerimizin enerjilerinden, yaratıcı ve üretken kapasitelerinden toplum istifade etmeli. İstihdamla bu bireyleri hem toplumsal hayata sokmuş olacağız hem de onların katkılarından istifade etmiş olacağız. Bugün aynı zamanda Nevruz Bayramı. Nevruz, doğanın uyanışı anlamına geliyor. Bu bağlamda da bugünün, özel eğitime ve gereksinime ihtiyaç duyan bireyler konusunda da toplumsal farkındalığın doğmasına vesile olmasını diliyorum. Bu toplantının da önemli katkılar sunacağına inanıyorum. Toplantıya iştirak eden tüm katılımcı ve panelistlere teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.



"Hassas bir konu olduğunu kanıtlamak üzere bu filmi yaptık"

Gerçekleştirilen konuşmaların ardından Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Cavkaytar’ın moderetörlüğünde panele geçildi. Down sendromlu Arif’in öyküsünü beyaz perdeye yansıtan Hasan Kalender’in yazıp yönettiği Tecahül-i Arif filminin gösteriminin ardından oturumlara geçilen panelde, Tecahül-i Arif filmi ekibinden Yardımcı Yönetmen Gülten Yalmanbaş ve Oyuncu Sabriye Kara, Down Sendromu Derneği Başkanı Gün Bilgin, işverenler Oya Tufan ve Bürdem Tufan konuşmacı olarak yer aldı.

İlk olarak söz alan Yardımcı Yönetmeni Gülten Yalmanbaş, filmi sosyal farkındalık oluşturmak için çektiklerini dile getirdi. Yapım yatırım desteği görememiş olmalarına karşın sorumlu davrandıklarını kaydeden Yalmanbaş, “Bu durumun sadece down sendromuyla ilgili olmadığını, pek çok insanı ilgilendirdiği ve pek çok insan tarafından ilgi görecek düzeyde hassas bir konu olduğunu kanıtlamak üzere bu filmi yaptık. Ancak gördüğümüz şu ki amaçladığımızın çok ötesine gittik" ifadelerini kullandı.

“Öngördüğümüz süre olan 4 gün sonunda filmin çekimlerini tamamladık” diyen Yalmanbaş, oynayan oyuncuların tamamına yakınının gönüllü olarak yer aldığını, ortak amaç doğrultusunda gönüllük bağlarıyla filmi hayata geçirdiklerini kaydetti.

Yalmanbaş, bundan sonraki amaçlarının ise filmi uzun metraja çevirmek olduğunu dile getirdi.

"Böyle sosyal sorumluluk projelerinde seve seve yer alırım"

Filmde yer almaktan duyduğu mutluluğu ifade eden Türk tiyatrosunun duayen isimlerinden Sabriye Kara, “Çok önemli ve anlamlı bir iş. Sabırla çalışmanın neticesi de bir o kadar güzel oluyor. Oyuncumuz Deniz ile çalışmak ve böylesine bir projede yer almanın bana çok şey kattığını söylemek mümkün. Diğer down sendromlu bireylere ve ailelerine çok iyi bir örnek olacaktır. Farkındalığın daha geniş kitlelere yayılması adına önemli buluyorum. Bu film gibi sosyal sorumluluk projelerinde seve seve yer alırım” ifadelerini kullandı.

Panel kapsamında, Anaodolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Naci Gündoğan, Tecahül-i Arif filmi ekibinden Gülten Yalmanbaş ve Sabriye Kara’ya; Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Coşkun Bayrak ve Özel Eğitim Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Cavkaytar ise Down Sendromlular Derneği Başkanı Fulya Ekmen’e teşekkür belgesi ve çiçek takdim etti. Panelde Down Sendromlulara istihdam olanakları sağlayan proje ortağı işverenlerden Soner Bilgiç, Oya Temiz ve Mustafa Arman ise teşekkür belgelerini Özel Eğitim Bölüm Başkan Yardımcısı Doç Dr. Yasemin Ergenekon’un elinden aldı.
Kaynak: İHA