Samsun'da 'Mahallemle Elele' Projesi

Samsun'da, Elvinder ile Muhtarlar Derneğince organize edilen 'Mahallemle Elele' projesinin tanıtım toplantısı düzenlendi.

Elveren İnsanlar Derneği (ELVİNDER) Başkanı Yeşim Gürsoy, 15 Temmuz Şehitler Parkı Ömer Halisdemir Toplantı Salonu'nda düzenlenen projenin tanıtımında yaptığı konuşmada, projenin aslında kadın muhtarlarla birlikte 2007 yılında temellerinin atıldığını söyledi.

Gelenek ve göreneklere sahip çıkılmaması ve manevi değerlerin yok edilmesinin kültürel yozlaşmaya ve insanların birbirinden uzaklaşmasına neden olduğunu ifade eden Gürsoy, 'Ekonomik olarak ülke olarak büyüyoruz, sosyolojik ve ekolojik iyileşmeler çok fazla. Ama biz değerlerimizi kaybediyoruz. Makam sahibi, para sahibi olabiliriz ama insan sahibi olamadıktan sonra sahip olduğumuz bu değerlerin hiç önemi yok.' dedi.

İnsanlarda hatır ve gönül kavramlarını yeniden ortaya çıkarmak istediklerini vurgulayan Gürsoy, şöyle konuştu:

'En son yaşadığım olaylar bize gösterdi ki manevi değerleri koruyamamak milli birliğe sahip çıkamamak bizi bölünmelere çok çabuk götürüyor. Yapacağımız ilk iş birbirimize sahip çıkmak ve manevi değerlerimize sarılmak. Bu noktadan hareket ederek muhtarlarla bir araya gelerek 'Mahallemle Elele Projesi' başlattık. Samsun Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi bu konuda bize destek gösterdiler. Mahallelerde sorunları tespit edip gerçekçi çözümler aramak için toplantılar düzenledik. Bu konuda en önemli ayağın eğitim olduğunu düşünüyoruz. 'Muhtarına Mektup Yaz' başlığı altında yarışma düzenleyeceğiz. Eskiden ne vardı? Şimdi kaybettik. Neleri hayal ediyoruz? Bu çerçevede herkesten bir mektup istiyoruz. Bunların çıktılarını sosyolojik olarak Ondokuz Mayıs Üniversitemiz değerlendirecek. Konu tespitlerine göre biz de çalışma alanlarını belirleyeceğiz.'

Samsun Muhtarlar Derneği Başkanı Mustafa Öztürk ise, projeyle kaybolan manevi değerleri yeniden yaşatmak istediklerine işaret etti.

Önce güven ortamının ortadan kalktığını daha sonra ise insanların bireyselleştiğini dile getiren Öztürk, 'Komşuluk, akrabalık ve kardeşlik hukukunun dayanışmasını kaybettik. Eğitimimiz de tam anlamıyla görevini yapamıyor. Eskiden mahalleler arasında komşuluk çok farklıydı. Kapılar kapanmaz, yemekler paylaşılırdı. Şimdi ise evlerimizde çelik kapılar takılı. Bize neler oldu? Ahlaki değerlerimiz düşüncelerimiz değişiyor.' ifadelerini kullandı.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Okuyan da, 'Sosyal Varlık Olan İnsan' başlıklı bir sunum yaptı.

Dinin hayatın kendisi olduğunu ifade eden Okuyan, şunları kaydetti:

'Din önce insanın kendisine sonra canlı cansız çevresine bununla beraber Allah'a karşı sorumlu yaşamayı öğreten kurumun adıdır. Dindar insan 'Her koyun kendi bacağından asılır' palavrasına inandırılamaz. Biz sosyal bir varlığız. Bizim her ibadetimizin sosyal bir boyutu vardır. Sokaklarla biz ilgileneceğiz. Kitabımız bize o görevi veriyor. Sokakta bir gariban tek başına duruyorsa evinde yan gelip yatana Kur'an insan bile demiyor.'

Toplantının sonunda Hafız Mustafa Yılmaz, Kur'an-ı Kerim okudu.

Kaynak: AA