Antarktika'nın Likenlerinde Hastalıklara Çare Aranacak

Antarktika'da bilimsel araştırmalar yapan ilk Türk ekibinde yer alan ERÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halıcı'nın, ikinci kez davet edildiği kıtadan topladığı liken örnekleri, ilaç çalışmalarında da kullanılacak Halıcı: 'Likenlerin antibakteriyel ve antiviral özellikleri dolayısıyla ilaç geliştirme çalışmaları yapılıyor. Son dönemde de antikanser özellikleri üzerinde çalışılmaya başlandı' 'ERÜ Eczacılık Fakültesi ile likenlerin antienflamatuar etkileri üzerine çalışıyoruz. Biz materyal sağlıyoruz, onlar da araştırma yapıyor. Hem Antarktika'nın hem de Türkiye'nin likenleri üzerinde çalışıyoruz'

ORHAN CANBULATEL - Antarktika'da bilimsel araştırmalar yapan ilk Türk ekibinde yer alan Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan Halıcı, ikinci kez davet edildiği kıtadan topladığı 150 farklı türe ait 500 örnekle Türkiye'ye döndü. Halıcı'nın topladığı liken örnekleri, ilaç geliştirme çalışmalarında kullanılacak.

Prof. Dr. Gökhan Halıcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Antarktika'da bilimsel araştırmalar yapan ilk Türk ekibinde yer aldığını anımsatarak, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) bünyesindeki Kutup Araştırmalar Merkezinin organizasyonuyla da 28 Aralık'ta ikinci kez kıtaya gitmek için Kayseri'den yola çıktığını anlattı.

Kıtada birlikte çalışacakları Çek ekiple Arjantin'in başkenti Buenos Aires'te buluştuğunu dile getiren Halıcı, şunları belirtti:

'20 gün Arjantin'in güneyindeki Rio Gallegos'ta iklim koşullarının düzelmesini bekledik. Çünkü uçakla Antarktika'ya ulaşmak oldukça zor. 20 Ocak'ta kıtaya ulaşabildik. Burada 40 gün boyunca James Ross Adası'ndaki Çek Cumhuriyeti'nin üssünde bilimsel çalışmalar yaptık. Burada uzmanı olduğum likenler ve likenler üzerinde yaşayan mantarları topladık ve oradaki laboratuvarlarda bu örneklerin tür seviyesinde teşhislerini yaptık.'

Antarktika'nın dünyanın en soğuk ve kurak, rüzgarın da en hızlı estiği kıta olduğunu anımsatan Halıcı, bu nedenle burada organizmaların yaşamasının güç olduğunu aktardı. Halıcı, 'Zaten tüm Antarktika yüzölçümü olarak Türkiye'nin yaklaşık 18, Avrupa'nın ise 1,5 katı büyüklüğünde. Sadece 2 çiçekli bitki türü var ama benim uzmanı olduğum likenler olumsuz koşullarda yaşamaya elverişli organizmalar, oranın baskın elementleri. Buradan yaklaşık 150 farklı türe ait 500 civarında örnek topladık.' dedi.

- James Ross Adası ve Erciyes Dağı arasındaki benzerlik şaşırttı

Halıcı, kutup bölgelerinin biyoçeşitliliği ile Anadolu dağlarının yüksek kesimlerindeki çeşitliliğin birbiriyle aynı olduğunu vurgulayarak, şu değerlendirmede bulundu:

'Buradaki Erciyes Dağı ve Hasan Dağı volkanik dağlar. Antarktika'nın da volkanik bir orijini var. Dolayısıyla aynı olumsuz koşullara sahip olduğu için bizim buradaki dağların yüksek kesimlerindeki organizmalar ile kutup bölgelerinde yayılış gösteren organizmalar birbiriyle benzerlik gösteriyor. Orada beni en çok şaşırtan durumlardan biri bu oldu. Çünkü ben yüksek lisans tezimde Erciyes Dağı'nın likenlerini çalışmıştım. James Ross Adası'nın bazı yerlerinde kendimi Erciyes Dağı'nda gibi hissettim. Çünkü biyoçeşitlilik bakımından, tür çeşitliliği bakımından son derece benzer organizmalar vardı. Şimdiki hedefimiz, genetik açıdan hem Antarktika'daki hem de Türkiye'deki organizmaları karşılaştırarak, birbirleriyle olan benzerliklerini belirlemek.'

Prof. Dr. Gökhan Halıcı, küresel ısınmanın en hızlı gözlenebildiği yerlerin kutup bölgeleri olduğuna dikkati çekerek, ısınma arttıkça biyoçeşitliliğin de değiştiğini, küresel ısınmanın bu organizmalar üzerindeki etkisini belirlemek için çalıştıklarını anlattı.

Küresel ısınmanın denizlerdeki su seviyesini artıracağını, güney yarım küredeki türlerin yavaş yavaş kuzeye göç edeceğini, bazı canlı türlerinin ortadan kalkacağını vurgulayan Halıcı, 'Dolayısıyla bu, insan yaşamını bir şekilde etkileyecek. Bu olgunun canlılar üzerindeki etkisini en iyi inceleyebileceğimiz yer kutup bölgeleri. Antarktika gerek iklim koşulları gerekse de ultraviyole (UV) ışınlarının yüzeye etkili bir şekilde ulaşması gibi canlılar için yaşamanın en zor olduğu kıta. Bu kıtada en başarılı şekilde yaşayan organizmalar da likenler.' diye konuştu.

- Likenlerin antienflamatuar etkileri araştırılıyor

Likenlerin ilaç geliştirme çalışmalarında kullanıldığına işaret eden Halıcı, şöyle dedi:

'Likenlerin antibakteriyel ve antiviral özellikleri dolayısıyla ilaç geliştirme çalışmaları yapılıyor. Son dönemde de antikanser özellikleri üzerinde çalışılmaya başlandı. ERÜ Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Cumaoğlu ile likenlerin antienflamatuar (iltihap önleyici) etkilerini araştırıyoruz. Biz materyal sağlıyoruz, onlar da araştırma yapıyor. Hem Antarktika'nın hem de Türkiye'nin likenleri üzerinde çalışıyoruz.'

Halıcı, Antarktika'da 5-6 yeni tür bulduğunu ifade ederek, Türkiye'ye dönmesinin ardından bunları bilim dünyasına tanıtabilmek için çalışmalara başladığını sözlerine ekledi.

Halıcı, daha önce Antarktika'da yaşayan yeni bir mantar türünü tanımlamış ve bu türü geçen yıl nisan ayında gerçekleştirdikleri ilk bilim seferinin lideri Prof. Dr. Bayram Öztürk'e ithafen 'sagediopsis bayozturkii' olarak adlandırmıştı.
Kaynak: AA