'Güneş Alerjisi, Başka Hastalıkların Belirtisi Olabilir'

Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Prof. Dr. Alper: 'Bazen güneş alerjileri başka hastalıkların, bağışıklık sistemiyle ilgili sorunların belirtileri olabiliyor. O yüzden güneş alerjisiyle başvuran hastalarımızda önce bunun başka bir hastalıkla ilişkili olmadığını kanıtlıyoruz. Bir takım araştırmalar yapıyoruz. Bunu öğrendikten, sadece güneşe bağlı bir alerji olduğunu anladıktan sonra nasıl yönetebileceğimize bakıyoruz' 'Bazı hastalarımızda güneş alerjisi olduğu kontrol edilemeyebilir. O zaman hastalarda tolerans geliştirme yöntemi deniyoruz. Bizim fototerapi yaptığımız ultraviyole kabinlerimiz var. Bu kabinleri kullanırken hastalarımızı, çok düşük miktarda güneşe maruz bırakarak alıştırmaya çalışıyoruz'

HATİCE ŞENSES - Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Prof. Dr. Sibel Alper, bazen güneş alerjilerinin bağışıklık sistemiyle ilgili sorunların belirtisi olabileceğini ifade ederek, 'O yüzden güneş alerjisiyle başvuran hastalarımızda önce bunun başka bir hastalıkla ilişkili olmadığını kanıtlıyoruz. Bir takım araştırmalar yapıyoruz. Bunu öğrendikten, sadece güneşe bağlı bir alerji olduğunu anladıktan sonra nasıl yönetebileceğimize bakıyoruz.' dedi.

Prof. Dr, Alper, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de alerjik hastalıkların çok arttığını dile getirerek, bir toplumda sanayileşme oranının artmasının, sosyoekonomik düzeyinin yükselmesinin ve çevre şartlarının değişmesinin sonucunda alerjik yatkınlığın da arttığını ifade etti.

Alerjilerin çeşit çeşit olduğunu, güneş alerjisinin de fiziksel nedenlere bağlı olarak ortaya çıktığını vurgulayan Alper, şöyle devam etti:

'Güneş, soğuk, sıcak nedeniyle ortaya çıkabiliyor. Ancak güneş en zor, kaçınılacak alerji türü. Çünkü dozu da değişken oluyor. Kimisi bazı hastalıklarımızda çok öğle sıcağında, direkt güneşle ortaya çıkarken, bazılarında çok daha az bir güneşte, dakikalar içinde güneşe maruz kalmayla alerji gelişebiliyor. Bazen güneş alerjileri başka hastalıkların, bağışıklık sistemiyle ilgili sorunların belirtileri olabiliyor. O yüzden güneş alerjisiyle başvuran hastalarımızda önce bunun başka bir hastalıkla ilişkili olmadığını kanıtlıyoruz. Bir takım araştırmalar yapıyoruz. Bunu öğrendikten, sadece güneşe bağlı bir alerji olduğunu anladıktan sonra nasıl yönetebileceğimize bakıyoruz.'

Prof. Dr. Alper, güneşten korunmanın öncelikli mekanik bir durum olduğunu anlatarak, hastaların kendilerini giysi, şapka, gözlükle kapatmaları, açıkta kalan bölgeler için de güneş koruyucusu seçimi yapmaları gerektiğini söyledi.

- 'Güneş koruyucular dışarı çıkmadan yarım saat önce sürülmeli'

Güneşten koruyucuları da çok dikkatli seçtiklerine dikkati çeken Alper, 'Çünkü içerikler çok önemli. Zararlı maddeler içermemeli. Koruma faktörü çok önemli.' diye konuştu.

Koruma faktörlerinin deri tipine göre değişebileceğine dikkati çeken Prof. Dr. Alper, açık ten rengi olanlarda 50 faktör üstü kullanılırken, bunun daha esmer kişilerde 15-30 faktöre kadar düşebildiğini belirtti.

Prof. Dr. Sibel Alper, ancak her halükarda öğle saatlerinde, 11.00 ile 15.00 arasında güneşten kaçınılması gerektiğini aktararak, şunları kaydetti:

'Güneş koruyucular da dışarı çıkmadan yarım saat önce sürülmeli. Ondan sonra da 3 saatte bir tekrarlanmalı. Cilt tipine göre de seçiyoruz güneşten koruyucuyu. Örneğin akneye yatkın bir ciltse, ona bağlı yağlı olmayan ürünler seçiyoruz. Erkek hastalarımızda daha çok belli olmayan, ince, akışkan olanları seçiyoruz. Tüm bunlara rağmen bazı hastalarımızda güneş alerjisi olduğu kontrol edilemeyebilir. Bu bile yetmiyor. O zaman hastalarda tolerans geliştirme yöntemi deniyoruz. Bizim fototerapi yaptığımız ultraviyole kabinlerimiz var. Bu kabinleri kullanırken hastalarımızı, çok düşük miktarda güneşe maruz bırakarak alıştırmaya çalışıyoruz. Çünkü hastalarımızda genellikle ilk güneşe çıkıldığında tepki oluyor, yaz içinde azalıyor. Biz bunu önceden yapıp tepkiyi azaltmaya çalışıyoruz.'

- 'Hastalığın şiddetine göre adım adım tedavi belirlenmeli'

Prof. Dr. Sibel Alper, çocuklarda fototerapi kabinlerinin kullanımının kısıtlı olduğunu, 14 yaşın altına bu yöntemin uygulanamadığını kaydederek, 'Ancak çocuklarda bazen çok şiddetli güneş alerjisi olabiliyor. Güneşe bağlı deri hastalıkları olabiliyor. Onlarda çok iyi koruma yapıyoruz.' ifadelerini kullandı.

Deniz döneminde ise güneş alerjisiyle mücadele edenlere ilaç tedavisi yapıldığına dikkati çeken Alper, antialerjik ilaçların doğru doz ve uygun sürede hastalara verilebildiğini aktardı.

Prof. Dr. Alper, bu tedavinin de güneşe çıkmadan hemen önce değil, çok daha öncesinde başlaması gerektiğini, bu sayede alerjiyi baskıladıklarını, ancak hastaların her halükarda bu dönemlerde de öğle saatlerinde dışarı çıkmamasının önemini dile getirdi.

Güneş alerjisinde de erken teşhisin çok önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Alper, 'Güneş alerjilerinin başka sistemik hastalıklarla varsa ilişkisi mutlaka araştırılmalı. Doğru tanı konulmalı. Şiddetine göre adım adım tedavi belirlenmeli. Ancak genel kural olarak da güneşin dik geldiği saatlerde korumasız, tedbirsiz şekilde güneşte bulunulmamalıdır.' uyarısını yaptı.
Kaynak: AA