CHP'nin Amasya Mitingi

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (1) 'O anayasa hepimizin anayasası olmalıdır. Benim gibi düşünmeyen insanın da anayasası olmalıdır. Ben düşünüyorum diye herkes benim gibi düşünmek zorunda olmamalıdır. Anayasa bir uzlaşma belgesi olmalıdır. Bizim hepimizin ortak paydası olmak zorundadır' 'Yeni modelde ne bakanlar ne de başkan yardımcılarının hiçbirisi milletvekili değil ama hepsinin milletvekili gibi dokunulmazlığı olacak. Hiçbirisi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne hesap vermeyecek. Allah aşkına hangi partiden olursa olsun, bütün vatandaşlarının sağduyusuna sesleniyorum. Biz 550 milletvekilini niye Meclise seçip gönderiyoruz? Bunların içinden bakan olacak bir adam yok mu yani? Niye dışarıdan atanıyor'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğine ilişkin, 'O anayasa hepimizin anayasası olmalıdır. Benim gibi düşünmeyen insanın da anayasası olmalıdır. Ben düşünüyorum diye herkes benim gibi düşünmek zorunda olmamalıdır. Anayasa bir uzlaşma belgesi olmalıdır. Bizim hepimizin ortak paydası olmak zorundadır.' dedi.

Kılıçdaroğlu, Amasya Tamimi'nin yazıldığı Saraydüzü Kışla Binası Milli Mücadele Müzesi ve Kongre Merkezi'ni gezdikten sonra kent meydanında düzenlenen mitingde vatandaşlara hitap etti.

Konuşmasının başında katılımcılardan slogan atmamalarını isteyen Kılıçdaroğlu, 'Düşünmemiz gereken günlerden geçiyoruz. Sandığa giderken düşünerek, hareket edilmesi gerekiyor.' ifadesini kullandı.

Ülke tarihinin önemli kilometre taşlarından biri olması nedeniyle Amasya'da böyle bir program gerçekleştirdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, 'Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Amasya'ya geldiğinde Amasya Tamimi, Amasya Genelgesi yayımladı. Dedi ki o genelgede, 'Milletin istiklalini milletin azim ve kararı kurtaracaktır. Amasya ne kadar gurur duysa azdır. Böyle bir genelgeye sahip olmak her şehre nasip olmaz.' diye konuştu.

Anayasanın herkesin canını ve malını güvenlik altına alan bir anayasa olması olması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

'O anayasa hepimizin anayasası olmalıdır. Benim gibi düşünmeyen insanın da anayasası olmalıdır. Ben düşünüyorum diye herkes benim gibi düşünmek zorunda olmamalıdır. Anayasa bir uzlaşma belgesi olmalıdır. Bizim hepimizin ortak paydası olmak zorundadır. O nedenle anayasa değişikliğini görüşürken bu, A partisinin B partisinin görüşü değildir. Beraber düşüneceğiz hepimiz hangi partiden olursak olalım. Burada hiçbir siyasi partinin bayrağı yok. Niye yok? Çünkü anayasa bir partinin anayasası değil, hepimizin anayasası. O nedenle sandığa giderken ister sağcı olalım, ister solcu, ister ortacı, ister doğuda yaşayalım ister batıda, ister güneyde, ister kuzeyde... Yaşam tarzımız farklı olabilir, kimliklerimiz farklı olabilir, inançlarımız farklı olabilir ama biz bir arada huzur içinde yaşamak istiyoruz. Kutuplaşmak değil, kavga etmek değil bir arada yaşamak istiyoruz. Anayasa bizlere bu güvenceleri sağlamalı.'

Cumhurbaşkanının tarafsız olması gerektiğini anlatan Kılıçdaroğlu, 'Eğer cumhurbaşkanı taraflı olmalıdır' diyorsa bir vatandaşımız, sandığa gitsin 'evet' oyuna mührünü bassın. Eğer vatandaşımız 'cumhurbaşkanı tarafsız olmalıdır. Cumhurbaşkanı devletin sigortasıdır. Cumhurbaşkanı 80 milyonu temsil eder. Cumhurbaşkanı, arabasında Türk bayrağını taşıyan üç kişiden birisidir. O nedenle tarafsız olması gerekir. Devletin uyum içinde çalışması için mücadele etmesi, çaba göstermesi olayları gözlemesi gerekir' diyorsa o zaman gidecek 'hayır' oyuna mührünü basacak. Bakın bunun partiyle ilgisi yok. A ile B ile ilgisi yok. Bütün mesele şu. Cumhurbaşkanı taraflı mı olmalı, tarafsız mı olmalı? Tarafsızdır diyorsanız yer belli, adres belli, tercih belli, mührünüzü oraya basacaksınız.' değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 80 milyonun iradesini temsil ettiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, oy verip parlamentoya gönderilen temsilcilerden oluştuğunu kaydetti.

Bu Meclisin Kurtuluş Savaşı'nı yöneten bir Meclis olduğuna vurgu yapan Kemal Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

'O nedenle 'Gazi Meclis' diyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Kıbrıs Barış Harekatı'nı yöneten bir Meclis. TBMM top sesleri arasında 15 Temmuz'da havadan bombalanırken sabaha kadar çalışıp darbe girişimini püskürten Meclis. Şimdi sorumuz şu. Bir kişi Türkiye Büyük Millet Meclisini hiçbir gerekçe göstermeden feshetsin mi feshetmesin mi? Eğer hangi partiden olursa olsun, hangi kimlikten olursa bir vatandaşım çıkıp da 'Bir kişiye yetki verelim gitsin canının istediği zaman Türkiye Büyük Millet Meclisini feshetsin, yeniden seçime götürsün' diyorsa tercihini gidip 'evet'ten yana kullanabilir. 'Hayır, ben 80 milyon vatandaş olarak milletvekilimi seçiyorum Meclise gönderiyorum ve o Meclis milli iradeyi temsil ediyor. Milli iradeyi benim dışımda, halkın dışında hiç kimse feshedemez' diyorsanız onun da yolu bellidir. 'Hayır'dan yana tercihinizi kullanacaksınız.'

Kılıçdaroğlu, 1924 Anayasa'sı görüşülürken Meclisi feshetme yetkisinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e bile verilmediğini anımsatarak, Atatürk'e verilmeyen yetkinin anayasa değişikliğiyle bir kişiye verilmek istendiğini bildirdi.

Bir kişiye bu kadar yetki verilemeyeceğini savunan Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

'Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin fesih yetkisini verdiğiniz zaman 80 milyonun iradesini sıfırlamış oluyorsunuz. 80 milyon milletvekili seçip gönderiyor, bir kişi kalkıyor '80 milyonun iradesini yok' diyor ve Meclisi feshediyor. O nedenle sandığa giderken düşüneceğiz. O nedenle söylüyorum. Bu işin partisi yoktur. Bu bir memleket meselesidir. Hepimizin meselesidir. Devletin işleyişini ve yapısını bir kişi tek başına düzenleyebilsin mi? Ne demek bu? Biraz açayım. Vatandaşlarımızın bir kısmı bilmeyebilir. Devlette kim müsteşar olacak, kim vali olacak, kim kaymakam olacak, kim hakim olacak bunların tamamına bir kişi karar verecek. Eskiden kim karar veriyordu buna, Türkiye Büyük Millet Meclisi karar veriyordu. Müsteşarın, büyükelçinin nitelikleri belli, genel müdürün nitelikleri belli, öğretmenin nitelikleri belli, profesörün nitelikleri belli. Kim nerede, nasıl, hangi mevkiye gelecekse onun kuralları kanunlarla belirlenir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi belirler. Şimdi deniyor ki yeni anayasa değişikliğiyle 'Bunların tamamını kaldıralım'. Ne gerek var buna? Ne yapalım? 'Bir kişi tek yetkili olsun o kimi isterse oraya atasın'. Buna ne diyoruz? Bunun da hiçbir partiyle ilgisi yok. Hepimizi ilgilendiren bir sorun bu. Bir kişiye bu kadar yetki verilmez. O zaman şu soru olacak. O zaman bu Meclisin ne işi var? Devlette liyakat sistemini çökertmiş olursunuz. Bir başka soru başbakanlık kaldırılsın mı, kaldırılmasın mı? Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana başbakanlık var. Osmanlı döneminde padişah var ama başbakanlık görevini üstlenen veziriazam var. O da başbakan. Niye başbakanlığı kaldırıyoruz? Bir vatandaşım 'Bu ülkede başbakana hiç gerek yok' diyorsa gidip 'evet' oyu kullanacak. 'Hayır başbakanlık geleneği var bizim ülkemizde, demokrasinin geleneğidir. Başbakan hesap verir. Başbakan yatırım programları hazırlar, şunu yapar bunu yapar güvenoyu ister. Biz başbakanlığı isteriz' diyorsanız gideceksiniz 'hayır' oyunu kullanacaksınız.'

Kılıçdaroğlu, bir partinin genel başkanının hakim ve savcı tayin edeceğini ifade ederek, 'Bir partinin genel başkanı, Anayasa Mahkemesinin 15 üyesinden 12'sini tayin ediyorsa, orada adalete siyaset girer. Eğer bir partinin genel başkanı Hakimler Savcılar Kuruluna hakim tayin ederse, orada adalet siyasallaşmıştır. Niye diyoruz camiye siyaset girmesin, adliyeye siyaset girmesin, kışlaya siyaset girmesin, okula siyaset girmesin? Çünkü camiye her görüşten vatandaşımız gider, siyaset girerse camiler bölünür. Hepimizin çocukları askere gidiyor. Bakıyorlar mı hangi partiden çocuklar geldi diye? Bakmıyorlar. Siyaseti sokarsanız bölünür.' diye konuştu.

Bütün vatandaşların 16 Nisan'da sandığa giderken, elini vicdanına koymasını isteyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

'Kurulacak hükümet Türkiye Büyük Millet Meclisinden güvenoyu istesin mi istemesin mi? Hangi partiden olursa olsun bir hükümet kurulur, çoğunluk partisinin genel başkanı başbakan olur, hükümet programını hazırlar Türkiye Büyük Meclisine getirir, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden güvenoyu alır ve yoluna devam eder. Usul böyle. Yeni değişiklikte ne oluyor? Yeni değişiklikte bir hükümet var ama Türkiye Büyük Millet Meclisinden güvenoyu istemiyor. Niye istemiyor? Çünkü diyor ki 'Bu Meclisten ben niye güvenoyu isteyeceğim ki ne gereği var'. Meclisi küçümsüyor, Meclisi aşağılıyor, milli iradeyi küçümsüyor, milli iradeyi aşağılıyor.'

CHP lideri Kılıçdaroğlu, bugünkü modelde başbakanın ve bakanların aynı zamanda milletvekili olduğunu, hepsinin parlamentoya gelerek, hesap verdiklerini anlattı.

Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

'Bütçeleri gelir, gensoruları gelir, soru önergeleri gelir, hesap verirler. Sizin bir sorununuz çıkar tapuda, nüfusta başka bir yerde, Ankara'ya atlar gidersiniz milletvekiliyle görüşürsünüz. 'Benim bu sorunumu çöz' diye. O da açar bakanla görülür. Sorun çözülür çözülmez, oturursunuz en azından Türkiye Büyük Millet Meclisinde bir çay kahve içersiniz. Yeni modelde ne bakanlar ne de başkan yardımcılarının hiçbirisi milletvekili değil. Ama hepsinin milletvekili gibi dokunulmazlığı olacak. Hiçbirisi Türkiye Büyük Millet Meclisine hesap vermeyecek. Allah aşkına hangi partiden olursa olsun, bütün vatandaşlarının sağduyusuna sesleniyorum. Biz 550 milletvekilini niye Meclise seçip gönderiyoruz? Bunların içinden bakan olacak bir adam yok mu yani? Niye dışarıdan atanıyor. Millete mi güvenmiyorlar? Hani 'milli irade, milli irade' diyorlar. Milli irade milletvekili seçti. İçlerine bak, kendi partinden yetkili, gerçekten konusunda uzman pek çok milletvekili var, getir bakan yap. Olmaz, başkalarını yapacağız.'

(Sürecek)

Kaynak: AA