Tıp Bayramı Programı

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (1) 'Şimdi birileri hala bakıyorsunuz 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24 yaşındaki gençlerin parlamentoya girip girmemesini konuşuyor. Böyle bir şey olabilir mi? Biz, bu gençlerimizle iftihar ediyoruz, bunlar girmeyecek de kimler girecek' 'Sizler, 'kara gün dostu' ifadesinin müşahhas hale geldiği kutsal bir mesleği icra ediyorsunuz. 'Çaresiz dertlere düştüm, doktor bana bir çare' diye söylenen ağıtların, türkülerin mesajını en iyi sizlerin anladığını biliyorum'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Şimdi birileri hala bakıyorsunuz 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24 yaşındaki gençlerin parlamentoya girip girmemesini konuşuyor. Böyle bir şey olabilir mi? Biz, bu gençlerimizle iftihar ediyoruz, bunlar girmeyecek de kimler girecek.' dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Sağlık Bakanlığınca düzenlenen 'Tıp Bayramı' programında bir konuşma yaptı.

Sözlerine 'Milletin evine, bu gazi mekana hoş geldiniz. Zira 15 Temmuz gecesi, bildiğiniz gibi şu külliyenin çevresinde 29 şehidimiz, 36 gazimiz var. Bu bakımdan bu külliye, bu milletin evi, 'gazi' unvanına artık layık oldu.' diyerek başlayan Erdoğan, tüm sağlık çalışanlarının 14 Mart Tıp Bayramı'nı kutladı.

Erdoğan, salonda bulunan sağlık çalışanlarına 'Sizler, 'kara gün dostu' ifadesinin müşahhas hale geldiği kutsal bir mesleği icra ediyorsunuz. 'Çaresiz dertlere düştüm, doktor bana bir çare' diye söylenen ağıtların, türkülerin mesajını en iyi sizlerin anladığını biliyorum.' şeklinde seslendi.

İnsanın kendini en çok çaresiz hissettiği, yardıma en çok ihtiyacı olduğu o kritik zamanda imdada önce sağlık çalışanlarının yetiştiğine işaret eden Erdoğan, 'Rabbimizin şafi ismine, rahman ismine her an sizler şahitlik ediyorsunuz.' diye konuştu.

Kanuni Sultan Süleyman'ın 'Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.' ifadelerini hatırlatan Erdoğan, bir sağlıklı nefese Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye'yi feda etme kararlığı olan bir yönetim anlayışının çok önemli olduğunu vurguladı.

Erdoğan, görevleri boyunca yaşadıklarıyla, gördükleriyle bu sözün ne manaya geldiğini en iyi yine sağlık çalışanlarının takdir ettiğini ifade ederek böylesine önemli ve hayati bir mesleği icra eden sağlık emekçileriyle hasret gidermekten, onların heyecanına, mululuğuna, coşkusuna ortak olmaktan büyük bir bahtiyarlık duyduğunu özlelikle ifade etmek istediğini söyledi.

- '14 Mart, bu ülkenin okumuş gençliğinin bir iftihar beratıdır'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Mart'ın her ne kadar tıp camiasının gurur günü olsa da temsil ettiği anlam ve değerlerin tüm millete ait olduğunu dile getirdi. 14 Mart'ın, bu ülkenin ve milletin, hepsinden önemlisi bu ülkenin okumuş gençliğinin bir iftihar beratı olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

'İlk konuşmayı yapan değerli uzman adayı asistan kardeşimizi dinledik. Bunlar bizim iftihar vesilemiz. Hamile eşini bırakıp telefonla kendisinin aranmasını dahi istemeyecek kadar görev aşığı ve o gece adeta feda-i can etmeye hazır genç arkadaşlarımız. Şimdi birileri hala bakıyorsunuz 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24 yaşındaki gençlerin parlamentoya girip girmemesini konuşuyor. Böyle bir şey olabilir mi? Biz, bu gençlerimizle iftihar ediyoruz, bunlar girmeyecek de kimler girecek.'

14 Mart'ın Türk tarihine iki kritik hadiseyle güç kattığının altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:

'Bunlardan birincisi 14 Mart 1827 yılında Tıphane-i Amire ve Cerrahhane-i Amire'nin kurulmasıdır. Bu okul, ülkemizin modern anlamda ilk tıp mektebi olmuştur. İkinci ve çok daha önemlisiyse payitahtın işgali karşısında tıbbiyelilerin beyaz önlüklerini adeta bayraklaştırarak başlattıkları o tarihi direniştir. İstanbul'un ve mekteplerinin İngilizler tarafından işgaline tahammül edemeyen tıbbiyeliler, 14 Mart 1919'da okulun iki kulesi arasına büyük bir Türk bayrağı asarak tüm öğrencileri toplantıya çağırdılar. Doktor Memduh Necdet, tıbbiyenin salonunu dolduran genç meslektaşlarına şu şekilde seslenir: 'İtiraf ediyoruz ki vatan bilhassa onun kalbi, beyni olan İstanbul bu dakikada korkunç bir buhran geçiriyor ama korkmuyoruz, buradayız, burada kalacağız. İstanbul bizimdir çünkü halife ve hakan yatağıdır. İstanbul bizimdir çünkü şehitler ve tarih buradadadır, İstanbul bizimdir çünkü istiklal buradadır.'

Bu coşkulu sözlerin ardından salonda büyük bir alkış tufanı kopar. Neye uğradıklarını şaşıran İngiliz askerleri, toplantıyı şiddet kullanarak dağıtır, birçok öğrenciyi de tutuklar. 14 Mart'taki bu hadise büyük bir direnişin kıvılcımını ateşlemiştir. Tıbbiyelilerin bir kısmı Anadolu'ya geçmiş, henüz daha ilk aşamasında olan Kuvayimilliye saflarına katılmışlardır. Geride kalanlar da canları pahasına işgal birliklerine ait cephaneliklerden ele geçirdikleri mühimmatı Anadolu'ya ulaştırmışlardır. İstiklal Harbimiz boyunca sıhhiye teşkilatı hem cephe hattında hem de gerisinde cesaretle mücadele etmiş, büyük kahramanlıklar sergilemiştir.'

(Sürecek)
Kaynak: AA