İstanbul Valiliğini İşgale Teşebbüsten Yargılanan FETÖ Sanığı Askerler Savunmalarını Yaptı

FETÖ’nün darbe girişiminde İstanbul Valiliğini işgale teşebbüsle yargılandığı davada savunma yapan Alay Komutanı Recep Karaçam, valiliği navigasyon ile aradıklarını tekrarlayarak, "Darbeyi kayınvalidemden öğrendim. Alnım açık, yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyorum" dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları’nın ek binasında görülen, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında İstanbul Valiliğini işgal teşebbüsünde bulundukları gerekçesiyle 12’si tutuklu, 14’ü rütbeli 90 askerin yargılandığı davanın ilk duruşması bu sabah görülmeye başlanmıştı. İlk duruşmada öncelikle sanıkların kimlik tespiti yapılmış, ardından da İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Gökhan Yolasığmaz tarafından hazırlanan iddianamenin okunmasıyla duruşmaya devam edilmişti. İlk duruşmada sanıklardan Nizamettin Aydın, Recep Karaçam, İsa Turhan ve Erkan Tercan’ın savunmaları alındı.

“Emri ‘baş hoca’ verdi"

İddianamenin okunmasının ardından, ilk savunmayı yapan tutuklu sanıklardan Albay Nizamettin Aydın, İstanbul Valiliğine terör saldırısı olacağı yönünde bilgi ve herhangi bir durumda müdahale için hazır olma emri geldiğini ifade ederek, bu bilginin kaynağının Kara Harp Akademisi’nin ‘baş hoca’sı olan Ahmet Zeki Gerehan olduğunu söyledi.



Askeri terbiyeyle yetiştiğini, 15 Temmuz için gelen bilgiden ve yapılan hazırlıklardan şüphe duymadığını ifade eden Sanık Aydın, “Disiplin artık damarlarımızda akan kan gibiydi. Emri aldıktan sonra yapılacak olan tek şey, o emri yerine getirmekti. Çünkü aksi bir durum önü alınamaz bir yola sokardı. Bana verilen emrin kanunsuz bir tarafı yoktu. O ana kadar bunun aksini düşünecek bir emare de yoktu” dedi.

Aydın, 15 Temmuz gecesinde saat 21.00 civarlarında Albay Zeki Gerehan’ın kendisini arayarak kışlaya çağırdığını belirterek, "47. Alay’a gittik. Biz gittiğimizde askerler toplanmıştı. Alay Komutanı Kurmay Albay Sadık Cebeci’yle görüştük ve bana iki sayfadan oluşan İstanbul Valiliğini gösteren krokiyi verdi. Emrin, 3. Kolordu Komutanlığına geldiğini ama henüz kendisine ulaşmadığını söyledi.

47. Motorlu Piyade Alay Komutanlığı 3. Kolordu’ya bağlıdır. Emrin, silsile yöntemiyle Alaya ve tabura kadar gelmesi gerekiyordu. Alay Komutanının bana terör saldırısıyla ilgili anlattıkları ve yapılan hazırlıklar dolayısıyla bende kuşku uyanmadı” diye konuştu.



“Darbeyi camideki televizyondan öğrendim”

Savunmasında Albay Gerehan ile görüşmesinde yapılan plana ve haberleşme konusundaki detaylara da değinen Aydın, Albay Cebeci’nin, kendisine yeterli telsiz bulunmadığı için cep telefonlarını kullanarak iletişim kurulacağını söylediğini anlattı. Sanık Albay, bu doğrultuda valiliğe gittiklerini ifade ederek, darbe girişiminden “Darbeyi valiliğin yanındaki camide bulunan televizyondan öğrendim” diye savunma yaptı. Kendisinin darbe girişimi için yapılan hiçbir hazırlığa katılmadığını, darbe olduğunu anladığında ise emrindeki askerlerle beraber geri döndüğünü anlatan Aydın, savunmasında, “Olay anlaşılınca Albay Cebeci’yi aradım. Konunun güvenlik amaçlı olmadığını ve darbe olduğunu söyledim ve de alaya geri döneceğimi söyledim. Ahmet Zeki Gerehan’ı da aradım, o da meşgul olduğunu ve konuşamayacağını söyledi, telefonu kapattı. Hiçbir vatandaşa zarar vermedik, hiçbir askerin burnu dahi kanamadı. Bu durum da bizim aldığımız kararlar doğrultusunda yapılmıştır. Darbe faaliyetinin hiçbir yerinde yokum. Tamamen farklı bir emir ve faaliyet doğrultusunda çıktık” ifadelerine yer verdi.

Valiliği işgal girişimi davasında savunma yapan ikinci sanık, Albay Recep Karaçam oldu. Savunmasını yapan Albay Karaçam, ilk olarak, 47. Alay’ın devir teslim töreniyle alay komutanı olacakken, 1. Ordu Komutanlığından gelen mesaj ile görevi devralmasını ertelediğini öne sürdü.

Kendisinin, görev değişimindeki erteleme ile pasif duruma düşürülüp daha kolay kandırıldığını savunan Karaçam, "Alay komutanının devir teslim törenini iptal ettiğini öğrendim. 1. Ordu Komutanlığının da bu emrini gördüm. Bana bir emir verildi mi, bunun kanuna uygun olup olmadığına bakarım. Kanunsuz bir emri bana yaptıramayacaklarını bildikleri için böyle bir karar aldıklarını düşünüyorum” diyerek, Alay Komutanı Sadık Cebeci’nin, kendisini arayarak kışlaya saldırı olacağını ve bir an önce harekete geçilmesi için emir verdiğini anlattı.

Alay Komutanı Cebeci’nin yanına gittiklerinde ise İstanbul’daki bazı resmi kurumlara yönelik saldırı olacağı bilgisini aldıklarını söyleyen Sanık Karaçam, emir doğrultusunda hareket ettiğini ve bu doğrultuda astlarına emir vermek emir-komuta zincirini devam ettirmek durumunda olduğunu savundu. Karaçam, birlikleri hazırlayıp valiliğe gittiklerinde ise, daha önce aldıkları KOKTOD (Kolluk Kuvvetlerinin Toplumsal Olaylarda Desteklenmesi) eğitimini uygulayarak valilik binasının güvenliğini almaya çalıştıklarını ifade etti.



“Navigasyon ile valiliği bulmaya çalıştık”

Polisle karşı karşıya geldiklerinde gördüğü tepkiye çok şaşırdığını ve içinde bulundukları uygulamanın bir askeri hareketlilik olduğunu polisten öğrendiğini savunan Karaçam, “İstanbul’u bilmediğim için telefonuma yüklediğim navigasyon uygulamasıyla valiliği bulmaya çalıştık. Valiliğe vardık ve çevre güvenliğini sağlamaya çalıştık. Bazı askerlerin polislerin silahlarına el koyduğunu ve tartışmaya girdiğini görünce şaşırdım. Onların yanına giderek kendimi tanıttım. Polis, bana ‘Size silahımı teslim etmem’ dedi.

Ben de bunu duyunca ‘Sizin silahınızı almak isteyen kim’ dedim. Sonra bu kişi, ‘asker polise, polis askere silah mı çeker?’ gibi sözler söyledi.

Ben de KOKTOD kapsamında burada olduğumuzu ve polise yardıma geldiğimizi belirtim. Bana askeri hareketliliğin olduğunu söylediler. Ben de bu durumdan haberim olmadığını söyledim” dedi.



“Darbeyi kayınvalidemden öğrendim”

Valilik binasının önünde eşiyle yaptığı telefon görüşmesinde eşinin kendisine İstanbul’da askeri bir hareketlilikten bahsettiğini söyleyen Karaçam, daha sonra kayınvalidesiyle yaptığı telefon görüşmesinde Başbakan’ın açıklama yaptığını öğrendiğini beyan ederek, “Darbe olduğunu kayınvalidemden öğrendim” ifadesini kullandı. Karaçam, bu telefon konuşmasının üzerine askerlerini toplayarak, şarjörleri doldur boşalt emri verdiğini öne sürdü. Askerlerin doldurt boşalt yaptığı sırada bir silahın yanlışlıkla ateş aldığını anlatan Karaçam, “Ardından Alay komutanını aradım ve darbe söylentilerinin olduğunu, kendisine bunun eğitim ve tatbikat değilse eğer birliği çekeceğimi belirttim. Alay Komutanı Sadık Cebeci de bana ‘Sıkıyönetim’ ilan edildiğini söyledi” diye konuştu.



"Yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyorum”

Hiçbir terör örgütüyle bağlantısını bulunmadığını belirten Karaçam, şunları dile getirdi:

“Sayın Başkan, ben bu örgütün hiçbir zaman içinde bulunmadım, dershanelerine gitmedim ve ByLock da kullanmadım. Şunu açıkça söylemek istiyorum. Darbenin içinde olmadık. Darbe olayını öğrendiğimiz andan itibaren de zaiyat vermeden geri çekildik. Kendim çekilmeye çalıştığım gibi AK Parti İstanbul İl Başkanlığı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına giden ekibi de çekmeye çalıştım. 47. Alay’da görev yaptığımız ve o gün mesaide olduğumuz için karşınızdayız. Alnım açık, yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyorum.”

Duruşma daha sonra sanıkların savunmaların alınmasıyla devam edilmek üzere yarına ertelendi.
Kaynak: İHA