Hrant Dink Davasına Ali Fuat Yılmazer'in İfadesiyle Devam Ediliyor

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davada savunma yapan eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü sanık Ali Fuat Yılmazer, “Deliller karartılmış, adli makamlar yanılıltmış. Ben de bu kumpas ve oyunlarla tutuklanmışım. Bu sistem katilleri aklama sistemi. Böyle bir hukuktan Hrant Dink için de adalet çıkmaz” dedi.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin açılan 35 sanıklı davanın görülmesine devam ediliyor. İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya tutuklu sanıklar dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve eski İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer cezaevinden getirilirken, 4 sanığa ise Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanıldı. Duruşma, celse arasında dinlenen bazı tanıkların ifadelerinin okunmasıyla başladı.

İfadesi okunan tanıklardan Seyfi İnan’ın İstihbarat Dairesi C3 Bürosunda görev yaptığını belirterek, “Ali Fuat Yılmazer döneminde C5 adlı bir büro kuruldu. C5 Bürosu, sıkı tedbirlerin uygulandığı bir birimdi. Sadece amirler vardı. Evrak getir götür işleri için sadece iki memur alındı. Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili evraktan şube müdürünün haberdar olmaması mümkün değildir. Ben Hrant Dink dosyasını olaydan sonra gördüm” dediği ifade edildi.

Tanıkların yazılı ifadelerinin okunmasının ardından tutuklu sanık Ali Fuat Yılmazer’in iki duruşma önce başlayan savunmasına devam edildi.

“İstihbaratta böyle hatalar olmaz”

Erhan Tuncel ve Yasin Hayal’in telefonlarının dinlenmesiyle ilgili açıklamalar yapan Yılmazer, “İddianamede Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’in telefon numaralarına ilişkin görüşme kaydı ve imha edildiğine dair yazı gördüm. Mayıs ayında Erhan Tuncel için bir başka telefon numarası dinlemeye alınıyor ve ses kaydı sıfır. Birisi Erhan Tuncel’e bu telefonu kullanma demiş olmalı. İstihbaratta böyle hatalar olmaz. Sıfır iletişim olan bir telefon nasıl kayda alınır?” dedi.



“Bu cambazlıkları kim yapmıştır?”

F4 raporlarıyla ilgili suçlamalara değinen sanık Yılmazer, “Raporların İstihbarat Daire Başkanlığına kaçta geldiği ve sisteme düşme saati belli. Bağdaşık evrakların birlikte gelmesi gerekir. Dolayısıyla aynı saatte işlem görmesi lazım. Bu yazı gecikmeli olarak gönderilmiştir. Bu cambazlıkları kim yapmıştır? Böyle yanlışlıklar ancak kasti olabilir, hatayla olabilecek hususlar değil bunlar. Burada çok ciddi bir tezgah var. Ama ne yazık ki üzerine gidemiyorum” ifadelerini kullandı.

“Bu sistem Dink’in kemiklerini sızlatır”

Davanın seyrini baştan sona değiştirecek önemli iki yazışma olduğunu söyleyen Ali Fuat Yılmazer, “Artık anlatımlara ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum, çünkü elimizde somut deliller var. İstihbarat Daire Başkanlığına ve Strateji Geliştirme Başkanlığına gönderilen yazılar 2007 yılı Şubat ayı yönetmelik değişikliğini savcıya bildirmiyor. Yazıya cevap veriyorlar, ancak yönetmelik değişikliğini söylemiyorlar. Bu bir delil karartmadır, lehimize olan delil savcılık tarafından karartılıyor. Şubat 2015 yılında taslak olarak hazırlanan yazı, Temmuz 2015’te savcılığa gönderildi. Yazı şubat ayında hazırlanmış ama resmi işlem temmuzda başlatılmış. Dört dörtlük kumpastır bu. Adli makamlar tam da böyle aldatılıyor. Deliller karartılmış, adli makamlar yanıltılmış. Bende kumpas ve oyunlarla tutuklanmışım. Hrant Dink için de adalet çıkmaz böyle bir hukuktan. Bu sistem katilleri aklama sistemi. Bu sistem Dink’in kemiklerini sızlatır. Böyle bir hukuktan adalet çıkmaz” dedi.



“Böyle bir adalet varsa hayrını görün”

İddianameye taslak metinde olmayan yazıların eklendiğini öne süren Ali Fuat Yılmazer, “Savcı bu değişikliği yapıyor, Engin Dinç’e aslında yapmadığı tespitleri yapmış gibi imzalatıyor. Kumpastır bu. Bir davanın sanığı soruşturmada görevlendirilebilir mi? Böyle bir adalet varsa hayrını görün. İstemiyorum böyle adalet. Dink’in de böyle adalete ihtiyacı yok. İstihbaratın en önemli kaynağı telefon analizidir. Cinayet günü sanıklara ait telefon görüşmeleri tespit edilmiş. Telefon trafikleri analiz edilmiş. Bülent Köksal ve Ramazan Akyürek dışında hiç kimseyi aramadığım resmi notta olduğu gibi çıkarılmış. Burada Engin Dinç’in telefon görüşmesi neden yok?” şeklinde konuştu.

Duruşmaya verilen öğle arasının ardından Yılmazer’in savunmasıyla devam ediliyor.
Kaynak: İHA