Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş Açıklaması (2)

'En son dün Hollanda'nın eski Dışişleri Bakanı çok açık bir şekilde yapılanın haksızlık olduğunu, Türkiye'ye karşı bu hareketin hiçbir şekilde uluslararası siyasete sığmadığını söyledi. Vicdanı olanlar, makul olanlar bunu görüyor. Avrupa'da makul insanların Türkiye'ye karşı yapılan bu yanlışlıkları gördüğünü biliyorum' 'Dünyada yalnız falan değiliz. Yakın coğrafyamızdaki bütün dostlarımız, 1 milyar 700 milyonluk İslam coğrafyasında dostlarımız, hatta Afrika'dan Latin Amerika'ya kadar bütün mazlum milletler Türkiye'nin pozisyonunun görüyor, hak veriyor' 'O terbiyesizliğin, çirkef davranışın yapıldığını duydukları andan itibaren ellerine bayrakları alarak olay yerine intikal eden, Hollanda'dan, Avrupa'nın farklı yerlerinden oraya gelen kardeşlerimize çok teşekkür ediyorum. Hepsi farklı farklı görüşlerde olmasına rağmen ortak bir milli şuurla oraya gelmişlerdir. Büyük bir dayanışma göstermişlerdir Sayın Bakanımız için'

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, dün Hollanda'nın eski Dışişleri Bakanının, Türkiye'ye karşı yapılan hareketin hiçbir şekilde uluslararası siyasete sığmadığını söylediğini belirterek, 'Vicdanı olanlar, makul olanlar bunu görüyor. Avrupa'da makul insanların Türkiye'ye karşı yapılan bu yanlışlıkları gördüğünü biliyorum.' dedi.

Kurtulmuş, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Merkezi'nde düzenlenen toplantıda 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin Türkiye Ekonomisine Etkileri' başlıklı konuşmasında, mevcut sistemin çatışmacı, vesayetçi bir sistem olduğunu, bunu kaldırmak için de sistem değişikliğine ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Anayasa değişikliğinin toplumsal beklentilerin sonucu olarak ortaya çıktığını vurgulayan Kurtulmuş, yönetimde çift başlılığın önlenmesi için de anayasa değişikliğine gidildiğini, çift başlılığın kaosa, krize neden olduğunu vurguladı.

1994 ve 2001'deki krizlerin Türkiye'ye acı faturalar çıkarttığını dile getiren Kurtulmuş, mevcut sistemin doğası gereği cumhurbaşkanı ve başbakan arasında çatışmanın kaçınılmaz olduğunu ifade etti.

Kurtulmuş, siyasi istikrarsızlığın önlenmesi için de anayasa değişikliğine gidildiğini belirterek, Türkiye'de ortalama 17 ayda bir hükümet kurulduğunu söyledi.

Son dönemde sadece Türkiye değil dünya ekonomisindeki gelişmeler dolayısıyla da farklı ve önemli bir dönemin başında olunduğunu ifade eden Kurtulmuş, '15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra bir müddet ekonomik göstergelerde değişim oldu ama çok kısa süre içerisinde Türkiye ekonomik olarak o türbülanstan çıktı. Ama maalesef 15 Temmuz'un artçı teşebbüsleri olarak nitelendirdiğimiz kredi derecelendirme kuruluşlarının sanki 15 Temmuz'un niyetini takip etmek, yani darbecilerinin niyetini takip etmek için hiçbir ekonomik sebep yokken, Türkiye ekonomisinde yapısal olarak hiçbir dalgalanma ortaya çıkmamışken not indirimine gitmesi ya da Türkiye'nin durumunu negatife doğru çevirmiş olması maalesef tamamıyla bu sürecin bir parçasıydı. Onlardan da Türkiye çok şükür geçmiş oldu.' diye konuştu.

Döviz kurlarında da dalgalanmalar yaşandığını anlatan Kurtulmuş, ekonomideki istikrar için anayasa referandumuna gidildiğini anlattı.

Kurtulmuş, yeni bir büyümenin cumhurbaşkanlığı hükümet modeliyle olacağını, Türkiye'nin daha güçlü bir ekonomiye kavuşacağını, Akkuyu ve Sinop nükleer enerji santralleri ve TANAP gibi önemli projelerin yapılması için de ekonomik ve siyasi istikrarın önemli destek sağlayacağını söyledi.

103 milyar dolarlık yatırım projelerinin önümüzdeki süreçte hızlı şekilde tamamlanacağını dile getiren Kurtulmuş, 'Türkiye'de darbe dönemlerinde ya da olağanüstü dönemlerde yıllık büyüme hızı yüzde 26 oranında azalmış, yani ekonomi dörtte bir oranında küçülmüştür. Koalisyonlar, siyaseti dizayn etme çabaları vesayet eliyle oluşturulmuş, bunların sadece siyasete değil ekonomiye de ciddi etkileri olmuştur.' diye konuştu.

- 'Darbesavar madde'

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, tek parti dönemlerine yıllık ekonomik büyümenin yüzde 5,6, koalisyon dönemlerinde ise bu rakamın yüzde 4, darbe dönemlerinde ise yüzde 3,4 olduğunu söyledi.

Koalisyon dönemlerinde bütçe açıklarının iki kat daha fazla olduğunu ifade eden Kurtulmuş, hükümetlerin niteliği dolayısıyla koalisyon dönemlerinde Türkiye'nin her alanda geriye gittiğini anlattı.

Kurtulmuş, bazı muhalefet partilerinin 'tek adamlık' eleştirisini anlamanın mümkün olmadığını belirterek, 'Tek adamı görmek isteyenler 104. maddeye baksın. Anayasanın mevcut cumhurbaşkanının yetkilerini düzenleyen maddesi tek adamlık üzerine inşa edilmiştir. Darbeciler yapmıştır.' dedi.

Yeni anayasa değişikliğinde yer alan bütçeyle ilgili eleştirilere de değinen Kurtulmuş, '22 yıllık bütçe uygulamalarına baktım. Bütçenin 22 yılda değişme oranı rakamsal olarak sadece yüzde 1'dir. Dünyadaki, Türkiye'deki uygulamada bütçenin hükümet tarafından yapılıp meclise gönderilmesidir. Şimdi hükümetin başı olan cumhurbaşkanı yapacak.' diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, cumhurbaşkanı ve TBMM'nin eğer gerekirse seçimlerinin yenilenmesine karar verme düzenlemesinin 'darbesavar' bir madde olduğunu söyledi.

Sıkıyönetim uygulaması ve askeri mahkemelerin kaldırılmasının da 'darbesavar' maddeler olduğunu ifade eden Kurtulmuş, bu paketle tam anlamıyla güçler ayrılığının gerçekleşeceğini söyledi.

- 'Türkiye yalnız değil'

Numan Kurtulmuş, konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtladı.

'Hollanda'nın, Almanya'nın, Avrupa'nın Türkiye'ye karşı bu terbiyesizliğini sıkıntıyla karşıladık. Dünyada yalnız mıyız? Hiç mi dostumuz yok. Haklı olduğumuz davada bizi destekleyecek devlet yok mu?' şeklindeki soru üzerine Kurtulmuş, 'Dünyada yalnız falan değiliz. Yakın coğrafyamızdaki bütün dostlarımız, 1 milyar 700 milyonluk İslam coğrafyasında dostlarımız, hatta Afrika'dan Latin Amerika'ya kadar bütün mazlum milletler Türkiye'nin pozisyonunun görüyor, hak veriyor.' dedi.

Kurtulmuş, bölgede bir oyun oynandığını, emperyal güçlerin 1. Dünya Savaşının ardından bu coğrafyayı parçaladığını, onlarca devlet çıkarıldığını belirterek, 'Şimdi bu coğrafya da bir taraftan terör örgütlerini kullanıp vekalet savaşlarıyla, işgallerle, askeri müdahalelerle uzunca bir süredir devam eden senaryoyla karşı karşıyayız. Bu sefer halkların gönülleri ve zihinleri bölünmeye çalışılıyor. Sünniler, Şiiler Aleviler diye insanların arasına fitne konulmaya çalışılıyor. Bir kere daha bölsünler, dağıtsınlar, parçalasınlar. Türkleri, Arapları, Kürtleri, Acemleri birbirlerine düşman haline getirsinler. Bunu yapmaya çalışıyorlar. Bu oyunu bozabilecek tek ülke Türkiye'dir. Bunun için FETÖ'yü, DEAŞ'ı, PKK'yı Türkiye'nin başına bela ediyorlar.' şeklinde konuştu.

Kurtulmuş, FETÖ'nün darbeden sonra Avrupa'da ve birçok yerde koruma şemsiyesi altında olduğunu belirterek, terör örgütlerinin Türkiye'ye karşı kullanıldığını söyledi.

Avrupa'daki makul, demokrasiyi benimseyen insanların Türkiye'ye yönelik yaklaşımlardan endişe duyduğunu dile getiren Kurtulmuş, şunları söyledi:

'En son dün Hollanda'nın eski Dışişleri Bakanı çok açık bir şekilde yapılanın haksızlık olduğunu, Türkiye'ye karşı bu hareketin hiçbir şekilde uluslararası siyasete sığmadığını söyledi. Vicdanı olanlar, makul olanlar bunu görüyor. Hükümetten sağcı, ırkçı, faşist gelişmeden korktukları için geri adım atmayabilirler. Hiç önemli değil. Avrupa'da makul insanların Türkiye'ye karşı yapılan bu yanlışlıkları gördüğünü biliyorum.'

Kurtulmuş, bayrak asılması ya da bayrak açılmasına ilişkin bir kampanya olup olmayacağına ilişkin soru üzerine de şunları kaydetti:

'O terbiyesizliğin, çirkef davranışın yapıldığını duydukları andan itibaren ellerine bayrakları alarak olay yerine intikal eden, Hollanda'dan, Avrupa'nın farklı yerlerinden oraya gelen kardeşlerimize çok teşekkür ediyorum. Hepsi farklı farklı görüşlerde olmasına rağmen ortak bir milli şuurla oraya gelmişlerdir. Büyük bir dayanışma göstermişlerdir Sayın Bakanımız için. Bu aziz millet, kendiliğinden organize oldu ve dünyanın her yerinde bir araya gelerek, demokratik tepkilerin demokratik olgunluk içerisinde ortaya koyabilir. Milletimizin böyle bir özelliği olduğunu herkes biliyor. Gerekirse hiç haberleşmesine gerek yok. Bir araya gelen 10 binler, 100 binler gerektiğinde yapılan bu yanlış uygulamaya karşı tepkisini gösterir.'

(Bitti)

Kaynak: AA