Bakan Kılıç'tan Alman Kanalında Tokat Gibi Cevaplar

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç Alman Birinci Televizyonu ARD’de Anne Will’in yönettiği programda konuştu.

Bakan Kılıç'tan Alman Kanalında Tokat Gibi Cevaplar
Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç Alman Birinci Televizyonu ARD’de Anne Will’in yönettiği "Türkiye ile krizden çıkma yolu nedir?" konulu açık oturuma konuk oldu. Programa Alman tarafından Federal Başbakanlık Dairesi Başkanı Peter Altmaier da katıldı.

Tartışma programında, Nazi benzetmesinde konuşmaları engellenen Türk siyasetçilerine, Referandumdan Deniz Yücel’in tutuklanmasına ve hukuk üstünlüğünde terör örgütlerine kadar iki ülke arasında önemli konular masaya yatırıldı.

16 Nisan’da Türkiye’de yapılacak referandum çalışmaları için Almanya’da yaşayan Türk vatandaşlarını referandum hakkında bilgilendirmek isteyen siyasetçilerin konuşma yapacağı salonların sudan bahanelerle iptal edilmesi, konuşmalarının engellenmesi ve buna karşılık olarak Türkiye tarafından Nazi benzetmesinin yapılmasıyla başlayan Türkiye ile Almanya arasındaki siyasi gerginliğin giderilmesi için anlaşma yollarına taraflar açıklık getirdi.

Bakan Kılıç Türkiye ile Almanya arasındaki gerginliklerin her iki ülke arasında olabilecek sorunlar olabileceğini, mevcut sorunların konuşarak çözebileceğini söyledi.

Bakan Kılıç, "Her konuda anlaşacağımız söz konusu olmayabilir" dedi.

Federal Başbakanlık Dairesi Başkanı Peter Altmaier Türkiye’nin Nazı yakıştırmasını Alman kurum ve kuruluşlarının hak etmediğini söyledi.

Tekrar edilmemesini diledi. Altmeier Hollanda’ya aynı benzetme yapılmasının kabul edilir bir durum olmadığını ifade etti.



"TÜRKİYE OLARAK KENDİ HALKIMIZA YAPACAĞIMIZ REFERANDUMU İZAH ETME HAKKINA SAHİBİZ"

Bakan Kılıç, "Bir Bakanın Büyükelçiliğine veya Konsolosluğuna giderken polis zoruyla durdurulması, gösteri haklarının polis zoruyla engellemesini ne ile izah edelim. Bu uygulamanın demokrasiyle nasıl bağdaştıracağız? Bu davranış Avrupa değerleriyle bağdaşmaz. Aşırı sağcı Geert Wilders’in açıklamaları söylediği zehirli sözleri nasıl anlamalıyız" derken, Federal Başbakanlık Dairesi Başkanı Peter Altmaier "her ülkenin kuralları var. her ülke başka ülkelerin kurallarına uymalıdır" cevabını verdi. Bunun üzerine Bakan Kılıç da "Biz Türkiye olarak kendi halkımıza yapacağımız referandumu izah etme hakkına sahibiz. Nazı benzetmesi kurumları, kişileri, hükümetleri kapsamıyor. Yapılan uygulamayı izah etmek için kullanılmıştır. Avrupa’da yabancı düşmanlığı ve İslam düşmanlığı var. Her gün Alman medyasında Türkiye aleyhine haberler yapılıyor. Sonra Türkiye’nin konusunu Almanya’ya taşımayalım deniliyor. Bu nasıl olacak siz taşıyorsunuz" dedi.



BAKAN KILIÇ: "BUNU ANLAMAKTA ZORLUK ÇEKİYORUZ"

Altmeier, "Almanya’da toplanma kanunu vardır. Bunun teknik ve güvenlik kuralları vardır. Bunu herkes için geçerlidir" sözlerine Kılıç, "Toplantı ve konferans kanunlarınıza saygılıyız. Fakat Köln’de düzenlene mitingde Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşturulmadı. Mahkeme anında karar verildi.

Mahkeme kararı diye engellendi. Buna benzer engellemeler ardı ardına gelince farklı düşüncüler oluşuyor. Ama bir iki hafta sonra PKK temsilcileri yayın yapabildi. Bunu anlamakta zorluk çekiyoruz" şeklinde cevap verdi.

BAKAN KILIÇ ALMANYA’NIN BİRLEŞMESİNİ ÖRNEK GÖSTERDİ

Başbakanlık Dairesi Başkanı Peter Altmaier "Türkiye’de darbe sonrası çok sayıda kişi göz altına alındı. Gazeteciler tutuklandı. Gülen örgütü Almanya’da yasak değildir. Biz Türkiye’nin hukukun üstünlüğünün olduğu bir ülke olmasını istiyoruz" sözlerine Bakan Kılıç, "Hukuk devleti sizde olunca farklı bizde olunca farklı değildir. 3 milyon memurumuzdan yüzde üçlük bölümünün işine son verildi.

Siz iki Almanya ile birleşince doğu Alman memurlarını işine son verirken siz ülke olarak haklıydınız. Darbeye teşebbüs edenlerin işine son vermek konusunda da biz haklıyız" yanıtını verdi.

Altmeier, "Basın özgünlüğü konusunda endişeler var. Deniz Yücel hakkında iddialar masaya yatırılmadır. Avrupa’da sizin kadar tutuklu gazeteci tutuklu değildir" sözlerine Bakan Kılıç, şu şekilde cevap verdi:

"Deniz Yücel’in hakkında kararı mahkeme verir. Türkiye’de mahkemeler bağımsızdır. Basın da bağımsızdır. Türkiye’de muhalif basın da fazladır. Bağımsız olanlar var taraflı olanlar var. Fakat Türkiye’de basın özgürlüğü yoktur diyemezsiniz? Adalet Bakanımızın toplantısı iptal edilmeseydi, Bakanlarımız bir ara gelebilmiş olsaydı bu gün Deniz Yücel konusunu burada konuşmuş olmazdık."

Kaynak: İHA