Ekonomi Bakanı Zeybekci Açıklaması (2)
(Hollanda'daki diplomatik skandal) 'Oradaki uygulama insanlık dışıdır. Sayın Bakanımızı orada yaklaşık 67 saat tutmaları, 20 metre mesafedeki konsolosluğa dahi girmesinin engellenmesi ve korumalarının gözaltına alınması, derdest edilmesi ve sınır dışı edilmesi. Bunu nefretle ve şiddetle kınıyorum' 'Bugün benim karşıtım olan Hollandalı bakanla bir telefon görüşmesi yapacağım. Kendilerinden beklentim var çünkü. Bir bayan bakanın gidip orada bakanımızın yanında yer almasını kendisiyle görüşeceğim. Bunu kabul edemiyoruz. Gereği de Türk devleti tarafından, Türkiye Cumhuriyeti tarafından Hollanda'ya mukabele şeklinde yaptırılacaktır' 'Bu planlı bir provokasyon, planlı bir oyundur yani bu sürecin sonunda şu anda Türkiye'ye karşı topyekün yürütülen algı operasyonlarının sonunda bunun kazananı olmaz. Türkiye de kaybeder, bu algı operasyonlarına destek vermek gibi bir gaflet içerisine düşen ülkeler de kaybeder'
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Hollanda'da, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'ya yönelik uygulamanın insanlık dışı ve kabul edilemez olduğunu belirterek, bunu nefret ve şiddetle kınadığını söyledi.
Zeybekci, TBMM Anayasa Komisyonu Mustafa Şentop ile Denizli'deki bir otelde gazetecilerle bir araya geldi.
Hollanda'nın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya yönelik skandal tavrına ilişkin açıklamalarda bulunan Zeybekci, oradaki uygulamanın insanlık dışı olduğunu bildirdi.
Zeybekci, 'Sayın Bakanımızı orada yaklaşık 6-7 saat tutmaları, 20 metre mesafedeki konsolosluğa dahi girmesinin engellenmesi ve korumalarının gözaltına alınması, derdest edilmesi ve sınır dışı edilmesi, en sonunda da Bakanımızın, bırakın diplomatik kişiliğini, başka bir ülkenin bakanı olmasını, bir insan için kabul edilemez şartlarda orada tutulması ve arabasının açılmaya teşebbüs edilmesi, ondan sonra da zorla arabasının önüne üniformalı bir polis oturtarak Hollanda sınırından dışarı çıkartılmasını kabul etmek mümkün değil. Bunu nefretle ve şiddetle kınıyorum.' dedi.
- 'Gereğini sonuna kadar yapacağız''
Zeybekci, bir Türk bakanın böyle bir muameleye tabi tutulmasını asla kabul etmediğini ama böylesi durumda 'fitne zamanı atla gidenler attan insin, koşanlar yürüsün, yürüyenler dursun, duranlar otursun' hadisindeki anlayışla hareket etmek gerektiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
'Yani bir kademe geri gelmek lazım, aklıselimle düşünmek lazım. Bugün benim karşıtım olan Hollandalı bakanla bir telefon görüşmesi yapacağım. Kendilerinden beklentim var çünkü. Bir bayan bakanın gidip orada bakanımızın yanında yer almasını kendisiyle görüşeceğim. Bunu kabul edemiyoruz. Gereği de Türk devleti tarafından, Türkiye Cumhuriyeti tarafından Hollanda'ya mukabele şeklinde yaptırılacaktır. Çünkü uluslarası ilişkilerde karşılıklılık ilkesi vardır ama şunu da gözden kaçırmadan; bu tuzak, bu oyun ve bu senaryoyu kurgulayanların da ekmeğine de yağ sürmeden. Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde, negatif ortamda onların istediğini yapmadan, Almanya ile Hollanda ile ikili ilişkilerimizde dikkatli bir süreci de koruyarak bunları yapacağız, gereğini sonuna kadar yapacağız.'
- 'Algı operasyonu yapılıyor'
Zeybekci, geçen hafta Almanya'da bir programlarının olduğunu ve o programdan sonra en düşük seviyedeki bir basın yayın organının dahi söyleyemeyeceği veyahut da en ahlaksız bir insanın bir hasmına dahil söyleyemeyeceği sözleri, Almanya'da yayın yapan bir gazetenin, gerek gazetesinde gerekse internet sitesinde söyleyebildiğine dikkati çekti.
Bu yaşananların 15 Temmuz darbe girişimi sonrası algı operasyonları ile benzerlik gösterdiğini vurgulayan Zeybekci, şunları ifade etti:
'Daha darbecilerin kullandığı araçlar gereçler ortalıkta dururken, daha bu ihanet girişimi sırasında şehit edilen kardeşlerimizin kanları yerde dururken, hastanede yaralarımızın hala durumları belli değilken, Türkiye Cumhuriyeti'nin milletin oylarıyla seçilmiş olan ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Marmaris'te şehit etmek üzere oraya gönderilen tim hala menfezlerde saklanırken, dağlarda kaçarken 23 Temmuz'da tam bir hafta sonra Alman Der Spiegel dergisinin kapağında Türk bayrağı, önünde dikenli tel örgü, 'Bir zamanlar demokrasi vardı' diye Türkiye'yi adres göstererek bizzat kendilerini ele vermesi, veyahut da bu algı operasyonunu başlatması, bu algı operasyonu çerçevesi ilgili genel tanım yapılması ile ilgili girişilen bu hareketin sonuçlarını yaşıyoruz. Bunlara karşı sessiz kalmak zaten bize yakışmaz.'
- 'Bu planlı bir provokasyondur'
Zeybekci, Avrupa için Türkiye'nin, Türkiye için de Avrupa'nın son derece önemli olduğunu vurgulayarak, 'Bu planlı bir provokasyon, planlı bir oyundur yani bu sürecin sonunda şu anda Türkiye'ye karşı topyekün yürütülen algı operasyonlarının sonunda bunun kazananı olmaz. Türkiye de kaybeder, bu algı operasyonlarına destek vermek gibi bir gaflet içerisine düşen ülkeler de kaybeder. Yani belki bunun bir kısmında şöyle diyebiliriz. Onlar daha çok kaybetti biz daha az kaybettik gibi ama sonuçta herkes kaybeder.' diye konuştu.
Onun için buradaki bu tuzağa bu provokasyona özellikle dikkati çekmek istediğini belirten Bakan Zeybekci, şunları kaydetti:
'Hükümetlerin bu konudaki, bunu Alman meslektaşıma da söyledim, bu süreçte dayatılan gerek FETÖ'nün ve gerekse de Avrupa’nın birçok yerinde yuvalanan bölücü terör örgütünün propagandalarına karşı dostlarımızın dikkat etmesi, çok uyanık olmaları gerekiyor. Bu aziz Türk milletinin değerlerine karşı yapılan saldırılara karşı da uyanık olmalarını ben öneriyorum. Bu süreçler geçecek. Ondan sonra da birbirimizin yüzüne bakar olmamız lazım. Biz öyle deriz 'dostunla öyle dost ol ki gün geldiğinde çok fazla hayal kırıklığına uğramayasın, hasmınla öyle hasım ol ki, gün geldiğinde dostluk kurmak zorunda kalmayasın, bundan dolayı da üzülmeyesin.'
(Bitti)
Kaynak: AA
Zeybekci, TBMM Anayasa Komisyonu Mustafa Şentop ile Denizli'deki bir otelde gazetecilerle bir araya geldi.
Hollanda'nın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya yönelik skandal tavrına ilişkin açıklamalarda bulunan Zeybekci, oradaki uygulamanın insanlık dışı olduğunu bildirdi.
Zeybekci, 'Sayın Bakanımızı orada yaklaşık 6-7 saat tutmaları, 20 metre mesafedeki konsolosluğa dahi girmesinin engellenmesi ve korumalarının gözaltına alınması, derdest edilmesi ve sınır dışı edilmesi, en sonunda da Bakanımızın, bırakın diplomatik kişiliğini, başka bir ülkenin bakanı olmasını, bir insan için kabul edilemez şartlarda orada tutulması ve arabasının açılmaya teşebbüs edilmesi, ondan sonra da zorla arabasının önüne üniformalı bir polis oturtarak Hollanda sınırından dışarı çıkartılmasını kabul etmek mümkün değil. Bunu nefretle ve şiddetle kınıyorum.' dedi.
- 'Gereğini sonuna kadar yapacağız''
Zeybekci, bir Türk bakanın böyle bir muameleye tabi tutulmasını asla kabul etmediğini ama böylesi durumda 'fitne zamanı atla gidenler attan insin, koşanlar yürüsün, yürüyenler dursun, duranlar otursun' hadisindeki anlayışla hareket etmek gerektiğine işaret ederek, şöyle devam etti:
'Yani bir kademe geri gelmek lazım, aklıselimle düşünmek lazım. Bugün benim karşıtım olan Hollandalı bakanla bir telefon görüşmesi yapacağım. Kendilerinden beklentim var çünkü. Bir bayan bakanın gidip orada bakanımızın yanında yer almasını kendisiyle görüşeceğim. Bunu kabul edemiyoruz. Gereği de Türk devleti tarafından, Türkiye Cumhuriyeti tarafından Hollanda'ya mukabele şeklinde yaptırılacaktır. Çünkü uluslarası ilişkilerde karşılıklılık ilkesi vardır ama şunu da gözden kaçırmadan; bu tuzak, bu oyun ve bu senaryoyu kurgulayanların da ekmeğine de yağ sürmeden. Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde, negatif ortamda onların istediğini yapmadan, Almanya ile Hollanda ile ikili ilişkilerimizde dikkatli bir süreci de koruyarak bunları yapacağız, gereğini sonuna kadar yapacağız.'
- 'Algı operasyonu yapılıyor'
Zeybekci, geçen hafta Almanya'da bir programlarının olduğunu ve o programdan sonra en düşük seviyedeki bir basın yayın organının dahi söyleyemeyeceği veyahut da en ahlaksız bir insanın bir hasmına dahil söyleyemeyeceği sözleri, Almanya'da yayın yapan bir gazetenin, gerek gazetesinde gerekse internet sitesinde söyleyebildiğine dikkati çekti.
Bu yaşananların 15 Temmuz darbe girişimi sonrası algı operasyonları ile benzerlik gösterdiğini vurgulayan Zeybekci, şunları ifade etti:
'Daha darbecilerin kullandığı araçlar gereçler ortalıkta dururken, daha bu ihanet girişimi sırasında şehit edilen kardeşlerimizin kanları yerde dururken, hastanede yaralarımızın hala durumları belli değilken, Türkiye Cumhuriyeti'nin milletin oylarıyla seçilmiş olan ilk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı Marmaris'te şehit etmek üzere oraya gönderilen tim hala menfezlerde saklanırken, dağlarda kaçarken 23 Temmuz'da tam bir hafta sonra Alman Der Spiegel dergisinin kapağında Türk bayrağı, önünde dikenli tel örgü, 'Bir zamanlar demokrasi vardı' diye Türkiye'yi adres göstererek bizzat kendilerini ele vermesi, veyahut da bu algı operasyonunu başlatması, bu algı operasyonu çerçevesi ilgili genel tanım yapılması ile ilgili girişilen bu hareketin sonuçlarını yaşıyoruz. Bunlara karşı sessiz kalmak zaten bize yakışmaz.'
- 'Bu planlı bir provokasyondur'
Zeybekci, Avrupa için Türkiye'nin, Türkiye için de Avrupa'nın son derece önemli olduğunu vurgulayarak, 'Bu planlı bir provokasyon, planlı bir oyundur yani bu sürecin sonunda şu anda Türkiye'ye karşı topyekün yürütülen algı operasyonlarının sonunda bunun kazananı olmaz. Türkiye de kaybeder, bu algı operasyonlarına destek vermek gibi bir gaflet içerisine düşen ülkeler de kaybeder. Yani belki bunun bir kısmında şöyle diyebiliriz. Onlar daha çok kaybetti biz daha az kaybettik gibi ama sonuçta herkes kaybeder.' diye konuştu.
Onun için buradaki bu tuzağa bu provokasyona özellikle dikkati çekmek istediğini belirten Bakan Zeybekci, şunları kaydetti:
'Hükümetlerin bu konudaki, bunu Alman meslektaşıma da söyledim, bu süreçte dayatılan gerek FETÖ'nün ve gerekse de Avrupa’nın birçok yerinde yuvalanan bölücü terör örgütünün propagandalarına karşı dostlarımızın dikkat etmesi, çok uyanık olmaları gerekiyor. Bu aziz Türk milletinin değerlerine karşı yapılan saldırılara karşı da uyanık olmalarını ben öneriyorum. Bu süreçler geçecek. Ondan sonra da birbirimizin yüzüne bakar olmamız lazım. Biz öyle deriz 'dostunla öyle dost ol ki gün geldiğinde çok fazla hayal kırıklığına uğramayasın, hasmınla öyle hasım ol ki, gün geldiğinde dostluk kurmak zorunda kalmayasın, bundan dolayı da üzülmeyesin.'
(Bitti)