Kilis'te '15 Temmuz'dan Referandum'a Yeni Türkiye' Konferansı

AK Parti Genel Sekreteri Abdulhamit Gül, Kilis’te “15 Temmuz’dan Referandum’a Yeni Türkiye” konulu konferansa katıldı.

Kilis'te '15 Temmuz'dan Referandum'a Yeni Türkiye' Konferansı
Memur Sen Kilis İl Temsilciliği tarafından Aleaddin Yavaşça Kültür Merkezi’nde organize edilen konuşmacı olarak AK Parti Genel Sekreteri Abdulhamit Gül’ün katıldığı 15 Temmuz’dan Referandum’a Yeni Türkiye konulu konferansa Memur Sen Kilis İl Temsilcisi Bekir Şen, Kilis Belediye Başkanı Hasan Kara, AK Parti Kilis milletvekilleri Reşit Polat, Mustafa Hilmi Dülger, AK Parti Kilis İl Başkanı İzzet Toprak, 7 Aralık Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Nazım Şekeroğlu, Memur Sen’e bağlı konfederasyonların temsilcileri ile AK Partililer ve vatandaşlar katıldı.

AK Parti Genel Sekreteri Abdulhamit Gül, yaptığı konuşmada, Türkiye’nin 16 Nisan tarihinde çok önemli bir oylama yapacağını ifade ederek, “Oylama Türkiye’nin yeni Türkiye’sine mi evirilecek, yoksa eski Türkiye, eski alışkanlıklar, patinaj yapan sistemin kendi içerisinde krizlerle boğuşan bir Türkiye’mi olacak, bunun karanının verileceği çok önemli bir seçime doğru gidiyoruz” dedi.



“Türkiye’de çift başlı yürütme”

Türkiye’de çift başlı yürütme, hükümetin çift başlı bir sorun olarak kaldığını ifade eden Gül, “Bu mesele şuanda bir kriz olarak karşımızda durmuyor. Yani başkanımız cumhurbaşkanım ız uyum içerisinde çalışıyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan bizim liderimiz, partimizin kurucusu başkanımız da partimizin genel başkanıdır. Şimdi çift başlılığı ortadan kaldıracağız. Şu anki sistemde bir arabada var, arabanın iki direksiyonu var. İki şoförü var. Bir başbakan bir cumhurbaşkanı, ama bu uyumlu gidiyor şuanda, her an kriz çıkarmaya gebedir. Arabanın iki şoförü olur mu? İki direksiyonu olur mu? Biri sağa dedi, biri sola dedi.

Bunun örnekleri de yaşandı. Bakın Ahmet Necdet Sezer ve Bülent Ecevit biri cumhurbaşkanı biri başbakan 2001’de bir anayasa krizi oldu. Anayasa kitapçılığını Başbakana fırlattı ve onun faturası 2011 yılına kadar AK Parti istikrarlı hükümeti sayesinde ancak ödenebildi, 10 yılda ödendi. Bu ne demek, 630 milyarın üzerinde senin Ali amcanın, Ayşe teyzenin cebinden çıktı. 630 milyar, Türkiye 20 yıl daha geriye gitti. AK Parti’nin istikrarlı hükümeti olmasıydı, bu krizler, bu sıkıntılar, gerçekten milletimize çok ağır, faturalar çıkarırdı. Kemal Kılıçdaroğlu ne diyor, geçtiğimiz günlerde ya millete şunu bir anlatın diyor. ‘ Başbakanla Cumhurbaşkanı farklı partilerden olursa Başbakanla, Cumhurbaşkanı kavga ederse, bu ülkede kriz olmaz mı diyor.’ Daha anayasa teklifini okumamış, 18 maddeyi okumamış, kalkmış millete hayır oyu verin diye millete çağrıda bulunuyor ”dedi.



Fırat Kalkanı operasyonu

Gül, çok değil yakın zamanda Kilis’e füzeler düştüğünü ifade ederek, “Biz Ankara’da Gaziantep’te olduğumuzda elimiz yüreğimizde, sürekli milletvekillerimiz., belediye başkanımızla ne oldu diye yüreğimiz çarpıyor. Birçok kişi Gaziantep’e geldi. Buradaki vatandaşlarımız, hatta Gaziantep havaalanına da bir kere düştü. Orada bir karar verildi.

Biz bunları Kilis’imizi tehdit etmekten uzaklaştıracak kadar püskürteceğiz. Fırat Kalkanı operasyonu bu kararlar kolay verilmiyor. Şimdi dönüşelim uyumlu bir hükümet var. Cumhurbaşkanı öyle bir karar verecek, başbakan hayır ben askerimi göndermem, dediğinde Kilis, Gaziantep Allah korusun Ankara’ya gelebilirdi. Biz güvenlik hattımızı orada kurduğumuz için Bab’da kurduğumuz için Kilis’te Gaziantep’te huzur, güven içerisinde yaşayabiliyoruz” diye konuştu.



“15 Temmuz’da tarihi gün”

15 Temmuz’da tarihi gün yaşandığını vurgulayan Gül, “Türkiye işgal edilmek istendi. FETO terör örgütü aracılığıyla bu ülkenin birliğine, dirliğine, darbe girişimi yapıldı. İstiklal marşımıza bir saldırı yapıldı. Cumhuriyete bir saldırı yapıldı. Demokrasiye bir saldırı yapıldı. Ezanımıza bir saldırı yapıldı. Düşünelim, o akşam Cumhurbaşkanı, farklı bir görüşten, Başbakan farklı görüşten olduğunu bir an düşünelim, şimdi olmadı, bizim çocuklarımız için anayasalar, bugün için yapılmaz, anayasalar bir toplumsal sözleşmedir. Bir projeksiyondur. Bir vizyondur. Biz çocuklarımız için çocuklarımızın geleceği için Türkiye’nin geleceği için bu teklifi gündeme getiriyoruz. Sayın başbakanımız vecih bir şekilde ifade ediyor. ‘ biz Erdoğan için değil, her doğan için bu anayasaya evet diyeceğiz.’ Onun için bu anayasayı getirdik. Bir an düşünelim, ikisi ayrı görüşte olsa birisi sokağa çıkın, demokrasiye sahip çıkın dese, öbürüde çıkıp sokağa çıkmayın, bir suçtur dese milletimiz bu işgal girişimine karşı, halkın seçtiği güçlü bir lider bir kişi böyle yapacağız derse halkına asla yanlış yapan biri seçilmez. İşte biz çift başlı krizi ortadan kaldırıyoruz” diye konuştu.

Kaynak: İHA