'Türkiye Doğu Akdeniz'de Daha Aktif Rol Üstlenmeli'

Boğaziçi Üniversitesi Enerji Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Kumbaroğlu:'Türkiye Doğu Akdeniz'de daha aktif bir rol üstlenmeli. Tüm Doğu Akdeniz'de ve Mısır açıklarındaki gaz sahalarında da çok aktif rol oynamalı. Doğalgaz alanında yürütülecek aktif politika, KKTC ile Güney Kıbrıs Rum Kesimi arasındaki görüşme trafiğine de katkı sağlayabilir''Türkiye, çift taraflı çok ciddi bir proaktif siyaset ve enerji diplomasisi ile bu bölgenin artık yeni yükselen gücü olarak ortaya çıkıyor''Türkiye'nin jeopolitik önemine katkı yapan ve doğalgaz alanında bir ticaret merkezine dönüşmesine yol açacak projeler hızla hayata geçiyor'

FURKAN GÜLDEMİR / MUHAMMED ALİ AKMAN - Boğaziçi Üniversitesi Enerji Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Direktörü Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de enerji konusunda daha aktif rol üstlenmesi gerektiğini söyledi.

Lübnan'da düzenlenen uluslararası 'Petrol ve Gaz: Yol Haritası Forumu'na katılan Kumbaroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Doğu Akdeniz'deki enerji sahalarında son aylarda ciddi hareketlilik yaşandığını belirterek bölgedeki sürecin yakından takip edilmesi gerektiğini ifade etti.

Türkiye'nin Doğu Akdeniz'de izleyeceği aktif politikayla önemli siyasi kazançlar elde edeceğinin altını çizen Kumbaroğlu, 'Türkiye Doğu Akdeniz'de daha aktif bir rol üstlenmeli. Tüm Doğu Akdeniz'de ve Mısır açıklarındaki gaz sahalarında da çok aktif rol oynamalı. Doğalgaz alanında yürütülecek aktif politika, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Güney Kıbrıs Rum Kesimi arasındaki görüşme trafiğine de katkı sağlayabilir. Zira bütün bu gaz kaynaklarının Avrupa'ya ulaştırılmasında Türk-Yunan sınırı da çok önem kazanıyor. Türkiye, çift taraflı çok ciddi bir proaktif siyaset ve enerji diplomasisi ile bu bölgenin artık yeni yükselen gücü olarak ortaya çıkıyor.' diye konuştu.

- 'Türkiye doğalgaz alanında bir ticaret merkezine dönüşüyor'

Doğu Akdeniz'in özellikle doğalgazda 'çok önemli bir arz kaynağı' olarak ortaya çıktığını ve bunun Türkiye için önemli olduğunu belirten Kumbaroğlu, 'Önümüzdeki yıllarda, başta en büyük pazar olan Avrupa olmak üzere, dünya genelinde gaz talebinin artması öngörülüyor. Rus ve Hazar doğalgazının, Türkiye'den geçmesi konusunda anlaşmalar tamamlandı ve önümüzdeki yıllarda bu projeler hayata geçecek. Şimdi bunlara ek olarak bir Doğu Akdeniz potansiyeli ortaya çıkıyor. İnşallah Irak’ta da sular durulacak ve Irak'tan da gaz gelecek. Dolayısıyla Türkiye’nin jeopolitik önemine katkı yapan ve doğalgaz alanında bir ticaret merkezine dönüşmesine yol açacak projeler hızla teker teker hayata geçiyor.' ifadelerini kullandı.

- 'Türk şirketleri Doğu Akdeniz'de önemli rol oynayabilir '

Enerji uzmanı Kumbaroğlu, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı gibi Türk şirketlerin Hazar Denizi'nde yatırımları olduğunu ve şirketlerin AR-GE çalışmalarının devam ettiğini hatırlatarak, 'Avrupa ve ABD'den birçok şirket gibi Türkiye'nin de şirketlerinin burada (Doğu Akdeniz) görev alması önemli. Burada milli enerji şirketlerinin güçlü olması, profesyonel olması önemli. Süreç yakından takip edilir ve güçlü bağlantılar kurulabilirse Türk şirketleri bu bölgede önemli rol oynayabilir.' değerlendirmesinde bulundu.

- 'Lübnan doğalgazının Türkiye üzerinden geçmesine yönelik endişeler yersiz'

Lübnan'da keşfedilen doğalgaz rezervlerinin Türkiye üzerinden taşınmasına yönelik bazı endişeleri haklı bulmadığını dile getiren Kumbaroğlu, 'Lübnan doğalgazının Türkiye üzerinden geçmesine yönelik endişeler yersiz. Ama bunun yersiz olduğunu bilimsel gerekçeleriyle ortaya koymak gerekiyor. Yoksa birileri kalkıp spekülatif olarak Türkiye'ye doğalgazın gitmesi zaten politik olarak imkansız diyebilir. Aslında bu nedenle de İsrail doğalgazına ilişkin projenin bir an önce geliştirilip hayata geçmesi ve yatırımın başlaması önemli. Bu proje hayata geçtiğinde endişe duyan ve gerçek dışı eleştirilerde bulunan herkese bir cevap olacak.' dedi.

- 'Doğu Akdeniz'de çok ciddi bir hareketlilik söz konusu'

Doğu Akdeniz'de son yıllarda gerçekleştirilen keşiflere dikkati çeken Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, şöyle devam etti:

'Doğu Akdeniz'deki en önemli keşifler 1999-2000 yıllarında İsrail açıklarındaki Leviathan ve Tamar yatakları oldu. Bu iki doğalgaz rezervinin toplamı yaklaşık 800 milyar metreküp. Amerikan jeolojik araştırmalarına göre Levant havzasının toplam rezerv miktarı yaklaşık 3,5 milyar metreküp olarak tahmin ediliyor. 2015 yılında Mısır açıklarında, Leviathan ile Tamar'ın toplamı kadar 'Zohr' yatağı bulundu. Bu, Doğu Akdeniz'deki en büyük yatağı teşkil etti. Mısır'da keşfedilen doğalgaz yataklarını yer yüzüne çıkarma kararı Şubat 2017 itibarıyla alındı. 2019 sonunda bu gazın artık kıyıya ulaşması bekleniyor. Bununla birlikte İsrail geçtiğimiz yıl sonunda yeni bir lisanslama süreci başlattı. Leviathan ve Tamar dışındaki diğer parselleri de yatırıma açtı. Şu anda şirketler başvuruyor. Doğu Akdeniz'de çok ciddi bir hareketlilik söz konusu.'

Son olarak Lübnan'ın doğalgaz yarışında komşularından geri kalmadığını belirten Kumbaroğlu, 'Lübnan da tabii İsrail'e bakarak boş durmadı, hızla hareket etti. Çünkü Levant havzasının aslında Lübnan’a uzandığı açık; Suriye'ye de uzanıyor. Şu anda Suriye'deki karışıklık olmasa aynısını Suriye için de konuşacağız. Lübnan yasama süreçleri vergilendirme detaylarını ortaya çıkardı ve kanun teklifinin meclise sunulacağı açıklandı. Parsellere başvurular başladı. İsrail eğer Türkiye üzerinden gazını Avrupa'ya satıyorsa Lübnan Türkiye'ye çok daha yakın. Lübnan'da gazı çıkarttığında o şirketlerin ilk değerlendirecekleri yer Türkiye olacak. Ama o şirketler Türk şirketleri de olabilir. Türk şirketleri olmalı.' ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA