Tüp Bebek Tedavisinde Psikolojik Destek Başarı Oranını Artırıyor

Psikolog Pınar Ersöz, tüp bebek tedavi sürecinin psikolojik açıdan iyi yönetildiğinde başarı şansının yükseldiğini açıkladı. Ersöz, "Çiftler, özellikle anne adayı stresle baş edebilirse, erkek eşini yalnız bırakmaz sürekli yanında olursa, çevre baskısının önüne geçilirse gebelik şansı artacaktır" dedi.

Tüp Bebek Tedavisinde Psikolojik Destek Başarı Oranını Artırıyor
Türkiye’de çeşitli nedenlerle çocuğu olmayan çiftler, maddi ve manevi açından zorlu bir süreç olan tüp bebek tedavisi ile bebek sahibi olmaya çalışıyor. Kısırlığın toplumda yüzde 15-20 oranında görüldüğünü ifade eden Psikolog Pınar Ersöz, "Tüp bebek süreci çiftler açısından hem psikolojik hem de maddi açıdan oldukça yıpratıcı ve zorlu olabilir. Tedavi sürecinde kadına önemli bir görev düşmektedir. Çünkü tıbbi müdahalelerin çoğunluğu kadına yapılmaktadır. Yapılan bilimsel araştırmalarda tüp bebek tedavi sürecinde psikolojik desteğin yeri ve önemi oldukça büyüktür. Tüp bebek tedavisinin başarı oranının stres azaldığında arttığı ortaya çıkmıştır. Bizi hormonlarımız yönetir. Yaşadığımız bir stres istediğimiz şeyi bizden uzaklaştırabilir. Örneğin stres tüp bebeğin oluşumunu veya canlı bebek doğumunu ortadan kaldırabilir" dedi.



"Çevreye sınırlı bilgi verin"

Tüp bebek düşünen çiftlere psiko destek sürecinde özellikle erkeğe de görevler düştüğünü anlatan Ersöz, "Kadının bu süreçte kesinlikle yalnız bırakılmaması gerekir. Tüp bebek konusunda çevreye verilen bilgilerin sınırlı tutulması gerekir. Çünkü ’ne zaman çocuğunuz olacak’ sorusu var olan stresi tetikleyebilir. Anne aday adayının stresten mümkün olduğunca uzak kalması oldukça önemlidir. En yoğun gördüğümüz durumlardan biri depresif duygu durumudur. Doğum görevini yerine getiremeyen anne kendisini çaresiz, yetersiz, güçsüz hissedebilir. Gebelere veya çocuklu kişilere baktığında bu durum onda çaresizlik, yetersizlik duygusunu artırabilir. En yakınlarının verebileceği destek seviye çok önemlidir. Çünkü tüp bebek doğurganlıkla sonuçlanmayabilir. Kişilerin bunu bilerek sürece başlamasında fayda var. Yüzde 100 bebek olacağı garantisi yok. Birçok tüp bebek tedavi sürecinde yaşanan stresle başa çıkılamadığı için boşanmayla sonuçlanabiliyor" diye konuştu.



Erkek faktörü

"Erkeğe çok önemli bir görev düşüyor" diyen Ersöz, şunları söyledi:

"Kadına kadın kadınlığı hissettirecek, onun için değerli olacak davranışlardan sakınmamalı. Tek amaç çocuk olmamalı. Amaç çocuk olursa saplantılı bir şekilde kişi ona odaklanabiliyor. Böyle olunca tüp bebek başarısı düşebiliyor. Erkeğin tedavi sürecinde hiçbir zaman yalnız bırakmaması gerekiyor. Erkek eşini yalnız bırakmaz, kadın ise stresle baş etmeyi öğrenirse tüp bebek başarısı artacaktır. Eşler cinselliği sadece çocuk için yaşamazlarsa, evin gündemi sadece çocuk olmazsa, çevreye olan birliktelik düzeyleri devam ederse tüp bebek başarı oranı her zaman daha fazla olacaktır. Gebelik bir hastalık değildir."

"Psikolojik destek olmazsa olmazlardan"

Süreçte çiftlerin psikolojik destek alması gerektiğinin altını çizen Ersöz, "Bir tüp bebek süreci başarılı olmadığında arada biraz dinlendikten sonra ikinci denemeyi yapabilmek sağlıklı olur. ’Çocuk olmazsa olmaz’ düşüncesinin kafalardan çıkartılması gerekiyor. Çiftlerin çocuksuz da mutluluklarının sürebileceğini görebilmesi lazım. Dinlenme süreci ikinci ve üçüncü deneme süreçlerinin daha sağlıklı sürdürülmesini de sağlar. Tüp bebek tedavi sürecindeki psikolojik destek olmazsa olmazların başında gelir. Tüp bebek başarısını artırır, kişinin günlük uyum düzeyini artırır, hayata bağlanma düzeyini artırır, stresle başa çıkmasını sağlar, depresif duygu durumlarından uzaklaştırır" ifadelerini kullandı.

Ersöz, tüp bebek sürecinde başarıyı artıracak ipuçları vererek, şöyle konuştu:

"Herkesin her şeyi bilmesine gerek yok. Tüp bebek sürecini sınırlı kişiye anlatın. Evde gündem sürekli çocuk olmasın. Gündelik yaşama devam edin. Aşkınızı tazeleyin. Kişiler tüp bebekle ilgili çok araştırma yapar. Zaten anksiyete düzeyleri çok yüksektir. Okuyacakları tek bir negatif yorum kişiyi daha da negatifliğe itebilir. Bu yüzden sadece hekimlerine danışmaları yararlıdır."
Kaynak: İHA