MHP'li Yalçın'dan Emin Çölaşan Ve Rahmi Turan'a Tepki

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, Emin Çölaşan ve Rahmi Turan’ın köşe yazılarına tepki gösterdi. Yalçın, "Politika yaptığını iddia edenlerin muhataplarını veya siyasi rakiplerini eleştirel değerlendirmeye tabi tutmak yerine yalan ve iftira üzerinden politik kazanç elde etmeye çalışması, doğaldır ki; bu tiplerin alçalmasına ve küçülmesine yol açar. Türk kültürünün en hassas mefhumlarına, değerlerimize dil uzatmak, ilişilmemesi gereken mukaddeslere tasallut; insanımızın harim-i ismetine girmeye cüret etmek; millî hassasiyetlerini terk etmiş ‘erbab-ı denaet’in harcıdır. MHP’nin şerefli mensupları hakkında ileri sürülen iftira ve isnatların aslını araştırıp soruşturmadan köşesine taşıyan bazı gazeteci taslakları da aynı neviden, aynı kırattan, aynı familya ve kategoridendir. Bunların başvurduğu yalan ve ajitasyon, çok iyi bilinen Marksist propaganda yöntemlerindendir. Müzmin muhalif denilen malum iftiracı ve palavracılar güruhuna Marksistlerin tünediği CHP çatısında yuva kurmaları için baca tahsis edilmesi tam bir ibretlik vakıadır. Bu bacalardan bir yandan fitne, fücur ve fısk dumanları tüterken, diğer yandan da müzmin muhalefetin cılız meşkleri, kulak tırmalayan terane ve terennümleri yükselmektedir” dedi.

Yalçın, “Kalem ve burunları birer gagaya dönüşmüş bu iki ‘sabık Marksist’ fosil, ahbap çavuş ve kafadar; çöplük karıştıran tavuklar gibi MHP’ye pislik bulaştırmak, kara çalmak için habire mezbele eşelemekte; işlenmeye, dönüştürmeye müsait ‘siyaset atığı’ toplamaya çalışmaktadır. Çölaşan’la Turan medyanın ‘Edi ile Büdü’sü, Yavru ile Katip’i, nokta ile virgülüdürler’. CHP’nin basındaki hisseli skandallar kumpanyasının ‘Laurelve Hardy’si, Don Kişot ile Sanço Panço’sudurlar. Kendilerine özgü komik, perişan, derbeder ve sakil üslupları halkı güldürmekten öteye geçmeyen bu çadır tiyatrosu karakterleri, CHP’nin ‘zaif ü nizar’ politika merkebine atlayıp yel değirmenlerine saldırmaktan çok zevk almaktadırlar. Ama MHP her seferinde bunların bindiği ‘yük elinden katı şikeste vü zar’ vaziyetteki merkebin üzerinden palanını almış, Şair Şeyhi’nin Harname’sindeki eşeğin haline düşürmüştür. Buna rağmen Çölaşan ve Turan, bugüne kadar partimiz ve mensuplarımız aleyhinde sabır ve ısrarla kampanyalarını sürdürmüştür. Bunlarda kalleşliğin, iftiracılığın, namertliğin ve ahlaksızlığın her türlüsü mevcuttur. Bunlar tarafından her nevi sahtekarlık ve müfterilik, doğruluk ve dürüstlük olarak her türlü namertlik de şecaat, kahramanlık ve yüreklilik olarak gösterilmeye çalışılmaktadır. Malum ikiliden Hardy kılıklı olanı, son yazısının ara başlığında aklı sıra ‘Bahçeli’nin zübükzadeleri’ tabirini kullanırken aslında kendi mülevves ayinesini teşhir etmiştir. Laurel kılıklı olansa Marksist jargon üzerinden ülkücülere sahte ve riyakar övgüler dizip, ‘Yurtsever Ülkücüler’ tabirini kullanırken ne kadar utanmaz, yüzsüz ve pişkin olduğunu ortaya koymuştur. Mürailikle, politika tellallığıyla ülkücüleri ağına düşüreceğini sanan bu zavallıların ülkücü ve Türk milliyetçiliği düşmanı olduğunu camiamızda bilmeyen yoktur. Bu gibilerin amacının her türlü alçaklığı, kalleşliği yaparak ülkücüler arasında fitne, fesat ve nifak çıkarmak olduğunu bilmeyen kalmamıştır. Bahsi geçen ikilinin ve onlarla aynı misyonu üstlenenlerin ağına düşürebildiği kimseler, yalnızca MHP camiasıyla alakası kalmamış, ‘merdut’ ve ‘kovulmuş’ bir avuç müzmin muhaliften ibarettir. Müzmin muhaliflerin CHP yanlısı medyayla kirli dansı ve onlara işve yapması, eski Marksistlerin de cilveleşmesi kendi açılarından siyasi bir kara delik oluşturmuştur. Ne yazık ki iflah olmaz müzminlerin etrafına toplanan birkaç tilmiz ve pervane de oluşan kara deliğin anaforuna sürüklenmiştir. Politika tarihimiz, bu kara deliğin hepsini yuttuğunu yazacaktır. CHP’li medya tarafından ayartılıp iğfal edilen müzmin muhaliflerin ülkücüler arasında çıkarmaya çalıştıkları fitne, fesat ve bozgunculuk bertaraf edilecek; lakin hem müşevvikleri hem de failleri utanç timsali olarak tarihe geçecektir” diye konuştu.