Deprem Bölgesinin 'Röntgeni' Çekildi

Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinde art arda meydana gelen depremlerin ardından bölgede deprem aktivitesi ve depreme kaynaklık eden fayın özelliklerine ilişkin çalışma başlatan bilim adamları, ilk raporunu hazırladı Raporda bölgedeki Tuzla fayının sanıldığı gibi tek parçadan değil iki parçadan oluştuğu, ayrıca güneyinde bir fayın daha olduğu tespit edildi DEÜ DAUM Müdürü Prof. Dr. Sözbilir:'Tuzla fayı ve güneydeki Balabanlı fayı ile sınırlı bir Tuzla havzasının varlığını ortaya çıkardık. Yeni, genç açılan bir havza olduğu için gelecekte de bu tür depremleri beklemek gerekiyor oralarda'

HALİL ŞAHİN - Çanakkale'nin Ayvacık ilçesinde art arda meydana gelen depremlerin ardından bölgede inceleme yapan bilim adamları, Tuzla fayının sanıldığı gibi tek parçadan değil iki parçadan oluştuğunu, ayrıca güneyinde bir fayın daha olduğunu belirledi.

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Ayvacık ilçesinde 14 Ocak-28 Şubat arasında yaşanan çok sayıdaki depremle ilgili depremlerin aktivitesi, depreme kaynaklık eden fayın özellikleri ve bu depremlere ait saha gözlemleri için Afyon Kocatepe Üniversitesi ile İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsünden uzmanların da katılımıyla çalışmalar yürüttüklerini kaydetti.

Yaklaşık 3 hafta süren çalışmalarda elde edilen verileri 'Çanakkale-Ayvacık Depremleri Raporu' adıyla topladıklarını aktaran Sözbilir, bölgedeki hareketli Tuzla fayının yan kollardan oluşan dallı bir yapıya sahip olduğunu, bu nedenle depremlerin her birinin birbirinden ayrı değerlendirilebileceğini söyledi.

Prof. Dr. Sözbilir, yaptıkları çalışmalarda bölgede iki fay hattı arasında genç, yeni bir havza olduğunun ortaya çıktığını ifade ederek, 'Bu havzanın kuzey kenarını Tuzla fayı oluşturuyor. Bu fayın önceki çalışmalarda bir parçadan oluştuğu düşünülüyordu. Biz bunun iki segmentten oluştuğunu ortaya çıkardık. Segmentlerden birine Çamköy segmenti, diğerine Paşaköy segmenti adını verdik. Biri 15, diğeri 10 kilometre uzunluğunda. Tuzla fayı ve güneydeki Balabanlı fayı ile sınırlı bir Tuzla havzasının varlığını ortaya çıkardık. Yeni, genç açılan bir havza olduğu için gelecekte de bu tür depremleri beklemek gerekiyor oralarda.' diye konuştu.

Bugüne kadar tek parça olarak düşünülen Tuzla'nın iki segmentten oluştuğunun belirlenmesi ve haritalanmasının yanı sıra yeni bir fay da belirlediklerini anlatan Hasan Sözbilir, 'Balabanlı yeni belirlenen bir fay. Balabanlı köyünün hemen güneyinden geçiyor. Tuzla fayına paralel ama eğimi tuzla fayına ters yönde, kuzeydoğuya doğru. İkisi birlikte bir çöküntü alanı oluşturuyor. Ona da 'Tuzla havzası' adını verdik.' ifadelerini kullandı.

- 'Segmentler birleşirse 6,7'lik deprem olabilir'

Tuzla fayının iki segmentinin de genç olduğunu, zaman içinde birleşme eğilimi gösterebileceğini dile getiren Sözbilir, şöyle devam etti:

'Bunlar ayrı ayrı deprem ürettiğinde, örneğin şu anda kırılan Çamköy segmenti bir bütün olarak kırıldığında 6,4 büyüklüğünde bir deprem potansiyeline sahip. Paşaköy segmenti ise biraz daha kısa olduğu için 6,1-6,2 civarında bir deprem üretme potansiyeline sahip. Ama iki segment birleştiğinde 6,7 büyüklüğünde bir deprem üretme potansiyeline sahip. 25 kilometre uzunluğunda bir fayla karşı karşıya kalmış olacağız. Balabanlı'da 6,1-6,2 büyüklüğünde deprem üretebilir.'

Prof. Dr. Sözbilir, 'Bu havza oluşumu devam ederse ileride özellikle Yukarıköy ve güney kısmını oluşturan üçgen şekilli kara, bir adaya dönüşebilir.' dedi.

Bunun jeolojik anlamda daha uzun süreçte gerçekleşebileceğini kaydeden Sözbilir, gerilim devam ederse denizin bu bölgeye giriş yapacağını da belirtti.

Hasan Sözbilir, Tuzla fayına 2 aydır depremsellik anlamında bakıldığını dile getirerek, şunları kaydetti:

'İki ay önce bilim adamları bu faya bu gözle bakmıyordu. Artık bu fayı tanıma aşaması gelişmesi gerekiyor. Bunun da birinci evresi 1/25.000 ölçeğinde haritalama. Onu yaptığımız zaman fayın geometrik ilişkisini ortaya koyarız. Fayın türünü belirlemek için çalışmalar yaparız. Bu tür tanımlamalardan sonra fayın geçmişini bilmemiz gerekiyor. Şu anda Tuzla fayının geçmişini bilmiyoruz. Geçmişte bu fay ne zaman doğdu, ne zaman ve nasıl büyüdü? Bunu bilmek için de bilimsel yöntem var, Paleosismoloji. Bu fayın geçmişini bilirsek, geleceğiyle ilgili bir şey söyleyebiliriz. Adanın oluşma süresi için de aynı mantalite. Fayları bir bütün olarak tanımak gerekiyor. Havzayı bir bütün olarak haritalamaya başladık. Haritaladıkça farklı şeyler ortaya çıkmaya başladı.'

Sözbilir, bölgedeki çalışmalara devam edeceklerini de sözlerine ekledi.
Kaynak: AA