'Ticari Kredi Faizleri 340 Baz Puan Aşağıya Geldi'

TBB Genel Sekreteri Keskin: 'TCMB'nin faiz oranlarını düşürdüğü Mart 2016, Ocak 2017 dönemi ile kıyaslandığında, konut faizleri 300 baz puan, ticari kredi faizleri ise 340 baz puan aşağıya geldi' 'BDDK tarafından açıklanan 2016'nın aralık ayı verilerine göre, yüzde 8 civarında olan mevduat maliyetinin üzerine kamusal yüklerden 2,7 puan, risk priminden 1,4 puan, operasyon maliyetinden 2,1 puan geldi. Öz kaynak maliyetini de 1,8 olarak hesapladık' 'Dolayısıyla bankaların yüzde 810 ile mevduat toplayıp yüzde 15 ile kredi verdiklerini, yüzde 50 kar marjı değerlendirmelerini bu çerçeveden görmek gerekir' 'Bu yıl kredilerin yüzde 15, toplam aktiflerin yüzde 13, mevduatın yüzde 13 ve öz kaynakların yüzde 12 düzeyinde artmasını bekliyoruz'

Türkiye Bankalar Birliği (TBB) Genel Sekreteri Ekrem Keskin, bu yıl kredilerin yüzde 15, toplam aktiflerin yüzde 13, mevduatın yüzde 13 ve öz kaynakların yüzde 12 düzeyinde artmasını beklediklerini bildirdi.

Ekrem Keskin, TBB Yönetim Kurulu üyesi banka genel müdürlerinin katılımıyla düzenlenen sohbet toplantısında, ABD'de faiz oranlarının yükselmesi ve gelişmekte olan ülkelere sermaye girişinin daha düşük düzeyde bulunmasının oldukça belirleyici bir unsur olduğunu söyledi.

Uluslararası para piyasaları ve sermaye piyasalarının son derece dalgalı olduğuna işaret eden Keskin, 'Petrol fiyatlarındaki düşüş durdu. Ülkeler, daralan dünya ticaretinden daha fazla pay almak için benzeri görülmemiş bir rekabet, korumacılık çabası içerisinde. Türkiye'nin faaliyet gösterdiği bölgenin riski oldukça yüksek.' diye konuştu.

2016'ya göre belirsizliğin daha düşük ve risklerin hem bankalar hem de müşteriler açısından daha hesaplanabilir bir düzeyde olduğunu belirten Keskin, diğer gelişmekte olan ülkelerin birçoğunda sermaye çıkışı varken, Türkiye'ye giren sermayede yavaşlama olduğunu, büyüme için gerekli iç kaynakların önemli bir kısıt olmaya devam ettiğini, milli gelir büyümesinin potansiyel büyüme hızının altında olduğunu vurguladı.

Keskin, libor'un 2015'in son çeyreğinden itibaren yükselme eğilimine girdiğini ve daha önce yüzde 0,60 düzeyinde borçlandıkları libor'un maliyetinin yüzde 1,80'e yükseldiğini bildirdi.

Söz konusu gelişmelerin gelişmekte olan ülkelere yansımasının net sermaye çıkışı şeklinde olduğunu belirten Keskin, birçok ülkenin bu çıkışa dayanabilmek için ya daha yavaş büyümeye razı olduğunu ya da cari açıkları yavaşlatacak, enflasyonu aşağı çekecek tedbirler uyguladığı anlattı.

- 'Kredi faizlerindeki düşüş, mevduat maliyetlerinin düşmesine bağlı'

Ekrem Keskin, sermaye girişinin yavaşlamasıyla birlikte yaşanan likidite sıkıntısını TCMB'nin, piyasalara önemli ölçüde TL likidite vererek rahatlatmaya çalıştığını ifade ederek, 'Ancak Amerika'da faiz oranlarının yükselmesi ve dolara olan güçlü talep, bu TL likiditesinin daha fazla yabancı para talebi yaratmasına neden oldu.' dedi.

TCMB'nin fonlama maliyetinin 2016'nın son çeyreğinde yükselme eğiliminde olduğunu, buna karşın bankacılık sisteminin gerek konut gerekse ticari kredilerine bu kaynak maliyetinin yansımadığını belirten Keskin, şöyle devam etti:

'TCMB'nin faiz oranlarını düşürdüğü Mart 2016, Ocak 2017 dönemi ile kıyaslandığında, konut faizleri 300 baz puan, ticari kredi faizleri ise 340 baz puan aşağıya geldi. BDDK tarafından açıklanan 2016'nın aralık ayı verilerine göre, yüzde 8 civarında olan mevduat maliyetinin üzerine kamusal yüklerden 2,7 puan, risk priminden 1,4 puan, operasyon maliyetinden 2,1 puan geldi. Öz kaynak maliyetini de 1,8 olarak hesapladık. Dolayısıyla bankaların yüzde 8-10 ile mevduat toplayıp yüzde 15 ile kredi verdiklerini, yüzde 50 kar marjı değerlendirmelerini bu çerçeveden görmek gerekir. Kaynak maliyetinin üzerindeki bu yükler azaltılmadan, kredi faizleri üzerindeki düşüşün, hiç kuşku yok ki daha hızlı olabilmesi, mevduat maliyetlerinin de düşmesine bağlı.'

- 'Kredilerin büyümesi iç kaynakların büyümesine bağımlı hale geldi'

TBB Genel Sekreteri Keskin, mevduat ve öz kaynaklar toplandığında bu rakamın, bankaların verdiği kredilere eşit olduğunu belirterek, kredi mevduat oranının şu anda yüzde 120 civarında seyrettiğini, kredilerin büyümesinin iç kaynakların büyümesine bağımlı hale geldiğini söyledi.

Bireysel kredilerde son çeyrekteki mutlak büyümenin, 9 ayda yapılan büyümeden daha hızlı olduğunu vurgulayan Keskin, toplam tahsili gecikmiş alacak oranlarının kredilere oranının yüzde 3,3, bu rakamın kurumsal kredilerde yüzde 3'ler düzeyinde, bireysel kredilerde ise yüzde 4,3 olduğunu bildirdi.

Keskin, bankacılık sisteminin sermaye yeterliliğinin yüzde 15,5 düzeyinde bulunduğunu, rakamın son derece güçlü olduğunu vurguladı.

- 'Kredi büyümesinin 2017'de yüzde 15 olmasını bekliyoruz'

Ekrem Keskin, sektördeki öz kaynak karlılığının geçen yıl bir miktar toparlandığını, bu toparlamanın birkaç nedeni bulunduğunu, bunlardan birinin faiz oranlarındaki düşüş, diğerinin bankaların aktiflerindeki bazı kalemleri satmış olması, üçüncüsünün geçmiş yıllarda birikmiş olan ücret ve komisyon gelir ödemelerinin etkisinin azalması ve geçmişte 1 milyar lira gibi zarar üreten bir bankanın sistemden çıkması olduğunu anlattı.

Keskin, 2017 beklentilerine ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:

'Para piyasalarında daha istikrarlı bir dönem yaşanıyor. Hükümetin kredi kanallarını açık tutma ve ekonomik faaliyeti destekleme kararı ardı ardına geldi. Bu son derece olumlu bir seyir. Tasarrufları özendiren uygulamalar yürürlüğe girdi. Düzenlemelerdeki esneklikler devam ediyor. Aracılık maliyetlerinin düşürülmesi yönünde bir çaba var. Özellikle İstanbul Finans Merkezi kanun tasarısında bu yönde birtakım değişiklikler bekliyoruz. AB'de gözlemlediğimiz küresel toparlanmanın büyümeyi olumlu yönde etkilemesini bekliyoruz. Bu beklentiler çerçevesinde kredilerin 2017'de yüzde 15, toplam aktiflerin yüzde 13, mevduatın yüzde 13 ve öz kaynakların yüzde 12 düzeyinde artmasını bekliyoruz.'

- 'Kredilerini düzenli ödeyen müşterilerin kredi taleplerini ancak karşılıyoruz'

TBB Genel Sekreteri Keskin, TBB Tüketici Hakem Heyeti'ne gelen başvurularda müşterilerin, 'Her 5 yılda bir geçmiş bilgilerim siliniyordu. Ben 5'inci yılımı doldurdum. Geçmişte aldığım kredileri ödeyememiştim. Şimdi 5 yıl geçtiği için yeniden kredi alma hakkım doldu fakat kredi alamıyorum' beklentisiyle hareket ettiğini söyledi.

Gelecek yıldan itibaren bankacılık sektöründe sorunlu kredilerle ilgili yeni bir uygulamanın başlayacağını bildiren Keskin, artık kredilerin 90 gün süresi geçtikten sonra geri gelip gelmemesi ile ilgili bir karşılık ayırma yerine, gelecekte ortaya çıkabilecek farklı senaryolarda, bankaların bu kredilerin riske dönüşme oranlarını hesaplayacağını kaydetti.

Keskin, bunların da müşterilerin geçmiş verileri dikkate alınarak yapıldığını, bu nedenle bankaların daha önce de müşterilerinin kredi ödeme performansına göre kredi vermeye devam ettiğini, bunun gelecek yıllarda çok daha hassas hale geleceğini söyledi.

Müşterilerden '7 yıl önce aldığım bir krediyi ödememiştim. Şimdi ödemek için yeniden kredi istiyorum. Sicil affı da çıktı, bu krediyi alamıyorum.' şeklinde değerlendirmeler geldiğini belirten Keskin, bu düzenleme çıkmadan da bankaların, müşterilerinin ödeme güçlüğü nedeniyle aksattığı kredileri olsa dahi ödeme performanslarını sürdürdüğünü kaydetti.

Keskin, 'Hem kaynaklarımız kıt hem mevcut kaynaklarımızı çok iyi kullanacağız diyoruz. Zaten kredilerini düzenli olarak ödeyen müşterilerimizin kredi taleplerini ancak karşılıyoruz. Dolayısıyla borçlarını ödememiş, geçmişten gelen sorunları olan ve bunları da sadece yeni krediyle alıp kapatmak isteyen müşteriler açısından geçmişteki uygulama bankalarda dikkatli bir şekilde devam ediyor.' diye konuştu.

Kaynak: AA