Deprem Tahmininde Umut Veren Çalışma

DEÜ Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezince, Japon bir firmanın 'elektromanyetik gürültülerden depremin önceden tahmin edilebileceği' fikriyle geliştirdiği cihaz, Türkiye'de ilk kez İzmir'de 100 kilometrelik çap içinde denendi Deneme aşamasındaki cihazdan elektriksel alan değişimine ilişkin veriler alınmaya başlanırken, cihazın geliştirilmesi halinde yaşanabilecek olası bir depremin 11,5 ay önceden tespit edileceği tahmini yapılıyor DAUM Müdürü Prof. Dr. Sözbilir: 'Bize yakın depremleri önceden görebiliyoruz. Onlarla ilgili gerilim, değişim özelliklerini görüyoruz, anlayabiliyoruz. Alet, alansal bir nitelikte çalışıyor. Noktasal anlamda veri almak için radon gazı, sıcak su ölçümleri gibi doğrudan fayı etkileyen fiziksel parametreleri birleştirirsek önemli bir adım atmış olacağız'

EFSUN YILMAZ - Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezince (DAUM), Japon bir firmanın depremlerin önceden tespitine ilişkin geliştirdiği cihazın denemesinde başarılı sonuçlar alındı.

Yüz kilometrelik çap alanında tespit yapan cihazın geliştirilmesi sayesinde, deprem verilerinin 1-1,5 ay önceden alınabileceği tahmin ediliyor.

DEÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve DAUM Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, depremin erken tahmini konusunda Türkiye'deki çalışmaların çok yeni olduğunu, çalışmalar kapsamında Japon bir firmanın 'elektromanyetik gürültülerden depremin önceden tahmin edilebileceği' fikriyle geliştirdiği, bu ülkede başarılı sonuçlar elde edildiği bildirilen cihazı İzmir'de denemeye aldıklarını anlattı.

Batı Anadolu ölçeğinde deprem araştırma çalışmalarını sürdürdüklerini, 100 kilometrelik çap içinde yerin içindeki elektriksel alan değişimini gösteren cihazla denemeler yaptıklarını ifade eden Sözbilir, sistemi geliştirerek deprem verilerini 1-1,5 ay önceden elde etmeyi hedeflediklerini dile getirdi.

Çalışmayı geliştirmeyi amaçladıklarını kaydeden Sözbilir, araştırmalarına ilişkin şu bilgileri verdi:

'Deprem öncesinde yerin içinde gerilim artışı gerçekleşiyor. O gerilime bağlı olarak yerin içinde belli fiziksel etmenler değişiyor. Bunlardan biri de elektriksel alan değişimi. Yüzeye dalgalar şeklinde geliyor ve radyo dalgalarının frekansını bozuyor, gürültü oluşturuyor. Bu tür şeyleri alet kaydediyor ve deprem öncesi gerilimi ölçmemizi sağlıyor. Elimizdeki alet tek başına yeterli değil. Bir başka alet yerin içindeki radon gazı değişimini ölçebilir, sıcaklığı ölçen aletler de var. Ana hedefimiz birleştirilmiş bir sensör sistemi yaratıp yerin içindeki fiziksel, kimyasal değişimi ölçen bir alet yapmak.'

Sistemin sismik tehlike analizi konusunda veri üreteceğini aktaran Sözbilir, 'Bize yakın depremleri görebiliyoruz önceden. Onlarla ilgili gerilim, değişim özelliklerini görüyoruz, anlayabiliyoruz. Örneğin Akhisar depremlerinde 1,1-5 ay önce anomalileri almaya başlıyoruz. Alet, alansal bir nitelikle çalışıyor. Noktasal anlamda veri almak için radon gazı gibi, sıcak su ölçümleri gibi doğrudan fayı etkileyen fiziksel parametreleri birleştirirsek önemli bir adım atmış olacağız.' dedi.

- 'Sistemi 1 yıl içinde tamamlamak istiyoruz'

Prof. Dr. Sözbilir, deprem öncesinde yerin içindeki değişimi ölçecek sistemi başka bilimadamı ve cihazların da katılımı, gerekli altyapı ve bütçenin sağlanması durumunda, '1 yıl içinde' tamamlamayı ve denemeye almak istediklerini söyledi.

Bölgede yıllar sonra meydana gelecek depremler konusunda da sistemin bilgi verebileceğini anlatan Sözbilir, böylelikle yer yapısına uygun binaların yapılabileceğini, can ve mal güvenliğinin de sağlanabileceğini dile getirdi.

- Türkiye'deki faylar ve deprem riskleri

Türkiye'de yaklaşık 500 fay olduğuna, tüm faylar üzerinde çalışmanın süreç gerektirdiğine işaret eden Sözbilir, Türkiye'de 2012'de başlatılan Ulusal Deprem Stratejisi Eylem Planı bulunduğunu hatırlattı.

Vatandaşların 'Ne zaman deprem olacak' diye sorduğunu kaydeden Sözbilir, şöyle konuştu:

'Depremin zamanını öğrenmek istiyorlar. Bunu bilmek için alet yeterli değil, fayı tanımak gerekiyor. Fayı tanımanın yollarından biri de fayı kesip içine bakmak. Paleosismoloji sayesinde fayın geçmişini öğrenirseniz kaç yılda bir deprem olduğunu öğrenir o fayın geleceğine ilişkin tahminde de bulunursunuz.'

- 'Sismik boşluklarda deprem bekleniyor'

Çanakkale'deki deprem aktivitesinin devam ettiğini, kırılmaların başka fayları nasıl etkileyeceğini bilimsel çalışmaların ortaya çıkarabileceğini aktaran Sözbilir, gerekli verilere ulaşmak için bölgede inceleme yapacaklarını belirtti.

Zamanı gelip kırılmayan fay parçalarının deprem açısından risk oluşturduğunu dile getiren Sözbilir, 'Türkiye'de genel anlamda sismik boşluk denilen yerlerde deprem bekleniyor, yani zamanı gelip de kırılmayan fay parçalarının olduğu yerler. Herkesin hemfikir olduğu yer İstanbul yani Marmara Denizi içindeki fay, bir başka fay Balıkesir fayı. Onun da kırılma zamanı geçmiş. ' dedi.

İzmir'deki fayların geçmişini bilmediklerini, bu nedenle gelecek için tam bir öngörüde bulunamadıkları söyleyen Sözbilir, çalışmalar için TÜBİTAK'a proje sunduklarını da sözlerine ekledi.
Kaynak: AA