AB'nin Göçmen Krizinde Libya Umudu

Orta Akdeniz üzerinden göçmen akışını durdurmak isteyen AB, bunu Libya’yı 'ihya' ederek yapmanın peşinde AB, Türkiye ile yapılan göçmen anlaşmasının bir benzerini siyasi otorite eksikliğinin olduğu Libya ile gerçekleştiremedi.

ROMA – Avrupa’ya yasa dışı göç yollarını kapatma arayışındaki Avrupa Birliği (AB), bu konuda göçmenlerin en çok kullandığı orta Akdeniz rotasını, geçen hafta açıkladığı Malta Deklarasyonu’ndaki uygulamalarla kapatmaya bel bağlamış durumda.

Afrika ve Ortadoğu'daki savaş, çatışma, açlık ve istikrarsızlık gibi kötü koşullardan kaçan insanların umuda yolculuğunda sık tercih ettiği tehlikeli orta Akdeniz rotasındaki göçmen akışı, kış ayları olmasına rağmen hız kesmiyor.

Bahar aylarında daha da artış riski taşıyan göçmen akınını kesmek isteyen AB, bu göç yolundaki iki üyesi Malta ve İtalya’nın baskısıyla geçen cuma Malta’nın başkenti La Valletta’daki gayriresmi zirvede, “Malta Deklarasyonu”nu kabul etti.

Söz konusu bildiriyle AB ülkeleri, orta Akdeniz'deki düzensiz göçü önlemeye yönelik Libya'ya gerekli teknik ve lojistik yardımın yapılması ve göçle ilgili uluslararası kuruluşlarla işbirliğinin arttırılması kararlarında uzlaşmaya vardı.

Deklarasyon öncesi kulislere İtalya ve Malta gibi bazı ülkelerin Türkiye ile geçen yıl yapılan ve göçmenlerin Balkan rotasını kapayan benzeri anlaşmanın Libya ile yapılması önerisini getirdiği yansıdı ancak başta Almanya olmak üzere diğer üye ülkeler bu öneriye Libya’daki siyasi otorite boşluğu ve ülke içindeki karmaşayı gerekçe göstererek destek vermedi.

Libya ile Türkiye’nin bu noktada denk örnek olmaması, Libya’ya Türkiye’ye yapıldığı gibi doğrudan yardım fikrinin önünü kapattı.

AB’de buna ara formül; Libya Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın, kara sınır birliklerinin ve bunların tamamından sorumlu ulusal mutabakat hükümeti başbakanı Fayiz es-Serrac’ın desteklenmesi, uluslararası kuruluşlarla geri gönderim konusunda işbirliğinin arttırılması olarak geliştirildi.

Bulunan bu formül, Malta Deklarasyonu’nun temelini oluştururken, birlik üyeleri kendi aralarında ilk kez orta Akdeniz göç yoluna ilişkin içinde birtakım uygulamaları da barındıran ilk somut kararını almayı başardı.

Birlik üyelerinin bugün açıklanan deklarasyonu hayata geçirme konusunda umudu olup olmadığı sorusuna AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Malta zirvesi sonrasında, 'Göçmen konusunda üye devletlerin Malta zirvesinde alınan kararları uygulamaya dönük üzerlerine düşeni yapacaklarından şüphem yok” ifadelerini kullanarak, AB'nin kararlılığını ortaya koymuştu.

AB şimdi bu deklarasyonla İtalya ile Libya arasında kalan ve son 5 senedir artan bir grafiğe sahne olan göçmen gelişlerinin yaşandığı orta Akdeniz'de bu konuda düşüş gözlemlemeyi umuyor.

Öte yandan, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Kurulu'ndan ise deklarasyonda ön görülen özellikle göçmenlerin Libya'ya geri gönderilmesi hususuna söz konusu ülkede yeterli güvenlik şartları olmaması itirazı geldi.

Deklarasyonun açıklandığı cuma gününden bugüne kadar Libya’daki Serrac hükümetine bağlı sahil güvenlik ekiplerinin, 500 kişilik göçmen grubunu kendi kıyılarında engellemesi de “Malta Deklarasyonu” ardından olumlu gelişme olarak kaydedildi.

Akdeniz’in Libya ile İtalya arasında kalan bölümünde 2016 yılı boyunca 181 bin 405 sığınmacı denizden yasa dışı yollarla İtalya’ya geldi. Aynı yıl, Akdeniz'i geçmeye çalışan 5 bini aşkın göçmen ise umuda yolculuk sırasında hayatını kaybetti.

Kaynak: AA