Çevre Ve Şehircilik Bakanı Özhaseki Açıklaması (2)

'(Fikirtepe) Allah nasip ederse en geç 3 sene içinde bütün bunları biz bitiririz' '(Yapı denetim firmaları) Parayla kendinizi denetletirseniz, 'sağlam yaz' derseniz 'sağlam' yazarlar. Kimseye haksızlık etmek istemiyorum ama çıkan manzara doğru değil' 'İsim vermeyeyim belediyelerden, birçok arkadaşımız büyük bir gayretin içinde ama bazı arkadaşlarımız müthiş bir vurdumduymazlık içinde. Vatandaş onları biliyor'

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Fikirtepe'deki kentsel dönüşüm çalışmalarının 3 yıl içinde tamamlanmasını istediklerini bildirdi.

Gazetecilerle Sepetçiler Kasrı'nda bir araya gelen Özhaseki, inşaat sektörünün reel ekonominin yüzde 7'sini oluşturduğunu, 250 farklı sektörü etkilediğini belirterek, 2018'den itibaren her yıl 500 bin konut dönüştürülmesi halinde ülke ekonomisine yaklaşık 40 milyar dolarlık katkı oluşturacağını anlattı.

Özhaseki, 'Dışarıdan ekonomik taarruza, boğma hareketine maruz kaldığımız, birtakım sıkıntılar çektiğimiz bir ortamda neredeyse yüzde 100 yerli, milli olan böyle bir sanayi dalını, sektörü biz devreye koyduğumuzda herhalde iç piyasa için ilaç gibi olur ve bizi uçurur diye düşünüyorum.' dedi.

Fikirtepe'de 2007'de kentsel dönüşüm alanı ilan edildiğini, buradaki problemin bir kısmının vatandaş, bir kısmının müteahhitler, bir kısmının belediyeler, bir kısmının da hukuki mevzuattan kaynaklandığını, ada ada, tek tek sorunları çözmek için 3-4 ay önce bakanlık olarak çalışma başlattıklarını kaydeden Özhaseki, 'Marjinal gruplar çıkmış, küfür edenler tayfası çıkmış, iş devam ediyor, sıkıntılar büyümüş, böyle bir yerde herkes beladan kaçıyor. Beladan kaçarak çözülmez, idarecinin işi gidip çözmek. Orada ada bazında başladığımızda her bir problemi tek tek çözdük. Müteahhitleri anlaştırdık, vatandaşlarla anlaştık, iflas almış müteahhitlere ortak olduk.' diye konuştu.

KİPTAŞ, İller Bankası ortaklığıyla zorda kalmış olan vatandaşlar da mağdur olduğu için bazı adalarda bakanlığın çözüm ortağı olduğunu dile getiren Özhaseki, şöyle konuştu:

'Biz giriyoruz müteahhit olarak, çünkü başka türlü çözüm yok. Bu risk mi risk ama risk almadan da bu iş çözülmez. Bu pazar günü 13 tane adada temel atıyoruz. 2 tane adanın yıkımına başlıyoruz. 15 adada 9 bin 189 konut, 571 iş yeri, 509 ofis var. Burada neredeyse 10 bin 269 bağımsız birim var. Fikirtepe'de aslında ekonomik büyüklük olarak 35 bin konut yapılacak ve 18 milyar dolarlık bir hacim. Bunların hepsi yerli ve milli ekonomi, ekonomiye katkı bu aslında. Bir taraftan da insanların psikolojisi bozulmuş, 4-5 yıldır kiradalar, mağdur olmuşlar. Onların da işi çözülmüş oluyor. Allah nasip ederse en geç 3 sene içinde bütün bunları biz bitiririz. 28 adada yüzde 100 anlaşma oldu, yani en az yüzde 50'sinde Fikirtepe'nin yüzde 100 anlaşma var. Geriye kalanlar önümüzdeki günlerden itibaren ada bazlı çözmeye devam edeceğiz. Pazar günü de Sayın Başbakanımızın katılımıyla temel atacağız ve işe başlayacak arkadaşlar.'

Kentsel dönüşümün birçok farklı nedenden dolayı çok hızlı yapılamadığını kaydeden Özhaseki, yasal mevzuat için Şehircilik Şurası'nın tamamlanmasını beklediklerini kaydederek, 'Sıkıntıların hepsini biliyoruz. Belediyelerin de vatandaşların da müteahhit tarafındaki sıkıntıları da biliyoruz. Bunların hepsini yasal mevzuata dayalı olarak çözmemiz gerekiyor' dedi.

- Yapı denetimi

Yapı denetim firmalarının bugünkü işleyişinin doğru olmadığını kaydeden Özhaseki, 'Şöyle bir manzarayla karşılaşıyoruz, bir taraftan insan parayla kendisini denetleyecek firma tutmuş oluyor. Bu denetimlerin de doğru yapıldığını söylemek mümkün değil. Parayla kendinizi denetletirseniz, 'sağlam yaz' derseniz 'sağlam' yazarlar. Kimseye haksızlık etmek istemiyorum, 'firmalar böyle yapıyor' demiyorum ama çıkan manzara doğru değil, iyi bir manzara değil. Orada değişik bir sistem getiriyoruz. Bu sistemde herhalde hiçbir mahsur kalmayacak. Kentsel dönüşümle ilgili envai çeşit yasaların çıkacağı, kimlikli binalarla ilgili yeni yasaların çıkacağı, görüşler uyumla ilgili yasaların çıkacağı bir yıl olacak. Bizim için de herhalde en hızlı davranacağımız 2017'nin sonu, 2018'in başı olacak diye düşünüyoruz.' ifadelerini kullandı.

- 'Belediye başkanlarının bazıları müthiş bir vurdumduymazlık içinde'

Bakan Özhaseki, Marmara açıklarında olabilecek fay kırıklarından dolayı Pendik, Kartal'dan başlayarak Beykoz'a doğru uzanan hatta, Sarıyer'den başlayarak Avcılar'a doğru uzanan hatta özellikle sahilden başlayarak geriye doğru 1999 öncesinde yapılmış olan yüksek katlı binaların tümünün riskli olduğunu söyledi.

Parti ayırımı gözetmeksizin belediye başkanlarıyla bir araya geldiklerini ve bu durumu açık olarak anlattığını ifade eden Özhaseki, şunları kaydetti:

'Arkadaşlarımızın kimisi çok istekli, gayret ediyorlar, çözüm bulmak için Ankara'ya kadar geliyorlar. Emin olun başlarına düşüp ne gerekiyorsa yapıyoruz. Gaziosmanpaşa'da başlamış iş var, kilitlenmiş, emin olun Mecliste yasa bile çıkardık. Bazıları hoşnut olmadılar, o marjinal gruplar gidip gösteri yapıyorlardı. İşi çözünce çok rahatsız oldular. 'Meclis nasıl yasa çıkarır' diyorlar. Meclisin işi zaten milletin problemini çözmek, yasa çıkarmak. Emin olun beyanatları bende duruyor. Beyoğlu'nda bir çalışma var. Getirdi Ahmet Misbah Demircan, üniversiteyle çalışmış gayet güzel. İsim vermeyeyim belediyelerden, bir çok arkadaşımız büyük bir gayretin içinde ama bazı arkadaşlarımız müthiş bir vurdumduymazlık içinde. Vatandaş onları biliyor. Benim isim vermem doğru olmaz. Vatandaş kendi binası gücü yetiyorsa ölçtürsün, güçlendirmeye çalışsın veyahut da dönüştürmeye çalışsın değilse belediye başkanlarını lütfen zorlasın.'

Rezerv alan konusunda dikkatli olunması gerektiğini, rezerv alan üretilmezse 'belediyelerin kolaycılık tavrı'nın İstanbul'u perişan edeceğini ifade eden Mehmet Özhaseki, şöyle devam etti:

'Yoğunluğu genelde 2,5-3 civarında birçok semtte, bunu 6 yaparak devam ediyor. 3 konut varsa 6 konut yapıyorlar. Bir semtte yol aynı, otopark alanları yeniden konmuyor, okul alanı da değişmiyor ama konut sayısı 2'ye çıkmış oluyor. O zaman çözüm rezerv alan. Şu anda bir çalışma yapıyoruz, İstanbul için de bütün Anadolu için de. Askeri alanların yeşil alana dönüştürülmesi... Evet ne kadar yeşil alan gözüken askeri alan varsa Sayın Cumhurbaşkanımızın da Başbakanımızın da talimatıyla yeşil alan oluyor. İhtilaf yok. Rezerv alan olarak kullandığımız her yeri özellikle İstanbul'da da konut vermek zorunda değiliz. Hazine arazimiz var, değerlendireceğiz buraya konut planlamayacağız. Ne planlayacağız? Buralarda ticaret planlayacağız, buralarda turizm mantıklı bir planlama yapacağız, hizmet sektörüne ait planlama yapacağız. İstanbul bir dünya kenti, metropol, ihtiyacı olan ne varsa onları planlayacağız. O değerli arsaları, bunu yapacak olan gruba verdiğimizde burayı alıp değerlendirip mahallesinde, yerinde dönüşümü yapacağız. Böyle bir mantıkla devam edeceğiz.'

Yöresel mimariyle ilgili birçok çalışma yaptıklarını vurgulayan Özhaseki, 'Sadece konut da değil, Diyanet İşleri Başkanlığıyla cami çalışması yaptık. Gecekondu yapılmasın, ibadethanelerimiz gecekondu olmasın diye. Emekli amcalarımız gidip dernek kurup rastgele çok kötü yapılar içinde cami yapmasınlar diye. Her bir alanda bu çalışmayı devam ettiriyoruz, standartlarını belirliyoruz.' dedi.

Kentsel dönüşümün 'rantsal dönüşüm' şeklinde algılanmasının son derece yanlış olduğunu kaydeden Bakan Özhaseki, Türkiye'nin deprem gerçeğiyle yaşadığını kaydederek, şöyle konuştu:

'Neticesinde bir fayda elde edilebilir mi? Edilebilir. Yıllık sadece 35-40 milyar dolardan bahsediyorum. Fikirtepe'de 35 bin konutluk yerin yapılması, sosyal tesislerin, rezidansların, altyapısıyla üst yapısıyla mükemmel bir semt haline gelmesinin bir bedeli 18 milyar dolar. Bu içeride kalıyor. Bu bizim cari açığımızı artırmıyor. Burada ithalat yapmıyoruz, yerli ve milli sektörleri geliştiriyoruz. Orada oturan insan gidiyor evine eşya, perde, halı, ev tekstili vesaire alıyor. Hepsi istifade ediyor bundan. İnşaat yapılırken binlerce insan çalışıyor burada. Yani bu bizim kendi ekonomimizi döndüren ciddi bir güç olarak yanımızda duruyor. Ondan bahsetmeye çalıştım ben. Yoksa asla işin rant tarafında değiliz, insan canıyla hiçbir şey ölçülmez. Deprem gerçeğinin karşısında.'

Bir gazetecinin, Zeytinburnu'nda yıkılan binada 2 kişinin hayatının kaybettiğini hatırlatarak, 'Vatandaş belediyeyi, belediye vatandaşı suçluyor. Yıkılması gereken binayı kim yıkmalıydı?' şeklindeki sorusunu Özhaseki, 'Arkadaşlar yasalar çok net, herkes üzerine düşen görevi yapar. Bir suç işlendiği zaman kimse ortada kalmıyor ne hikmetse. Ülkemizde şöyle bir özellik var. Bir iyilik varsa herkes fotoğrafa girmek için başını uzatıyor ama ortada bir kötülük varsa hiç kimse ortada kalmıyor. Kötü bir şey olduğu için kimse üstüne alınmıyor. Hukuka intikal etmiş bir durum var, artık orada hukukun sonucunu beklemek lazım.' diye yanıtladı.

(Bitti)
Kaynak: AA