TZOB Başkanı Bayraktar Açıklaması

(İçel'deki sel) 'Başkanlarımızdan aldığımız bilgilere göre zararın boyutunun fevkalade büyük olduğunu görüyoruz. Yaklaşık 6 bin üreticimiz maalesef bu zararlardan etkilenmiş. Bunun ekonomik boyutuna baktığımızda 175 milyon liralık bir zarar söz konusu' 'Üreticilerin sorunlarını bir rapor halinde hükümetimize, ilgili bakanlara sunacağız ve bir çözüm yolu bulmaya çalışacağız'

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, İçel'de meydana gelen selden 6 bin üreticinin etkilendiğini belirterek, 'Bunun ekonomik boyutuna baktığımızda 175 milyon liralık bir zarar söz konusu.' dedi.

Bayraktar, 29 Aralık 2016'da sel felaketi nedeniyle su baskınlarına maruz kalan İçel'in Tarsus ilçesindeki tarım arazilerini inceledi.

İçel Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel ile çiftçilerin sorunlarını dinleyen Bayraktar, üreticilerin 'kayıklarla' ürünlerini sel sularından kurtarmaya çalışmasıyla gündeme gelen Kulak ve Bahşiş mahallelerindeki seraları gezdi.

Bayraktar, incelemenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, kentin örtü altı üretiminde Türkiye'de önemli bir yere sahip olduğunu ifade ederek, çiftçilerin geçen aralık ve ocak aylarında aşırı yağışların yanı sıra, hortum ve fırtına gibi afetlerle de karşı karşıya kaldığını hatırlattı.

Yüksek rakımdaki köylerde de kar yağışları nedeniyle ürünlerin zarar gördüğüne işaret eden Bayraktar, 'Başkanlarımızdan aldığımız bilgilere göre zararın boyutunun fevkalade büyük olduğunu görüyoruz. Yaklaşık 6 bin üreticimiz maalesef bu zararlardan etkilenmiş. Bunun ekonomik boyutuna baktığımızda 175 milyon liralık bir zarar söz konusu.' diye konuştu.

Bayraktar, üreticilerin bir takım sorunları kendilerine aktardığını vurgulayarak, bunların çözümü için Ankara'da bir takım temaslarda bulunacaklarını kaydetti.

Üreticilerin borçlarının olduğunu ifade eden Bayraktar, şöyle konuştu:

'Bu üreticilerimizin kamu ve özel bankalara, tarım kredi kooperatiflerine çok ciddi borçları var. Aralık ayında sel nedeniyle meydana gelen zararlarla ilgili bir kararname var. Bu borçlar erteleniyor. Ancak 2017 yılının ocak ayında aşırı kar yağışı nedeniyle meydana gelen zararların tazmini noktasında yeni bir kararname lazım. Bir de üreticilerimizin bizden talebi şu; bu borçların faizsiz ve uzun vadeli olmasını istiyorlar. Yani bir yıllık değil, kendilerini toparlayabilmeleri açısından uzun vadeli olmasını istiyorlar. Bir de tabi üretime dönebilmek için 'bize taze para da lazım' diyorlar. Yeni kredi imkanlarının sağlanmasını istiyorlar bankalardan ve kredi kooperatiflerinden. Bunu takip edeceğiz.'

Bayraktar, Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) olan borçlarda ertelemenin yapıldığını anımsatarak, çiftçilerin Tarım Sigortaları Havuzu'na (TARSİM) yönelik prim borçlarının da ertelenmesini ve örtü altı üretiminde kullanılan sebze tohumlarında KDV muafiyeti talep ettiğini dile getirdi.

Mağdur çiftçilerin sorunlarını dikkate alacaklarını belirten Bayraktar, 'Üreticilerin sorunlarını bir rapor halinde hükümetimize, ilgili bakanlara sunacağız ve bir çözüm yolu bulmaya çalışacağız. Tabii önemli olan üretimin devam etmesi ve bu arkadaşlarımızın tekrar tarlalara dönmelerini sağlamak lazım. Tekrar üretime devam etmeleri için de bu imkanların da sağlanması gerekiyor.' dedi.

- 'Üretici pahalı satmıyor, ama tezgahta pahalı'

Bayraktar, bir gazetecinin, afetten sonra ürünlerde fiyat artışı olduğunu söylemesi üzerine, şöyle devam etti:

'Bu tarz afetler nedeniyle zaman zaman ürünlerdeki arz-talep dengesi bozulabiliyor. Fiyatlar artıyor ama üreticilerimiz burada kazanmıyor. Üreticilerle yaptığım sohbette şunu tespit ettim, üreticilerimiz hala ucuz satmaya devam ediyor. Ama bir bakıyorsunuz pazarda, manavda, markette pahalı. Burada aracılar kazanıyor. Bunu mutlak suretle kırmamız lazım. Normal sebze hallerinde de böyle afet olduğu zaman da böyle. Mesela kar yağıyor, 'büyükşehirlere mal gelmiyor' deniyor. Bakıyorsunuz yine üretici pahalı satmıyor, ama tezgahta pahalı. Bunu bizim bir şekilde kırmamız lazım. Bunu TZOB olarak hep gündeme taşıyoruz. Cumhurbaşkanımız da bizim bu uyarılarımız üzerine geçenlerde bir açıklama yaptı. Bu çok önemli, tabii bakanları da görevlendirdi. Hem Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız, hem de Gümrük ve Ticaret Bakanlığımız bir çalışmaya başladı. Biz bu çalışmaya destek veriyoruz. Aracıları kaldıran, üreticinin daha makul, alın terinin karşılığını alabileceği bir fiyat üzerinden malını satmasını sağlayan, aynı zamanda tüketicinin de pahalıya yemesini önleyen bir sisteme ihtiyaç var.'

Tarladan, tezgaha fiyatlandırma konusunda üretici birliklerinin daha aktif olması gerektiğini vurgulayan Bayraktar, 'Tedbirlerin bir an önce hayata geçmesi lazım. Artık biz bu ülkede bu işi bu şekilde sürdüremeyiz. Burada bir sömürü var. Bunu kaldırmak, yok etmek lazım. Alınan önlemlerin bir an önce hayata geçmesi lazım. Üretici makul fiyattan satmalı, tüketici de makul fiyattan yemelidir.' ifadelerini kullandı.

Bayraktar, Türkiye'nin de ithal ettiği Rusya'da üretilen buğdayda mantar tehlikesi olduğu iddialarının sorulması üzerine de şunları kaydetti:

'Rusya'dan ortalama 2,5 milyon ton kaliteli buğday ithal ediyoruz. 2016 yılında bu buğdayı ülkemize soktuk. Biz bu konuda Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızla bir görüşme yaptık. Bakanlık, yurt dışından gelen bu buğdayların laboratuvarda her türlü tahlil ve analizlerinin yapıldığını, şu ana kadar da intikal eden bir problem olmadığını ifade ettiler. Böyle bir şey olursa da bakanlık bu tohum ithaline son verecektir. Eğer Rusya ile böyle bir sorun yaşarsak alternatif ülkeleri bulmamız gerekiyor.'

Bayraktar ve beraberindeki heyetin, merkez Akdeniz ilçesine bağlı Adanalıoğlu Mahallesi ile merkez Toroslar ilçesindeki Arslanköy ve Çağlarca köylerini de ziyaret ederek, zarar gören tarım alanlarında inceleme yapacağı belirtildi.
Kaynak: AA