Başbakan Yardımcısı Şimşek Açıklaması (2)

'Otomatik BES'te 12 Şubat itibarıyla 980 bin katılımcı var. Bu iyi bir rakam. Toplanan fon yaklaşık 98 milyon lira civarında. Şu ana kadar cayma hakkını kullananlar yüzde 26, oldukça yüksek bir rakam. Maalesef otomatik BES'e ilişkin haksız, olumsuz bir kampanya hissediyorum' 'Hem reform görünümü hem öngörülebilirlik hem de yönetimde istikrarın getireceği avantajlar açısından bakıldığı zaman, yeni sistem daha güçlü büyümeyi destekler ve Türkiye'nin bu medeniyet, refah yarışında çok daha hızlı bir şekilde diğer ülkeleri yakalamasının önünü açabilir' 'Trafik sigortası zorunlu bir sigortadır, sizin karşı tarafa vereceğiniz zararı karşılamak için düzenlenmiştir. Dolayısıyla arabadan çok aslında şoförün sigortalandırılması lazım... Primleri yükselten bu tür faktörler var. Hazine'ye söyledim, arkadaşlar çalışıyor' 'Her şeyden önce Merkez Bankası'nın faiz artırmış olması, o çok kritikti. Merkez Bankası faizi artırdı ve bu etkili oldu. İkinci olarak da ocak ayının ilk haftasından sonra ciddi bir şekilde gelişmekte olan ülkelere, Türkiye'ye de çok ciddi fon akışı başladı. Aslında küresel yatırımcılar Türkiye'ye ocak ayında para koydular' 'Özellikle 2017, 2018'de güçlü bir reform ivmesini yakalamış bir Türkiye'ye fon akışı olur, Fed faiz artırsa dahi olur'

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, 'Otomatik BES'te 12 Şubat itibarıyla 980 bin katılımcı var. Bu iyi bir rakam. Toplanan fon yaklaşık 98 milyon lira civarında. Şu ana kadar cayma hakkını kullananlar yüzde 26, oldukça yüksek bir rakam. Maalesef otomatik BES'e ilişkin haksız, olumsuz bir kampanya hissediyorum.' dedi.

Şimşek, NTV'de katıldığı programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

Referandumun ekonomiye yönelik olası etkilerinin sorulması üzerine Şimşek, cumhurbaşkanlığı sisteminin ciddi şekilde ekonomiyi olumlu yönde etkileyebileceğini ifade etti.

Belirsizlik ortadan kalkar kalmaz öngörülebilirliğin artacağını belirten Şimşek, mevcut sistemin krizlere gebe olduğunu söyledi. İki başlılığın ileride büyük sıkıntılar yaratacağına işaret eden Şimşek, 'Hükümet krizi artık yaşanmayacak, hükümeti millet doğrudan doğruya seçecek. Çünkü güvenoyunu millet verecek. Seçimlerin yapıldığı gün millet, meclisi ve cumhurbaşkanını seçecek. Cumhurbaşkanı çok hızlı bir şekilde üst düzey bürokrasiyi ve kabinesini şekillendirecek. Dolayısıyla hükümet kurmadaki krizler yaşanmayacak. Çok önemli. 5 yıl seçilmiş cumhurbaşkanı ekibiyle birlikte, verdiği sözler, reformlarla birlikte ülkenin önünü açabilecek, yönetimde istikrar olacak.'

Görevde 65. hükümetin bulunduğunu hatırlatan Şimşek, seçim süresi göz önüne alındığında bu kadar çok hükümetin normal olmadığını anlattı. Hükümetler için ortalama 18 aylık görev süresinin iş yapmak veya orta/uzun vadeli çözümler geliştirmek için yeterli olmadığına dikkati çeken Şimşek, şöyle devam etti:

'O nedenle Türkiye zaten bu yarışta Kore'nin, diğer ülkelerin gerisine düşmüş. Yönetimde istikrar çok önemlidir. Hükümet krizlerinin bir daha yaşanmaması çok önemlidir. Yeni sistem, ciddi bir şekilde uzlaşma gerektirecek. Meclis denetim görevini, şu anda nasıl yapıyorsa yapacak. Aynı şekilde yasama da tamamen Meclis'in tekelinde olacak. Bana kalırsa, hem reform görünümü hem öngörülebilirlik hem de yönetimde istikrarın getireceği avantajlar açısından bakıldığı zaman yeni sistem daha güçlü büyümeyi destekler ve Türkiye'nin bu medeniyet, refah yarışında çok daha hızlı bir şekilde diğer ülkeleri yakalamasının önünü açabilir.'

- 'Türkiye'ye fon akışı Fed faiz artırsa dahi olur'

Başbakan Yardımcısı Şimşek, döviz kurundaki dalgalanmanın etkisinin azalıp azalmadığı yönündeki soruyu da şöyle yanıtladı:

'Bir kere her şeyden önce Merkez Bankası'nın faiz artırmış olması, o çok kritikti. Merkez Bankası faizi artırdı ve bu etkili oldu. İkinci olarak da ocak ayının ilk haftasından sonra ciddi bir şekilde gelişmekte olan ülkelere, Türkiye'ye de çok ciddi fon akışı başladı. Aslında küresel yatırımcılar Türkiye'ye ocak ayında para koydular. Dolayısıyla bu iki faktör etkiledi. Daha öncesi Amerika'da yeni yönetimin başa gelmesi beklentisi, onun yarattığı belirsizlik nedeniyle birtakım dalgalanmalar oldu. Sadece o değil Türkiye'ye ilişkin bir takım belirsizlikler de fiyatlanıyordu. Gelinen noktada Türkiye tekrar yüksek büyüme patikasına oturacaksa, güçlü reform gündemiyle yoluna devam edecekse, bu referandum belirsizliğinden sonra yatırımların güçlü artacağı, kur etkisiyle ihracatın güçleneceği, ihracatın bir miktar sınırlanacağı... Bu resme bir bütün olarak baktığınız zaman da bir taraftan daha dengeli, güçlü, sürdürülebilir bir büyümeden bahsediyorsunuz, siyasi belirsizliğin azaldığı bir Türkiye'den bahsediyorsunuz. Özellikle 2017, 2018'de güçlü bir reform ivmesini yakalamış bir Türkiye'ye fon akışı olur, Fed faiz artırsa dahi olur.'

Anayasa değişikliyle Türkiye'nin geleceğine dair öngörülebilirliğin artacağını, yatırımların ve daha dengeli bir büyümenin mümkün olacağını vurgulayan Şimşek, Türkiye'de yapılanların dışarıda farklı şekilde sunulduğuna işaret etti.

Almanya'da Türk ve Alman iş adamlarıyla bir araya geldiklerinde, söz konusu düzenlemeye yönelik bilgi sahibi olmadıklarını anladığını aktaran Şimşek, iyi diyalog kurarak anayasa değişikliği düzenlemesinin içeriği konusunda bilgilendirme yaptıklarında iş adamlarının rahatladıklarını söyledi.

- Otomatik BES'te 980 bin katılımcı

Şimşek, Bireysel Emeklilik Sistemi'ne (BES) otomatik katılıma ilişkin veriler hakkında da 'Otomatik BES'te 12 Şubat itibarıyla 980 bin katılımcı var. Bu iyi bir rakam. Toplanan fon yaklaşık 98 milyon lira civarında. Şu ana kadar cayma hakkını kullananlar, geçici rakamlar bunlar, şubat sonu martta kesinleşir, yüzde 26, oldukça yüksek bir rakam. Maalesef otomatik BES'e ilişkin haksız, olumsuz bir kampanya hissediyorum.' dedi.

BES'in kaynaklarının nasıl kullanılacağının ortaya konulduğunu dile getiren Şimşek, söz konusu kaynaklarının Türkiye Varlık Fonu'nca kullanılmasına ilişkin bir talep gelmediğini, buna yönelik çerçeveyi Hazine olarak şekillendirdiklerini ve Bakanlar Kurulunun bunu kabul ettiğini, böyle bir şeyin gündemde olmadığını bildirdi.

Çalışırken kenara bir miktar para konulması gerektiğini vurgulayan Şimşek, 'Devletin imkanları sınırlı. Orta/uzun vadede de bütün dünyaya baktığınız zaman emeklilik sistemlerinin baskı altında olacağını herkes biliyor. Çünkü insanlar daha uzun süre yaşayacaklar, bu kesin, net. Ortalama yaşam beklentisi bütün dünyada hızla yükseliyor ve ödenen primler yeterli olmuyor. Kamu maliyesi Türkiye'de güçlü, ama yaşlı nüfusun gerektirdiği harcamalar da artıyor.' diye konuştu.

Otomatik BES'e devlet tarafından güçlü destek verilirken, ikinci bir emeklilik şansı sunulmuşken, vatandaşların bundan yararlanması gerektiğine işaret eden Şimşek, bu sistemde 100 liraya 25 lira verildiğini, doğru araçlara yatırıldığında ortalama yüzde 10 getirisiyle toplam yüzde 35'lik getiri sağlanabileceğini anlattı. Bu sistemden çıkılmaması gerektiğini ifade eden Şimşek, hassasiyeti olan vatandaşlara faizsiz yatırım araçları imkanının da sunulduğunu söyledi.

- 'Trafik sigortası primlerinde yüzde 20 civarında düşüş var'

Başbakan Yardımcısı Şimşek, 'trafik sigortası konusunda birçok düzenleme yapılmasına rağmen hala poliçe tutarlarında tatmin edici bir değişiklik olmadığı' eleştirilerinin anımsatılarak, bu konudaki değerlendirmelerinin sorulması üzerine de 'Trafik sigorta primlerinin düşmediği algısı, yanlış bir algıdır. Genel anlamda son bir yılda ortalama yüzde 9 civarında bir enflasyon var. Bir kere artmamış olması, reel olarak yüzde 9 düşmesi anlamına gelir. İkinci olarak, primlerde de yüzde 10 civarında düşüş var. Dolayısıyla toplamda baktığınız zaman, primlerde yüzde 20 civarında bir düşüş var.' dedi.

Buna benzer bir düşüşün geçen yıl sektör tarafından taahhüt edildiğini aktaran Şimşek, bu sektörde çok oyuncu bulunduğunu, vatandaşın piyasa araştırması yapabilmesi için Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi oluşturulduğunu ve internet sitesi üzerinden teklif alınabildiğini hatırlattı.

Şimşek, bu teklifler arasında büyük farklar olduğuna dikkati çekerek, 'Hatta çok abartanları idari cezalandırdık. Onları şundan dolayı cezalandırdık; sektörde teklif vermek istemediği için sektörde iş yapmak istemediği için. Aslında bir yükümlülük bu, diğer sektörlerden, branşlardan kazanacaksınız, zarar ediyorsunuz diye bundan kaçın, olmaz. Biz dedik ki 'Havuzun tamamına bakarız. Eğer sigortacılık yapıyorsanız teklifinizi vereceksiniz. Teklif, ortalama tekliflerin birkaç katıysa idari cezalar verdik.' şeklinde konuştu.

Şu anda yeni bir model üzerinde çalıştıklarını dile getiren Şimşek, şunları kaydetti:

'Türkiye'de bana kalırsa sistemin şöyle bir eksikliği var, trafik sigortası zorunlu bir sigortadır, sizin karşı tarafa vereceğiniz zararı karşılamak için düzenlenmiştir. Dolayısıyla arabadan çok aslında şoförün sigortalandırılması lazım. Arabanızın sigortası var, hemen hiç sigortası olmayan, belki deneyimsiz bir şoföre 'al, sür' diyorsunuz. Bunlar yaşanıyor Türkiye'de, biliyoruz. Şoförün de sigortalanması, sadece arabanın değil, ikisinin birleşimi. Yeni, acemi bir şoför veya kaza yapan bir şoför. Primleri yükselten bu tür faktörler var. Hazine'ye söyledim, arkadaşlar çalışıyor. İngiltere'de tamamen şoför odaklı, sürücünün sigortalandığı bir sistem var. Onun için biz de sadece taşıt değil, sürücünün risklerini de dikkate alan... Bu muhtemelen kaza sayısını, zarar miktarını azaltır, dolayısıyla primleri aşağı çeker. Bütün boyutlarıyla bu konuları inceliyoruz, elimizden ne geliyorsa yaptık, yapmaya da devam edeceğiz.'

(Sürecek)
Kaynak: AA