'Filmlerimle Babamın Yüzünü Temizliyorum'

'Bab'Aziz' filmiyle tanınan Tunuslu yönetmen Khemir, Siyer Vakfı tarafından düzenlenen 'Medeniyet Anlayışımızın Sinemada Temsili' başlıklı söyleşinin konuğu oldu Yönetmen Khemir: 'Bu mesleğin şeytanın işi olduğunu düşünenler var. Bugün de görsel devrimi kaçırıyoruz. Sinema açısından düşünecek olursak, Müslümanların en büyük düşmanı Müslümanlar' 'Binbir Gece Masalları'nı, 'Mesnevi'yi, 'Taberi Tarihi'ni, Yaşar Kemal'i, Nazım Hikmet'i okudum. Yola nereden çıktığımız önemli. Bir kültürün temeli, istediğin her yere kaybolmadan gidebilmektir, bir odada tıkılıp kalmak değil' 'Konu teknikse DAEŞ'in videolarında da ileri bir teknik kullanılıyor. Şiddet tekniği. Her kültür kendi anlatım tekniğini geliştirmeli. İşte o zaman gerçek sinemayı yapmış oluruz. Amerikan sineması da şiddet sinemasıdır. İslamdan konuşacaksak örnek olarak Amerika'yı alamam'

Yönetmen Nacer Khemir, 'Babanızla yan yana yürürken babanız düşse ne yapardınız? Onu kaldırır ve yüzünü temizlerdiniz. Ben de filmlerimle babamın yüzünü temizliyorum. Sinema umrumda değil.' dedi.

'Bab'Aziz' , 'Kayıp Güvercin Gerdanlığı', 'Çöl İşaretçileri' gibi filmiyle tanınan Tunuslu yönetmen Khemir, Siyer Vakfı tarafından düzenlenen 'Medeniyet Anlayışımızın Sinemada Temsili' başlıklı söyleşinin konuğu oldu.

'3. Alemlere Rahmet Uluslararası Kısa Film Yarışması' kapsamındaki söyleşi, Abdulhamit Güler'in moderatörlüğünde Siyer Vakfının Eyüp'teki merkezinde gerçekleştirildi.

İslam dünyasının sinemaya bakışını değerlendiren Khemir, Müslümanların sinemayla olan ilişkisinin, görsellikle ve temsiliyetle bağı olduğunu söyledi.

Khemir, Müslümanların sözlü kültürden geldiğini ifade ederek, 'Sinemayı bir yerden alıyor ve sunuyoruz. Kitap ya da görsel yok. Görsellik çok farklı bir şey. Bu mesleğin şeytanın işi olduğunu düşünenler var. İslam dünyası matbaanın icadında kaldı biraz. Matbaanın gelişmesine pek izin verilmedi. Bu nedenle matbaayla ilgili bu devrimi kaçırmış olduk. Bugün de görsel devrimi kaçırıyoruz. Sinema açısından düşünecek olursak, Müslümanların en büyük düşmanı Müslümanlar.' diye konuştu.

Çocukların kültüre erişimini kolaylaştırmak gerektiğine işaret eden Khemir, şunları kaydetti:

'Sinemacı olma yolunda 'Binbir Gece Masalları'nı, 'Mesnevi'yi, 'Taberi Tarihi'ni, Yaşar Kemal'i, Nazım Hikmet'i okudum. Yola nereden çıktığımız önemli. Bir kültürün temeli, istediğin her yere kaybolmadan gidebilmektir, bir odada tıkılıp kalmak değil. Babanızla yan yana yürürken babanız düşse ne yapardınız? Onu kaldırır ve yüzünü temizlerdiniz. Ben de filmlerimle babamın yüzünü temizliyorum. Sinema umrumda değil.' değerlendirmesinde bulundu.'

- 'Görsellik, bize yabancı bir dil'

Khemir, cep telefonlarının film çekmeyi kolaylaştırdığına dikkati çekerek, 'Çince yazılmış bir metne baktığımızda nasıl okunduğunu bilmiyoruz. Önemli olan cep telefonumuzun olması değil. Konu, bir dili öğrenmekle alakalı. Görsellik, bize yabancı bir dil. Çünkü bize ait olan bir gelenek yok ortada. Biz sanki çok büyük kulağı olan insanlarız ama gözlerimiz yok. Sinemanın bu kültürde gelişimini araştıran araştırmacıların ve düşünürlerin de bu işin içinde olması gerekiyor. Aksi halde başka başka kültürlerin dilini alır ve kendi dilimizi unuturuz.' şeklinde konuştu.

Müslümanların kültüre fazla yatırım yapmadığını belirten Khemir, 'Müslümanlar, 15. yüzyıldan itibaren Batılıların tekniğini geliştirmektense, satın almayı tercih ettiler. Müslümanların zenginliği bir şey icat etmek için kullanılmadı. Sadece başkalarından bir şeyler aldılar. Petrolle birlikte de çalışmaya ihtiyaç duymadılar. Müslüman dünyası bu mu? Benim için değil.' dedi.

Nacer Khemir, filmlerde Hz. Muhammed'in yüzünün gözükmesi tartışmasına da şu sözlerle değindi:

'Peygamberi filmde göstermek önemli değil. 'Siz modern olmadığınız için filmlerde peygamberleri göstermiyorsunuz' diyor Batılılar. Buna cevap vermek zorunda değiliz. Bizi ilgilendirmiyor. Daha önemli problemlerimiz var. Biz onlara Hz. İsa'yı neden gösterdiklerini sormuyoruz. Bunun bir cevabı var ama bu, Müslüman dünyasındaki fikirler ve estetikle alakalı. Buna cevap vermek için medeniyetin köklerine inmemiz gerekiyor ama böyle bir çalışma da henüz yapılmadı.'

- Muhyiddin İbn-i Arabi'nin filmi geliyor

Sinemanın İslam'a zıt bir konu olmadığına vurgu yapan Khemir, 'Hz. Muhammed'in eşiyle yarıştığı zamanlar oldu. Eşine 'Ben sadece insanım' dedi. 'Ben Allah'ın oğluyum' demedi. 'İnsanım' dedi. Hz. Muhammed bugün yaşasaydı, muhtemelen sinemayı severdi. Peygamberimiz bir model. Bugün benimle yaşayan, benim sevdiklerimi seven bir bir model.' ifadelerini kullandı.

Khemir, Hollywood filmlerinin, İslam coğrafyası için sinemasal bir ölçü olmadığının altını çizerek, 'Onların yapım güçleri var ama bu da göreceli. Konu teknikse DAEŞ'in videolarında da ileri bir teknik kullanılıyor. Şiddet tekniği. Her kültür kendi anlatım tekniğini geliştirmeli. İşte o zaman gerçek sinemayı yapmış oluruz. Biz hiçbir zaman Amerika olmayacağız. Amerikan sineması da şiddet sinemasıdır. İslamdan konuşacaksak örnek olarak Amerika'yı alamam.' değerlendirmesinde bulundu.

Khemir, mutasavvıf Muhyiddin İbn-i Arabi'nin hayatını anlattığı, 4 yıllık bir çalışmanın ardından tamamladığı 'Looking For Muhyiddin (Muhyiddin'i Aramak)' filminin de Türkçe altyazı çalışmalarının sürdüğünü aktardı.

Yönetmen, çekimleri Türkiye, Tunus, Suriye, Yemen, İngiltere, Amerika, İspanya gibi 10 ayrı ülkede yapılan dökü-drama türündeki yapımın galasını Türkiye'de yapabileceğini de sözlerine ekledi.
Kaynak: AA