Sınai Mülkiyet Kanunu Tanıtım Toplantısı

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Özlü: 'Türkiye, sınai mülkiyet alanında emekleme ve öğrenme dönemini artık geride bırakmıştır. Bundan sonra mücadele edeceğimiz liderlerin liginde, daha nitelikli buluşlarla, özgün tasarımlarla ve güçlü markalarla var olacağız' ATO Başkanı Baran: 'Fason üretimin yerini markanın katma değeri almalıdır. Markalarımız dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girme hedefimizin kilometre taşlarıdır'

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Türkiye'nin, sınai mülkiyet alanında emekleme ve öğrenme dönemini geride bıraktığını belirterek, 'Bundan sonra mücadele edeceğimiz liderlerin liginde, daha nitelikli buluşlarla, özgün tasarımlarla ve güçlü markalarla var olacağız.' dedi.

Ankara Ticaret Odası Meclis Salonu'nda, Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT), Patent ve Marka Vekilleri Derneği (PEM) ve ATO'nun iş birliği ile Sınai Mülkiyet Kanunu tanıtım toplantısı yapıldı.

Özlü buradaki konuşmasında, kanunun kağıt üzerinde getirdiği yenilikleri hayata en doğru şekilde aktarmak gerektiğini ifade ederek, yeni kanunun neler getirdiğini, neleri değiştirdiğini, özellikle iş dünyasına çok iyi anlatmak gerektiğini söyledi.

Fikri ve sınai mülkiyet alanında en önemli konunun nitelikli insan gücü olduğuna dikkati çeken Özlü, kanunla kurulan Fikri Mülkiyet Akademisinin, Türkiye’nin bu ihtiyacını karşılayacak bir yapı olarak çok önemli faaliyetler gerçekleştireceğinin altını çizdi. Özlü, Bakanlık olarak, Fikri Mülkiyet Akademisinin kurumsallaşma sürecini tamamlamak ve hizmet kalitesini artırmak için her türlü desteği sağlayacaklarını kaydetti.

Özlü, Türkiye'nin, sınai mülkiyet alanında hızla büyüyen ve gelişen bir ülke profiline sahip olduğuna işaret ederek, '2011 yılından bu yana her yıl 100 binin üzerinde marka başvurusuyla Avrupa’da en fazla marka başvurusu yapılan ülkesi olmamız, bir tesadüf ya da sıradan bir olay değildir. Bu önemli bir farkındalık göstergesidir. Türk insanı, sınai mülkiyet haklarını korumak istediğini ve geleceğe dair umutlarının ve beklentilerinin olduğunu açıkça gösteriyor. Bu dinamizm ve beklenti, tasarım başvurularına da yansıyor. 40 binin üzerinde tasarım başvurusuyla Avrupa’da 3’üncü, dünyada ise 6’ncı sırada yer alıyoruz.' diye konuştu.

Türkiye'nin son 14 yılda yerli patent başvuru sayısını 16 katına, tescil sayısını 24 katına çıkardığını belirten Özlü, 2016'da yerli patent başvurularının bir önceki yıla göre yüzde 17 artış göstererek, 6 bin 445’e yükseldiğini, 3 bin 457 yerli faydalı model başvurusuyla birlikte Türkiye'de yaklaşık 10 bin yerli buluş için patent ve faydalı model başvurusu yapıldığını bildirdi.

Özlü, sınai mülkiyet siteminde son 20 yıllık tecrübe neticesinde sorunların tespit edildiğini belirterek, yeni kanunla, bu sorunları çözüme kavuşturduklarını söyledi. Özlü, şöyle devam etti:

'Faydalı model ve tasarım niteliğini artıracak olan bu tedbirlerle, aslında kendimize ve ülkemiz sanayisine önemli bir mesaj veriyoruz. Türkiye, sınai mülkiyet alanında emekleme ve öğrenme dönemini artık geride bırakmıştır. Bundan sonra mücadele edeceğimiz liderlerin liginde, daha nitelikli buluşlarla, özgün tasarımlarla ve güçlü markalarla var olacağız. Hedefimiz, bu buluşları, tasarımları ve markaları rekabet gücümüze katkı sağlayacak araçlara dönüştürmek olacak. Bugün geldiğimiz noktada, bu hedef doğrultusunda sağlam bir yasal altyapıyı ülkemize kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz.'

- 'Anayasa değişikliği, reformları anlamlı ve değerli hale getirecek'

Özlü, sınai mülkiyet sisteminin önemli sac ayaklarından birinin de Patent ve Marka Vekilliği müessesesi olduğunu ifade ederek, 'Büyük Ar-Ge harcamaları sonucunda ortaya koyduğunuz yenilikleri, etkin bir şekilde koruyamadığınız zaman, bu durum cephede kazanmış olduğunuz savaşı, masa başında kaybetmeniz anlamına gelecektir.' dedi.

Meslek faaliyetiyle ilgili etkin bir denetim mekanizması oluşturmak için yeni bir yönetmelik üzerinde çalıştıklarına dikkati çeken Özlü, bu düzenleme ile Patent ve Marka Vekilleri Disiplin Kurulunu ve bu mesleğin kurallarını tanımlamış olacaklarını vurguladı.

Özlü düzenlemenin yasalaşmasının, yabancı yatırımcının Türkiye'de de daha fazla ve daha güvenli bir şekilde yatırım yapmasının önünü açacağını belirterek, 'Bazı çalışmalar, bir ülkenin Fikri Mülkiyet Endeksinde yüzde 1 oranındaki bir artışın, ülkenin doğrudan yabancı yatırımı cezbetme şansını yüzde 27 oranında artırdığını ortaya koymaktadır. ' dedi.

Önümüzdeki dönemde yasalaştırmayı hedefledikleri Üretim Reformu Paketi ve TÜBİTAK’ın yeniden yapılandırılması çalışmalarının da önemine işaret eden Özlü, 'Anayasa değişikliği ise bunların ve diğer tüm reformların hepsini birden anlamlı ve değerli hale getirecek. Anayasa değişikliğiyle birlikte Türkiye, çok daha büyük bir güçle ve ivmeyle yoluna devam edecek.' değerlendirmesinde bulundu.

Özlü, Başbakan Binali Yıldırım'ın talimatıyla finans ve sigorta kesiminin de KOBİ desteklerinden faydalanabilmesinin yolunu açtıklarını hatırlatarak, sigorta acentelerinin bugünden itibaren başvurularını yapabileceklerini, sistemlerin açık olduğunu, bu desteği şartları sağlayan herkese vereceklerini söyledi.

- 'Markalaşma kalkınmanın anahtarı'

ATO Başkanı Gürsel Baran da küresel ekonominin büyük sancılar yaşadığı bir dönemden geçildiğini belirterek, dünyada son dönemde pazar yapısı, tüketici yapısı ve rekabet koşullarının değiştiğini, bu değişim rüzgarını arkasına alabilenlerin ayakta kaldığını, alamayanların savrulup gittiğini ifade etti.

Yeni koşulların, işletmelerin küresel ürün ve markalaşmaya her zamankinden daha fazla önem vermesini zorunlu hale getirdiğini vurgulayan Baran, markalaşmayı kalkınmanın anahtarı olarak gördüğünü bildirdi.

Fason üretimin yerini markanın katma değerinin alması gerektiğini dile getiren Baran, 'Markalarımız dünyanın ilk 10 ekonomisi arasına girme hedefimizin kilometre taşlarıdır. ATO olarak, geçtiğimiz aralık ayında gençlerde marka bilinci oluşturmak ve Ankara’dan küresel markalar çıkmasına katkıda bulunmak amacıyla 2. Ankara Marka Festivali’ni düzenledik. İlk yıl 8 bin 500 kişinin izlediği festivalimizin katılımcı sayısı 15 bini aştı.' diye konuştu.

Baran, coğrafi işaretli ürünlerin Avrupa, ABD ve gelişmiş ülkelerdeki tahmini pazar büyüklüğünün 200 milyar doları aştığına dikkati çekerek, AB ülkelerinden dünyaya ihraç edilen işlenmiş ürünlerin yüzde 70’inin coğrafi işaretli ürün olduğunun tahmin edildiğini kaydetti.

Türkiye'de 2 bin 500’ün üzerinde coğrafi işaret tescili alabilecek ürün bulunduğu halde 200 civarında tescilli ürün olduğunu ifade eden Baran, 'Ankara Ticaret Odası olarak coğrafi işaretlerin ülkemizde ihmal edilen ekonomik boyutuna kamuoyunun ve kamu otoritesinin dikkatini daha fazla çekmek amacıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türk Patent ve Marka Kurumu, Ankara Üniversitesi ve Yöresel Ürünler ve Coğrafi İşaretler Türkiye Araştırma Ağı’nın katkılarıyla, 28-29 Nisan 2017 tarihlerinde ATO Congresium’da Coğrafi İşaretli Ürünler Zirvesi düzenleyeceğiz.' dedi.

- 'Kanun ile ilgili ikincil mevzuatı da hazırladık'

TÜRKPATENT Başkanı Habip Asan da kanun ile ilgili geçiş sürecini tamamladıklarını ve yeni mevzuata göre başvuruları aldıklarını belirterek, ikincil düzenlemeleri de hazırladıklarını ve bunların Başbakanlığa gönderildiğini bildirdi.

Şu anda uluslararası standartlara uygun bir sınai mülkiyet mevzuatı bulunduğunu söyleyen Asan, başta üniversiteler, sanayiciler ve KOBİ'ler için olmak üzere tanıtım toplantılarına devam ettiklerini dile getirdi.
Kaynak: AA