Makine Sanayinde Alarm Zilleri Çalıyor

İçel Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) 27 No’lu Makine Sanayi Meslek Komitesi Başkanı Akar Tülücü, hem talebin düşmesi hem de ödeme dengesinin bozulmasının sektörü sıkıntıya soktuğunu belirterek, durumun bu şekilde devam etmesi halinde yılın sonuna kadar üreticilerin yüzde 20’sinin piyasadan çekileceğini, kalan yüzde 80’in ise ortalama yüzde 40’lık kapasitelerle çalışmasının mümkün olabileceğini tahmin ettiğini söyledi.

Makine Sanayinde Alarm Zilleri Çalıyor
MTSO Meslek Komitesi Başkanı Tülücü, yaptığı açıklamayla sektörün yaşadığı sıkıntıları anlattı. Son dönemlerde en büyük sıkıntıyı sürdürülebilirlik noktasında yaşadıklarına ifade eden Tülücü, üretimde sürdürülebilir dengeyi sağlamakta zorlandıklarını kaydetti.

Tülücü: “Ödemelerin ötelenmesi nedeniyle son 8 ayda üretimde tüm denge bozuldu. Hem çok düşük fiyatlarla çalışıyoruz hem de yıllardır hizmet verdiğimiz firmaların dahi ödemeleri ertelemesi gelir gider dengesinin bozulmasını beraberinde getiriyor. Ancak işletmelerin çalışanlarını koruma içgüdüsü devam ediyor. Zor durumda olmamıza rağmen yıllardır emek verdiğimiz, emek veren, eğittiğimiz çalışma arkadaşlarımız ile yollarımızı ayırmak istemiyoruz. Bunu sağlamak ise her geçen gün zorlaşıyor” dedi.

Hem talebin düşmesi hem de ödeme dengelerinin bozulması nedeniyle personeli bünyelerinde tutmakta zorlandıklarını vurgulayan Tülücü, durumun bu şekilde devam etmesi halinde yılın sonuna kadar üreticilerin yüzde 20’sinin piyasadan çekileceğini, kalan yüzde 80’in ise ortalama yüzde 40’lık kapasitelerle çalışmasının mümkün olabileceğini tahmin ettiğini dile getirdi.

“Döviz kurundaki artış iki taraflı yansıdı”

Sektörde bir diğer sıkıntıyı döviz kurlarındaki artışla yaşadıklarını anlatan Tülücü, bu yansımanın iki yönlü olduğunu belirtti.

Avrupa’da çelik yapı ve makine sektöründe son dönemlerde metal talebinin arttığını kaydeden Tülücü, bu nedenle Türkiye’deki metal üreticilerinin ürünlerini Avrupa pazarına sattıkları fiyatlarla yurtiçine de satmaya başladıklarını söyledi.

“Nasıl olsa Avrupa’dan talep var, yerli firmalar ürünümüzü almasa da yurtdışına satabiliriz düşüncesiyle yurtiçi fiyatlar da artırıldı” diyen Tülücü, “Buna bir de döviz kurunun yükselmesi eklenince sıkıntıyı iki kat fazla hissetmeye başladık” diye konuştu.

“Yüksek teknolojiye geçişin düzenli desteklenmesi şart”

Döviz kurunda yaşanan sıkıntıların, ekonomideki belirsizliklerin ve ödemelerdeki ötelemelerin düzenli yatırım yapan firmaların önünü görmesini engellediğini ve bir süredir yatırımların beklemeye alındığını kaydeden Tülücü, “Tüm dünya sanayi 4.0’a geçiyor. Bu sıkıntıları aşabilmemiz, üretimi güçlendirebilmemiz için bizim de yüksek teknolojiye geçmemiz şart. Ancak bunun, sağlanan kısa vadeli desteklerle yakın zamanda gerçekleşmesi zor gözüküyor. 15-20 yıllık uzun vadeli, planlı destekler verilmeli. Önce orta teknolojide güçlenmeli, ardından da hızla yüksek teknolojiye geçmeliyiz. Firmalarımız şu anda ağırlıklı olarak küçük ve orta ölçekli üreticiler. Emeğe dayalı faaliyet gösteren firmalar. Yüksek teknolojiye geçişle birlikte bu yüklerin de hafiflemesi söz konusu olabilecek. Bu nedenle yüksek teknolojiye geçişin düzenli desteklenmesi şart” ifadelerini kullandı.

Yüksek teknolojiye adım atacak firmaların gerekiyorsa vergiden muaf tutulması, çalışanlarına kolaylıklar sağlanması gerektiğini dile getiren Tülücü, “Firmaların sürdürülebilirliği, teknolojik anlamda büyüyüp gelişebilmesi, sektörde çalışan insanların desteklenmesiyle mümkün olur” şeklinde konuştu.

“Ülkenin bir yerinde atılacak adım ülke geneline katkı sağlar”

Doğu ve Güneydoğu illerini kapsayan Cazibe Merkezleri Projesi’ni de değerlendiren Tülücü, bu proje kapsamında yerli üretimin destekleneceğini hatırlatarak, “Ülkenin bir yerinde atılacak adım ülke geneline katkı sağlar” dedi.

Tülücü, ekonominin canlanması adına bu tür projelerin artırılması gerektiğini de ifade etti.

İşsizlik sigortalarının daha uzun süreli verilmesi gerektiğinin de altını çizen Tülücü, işverenlerin içinde bulundukları sıkıntılı durum nedeniyle çalışanlarının istihdamını sürdürmekte zorlandığı bir dönemde işsizlik sigortasının cazibesinin artırılmasını beklediklerini söyledi.

Bunun, çalışan kişinin devlete, işverene, sanayiye, şehre olan güvenini kaybetmemesi için yapılması gereken psikolojik bir destek yöntemi olarak da düşünülebileceğini ifade eden Tülücü, “İşsizlik sigortalarının hem daha uzun süreli hem de daha yüksek oranlarla verilmesi gerektiğini düşünüyorum. İşten çıkmak durumunda kalan bir işçinin kendisini güvende hissetmesi sosyal sıkıntıların da önüne geçecektir” diye konuştu.

Kaynak: İHA