Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçisi Ökem (2) Açıklaması

'İlave güvenlik riski ve tehditlere artık dayanma gücünün oldukça azaldığı bir bölgede yaşıyoruz. Bazı tarafların Suriye ve Irak'a dışarıdan müdahaleleriyle kangren haline dönmüş çatışmalar var' 'İsrail’in kendi güvenliği için aldığı bir takım tedbirler var. Onlar da aynı güvenlik boşluğundan tehdit ve risk algılıyorlar. Dolayısıyla Türkiye, İsrail ve Ürdün bu kriz kuşağının iki tarafında bulunan ülkeler. Bunların bu tehditlere karşı kendi aralarında görüş alışverişinde bulunması ve birbirini daha iyi anlaması gerekir' 'Türkiye’nin menfaati Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin korunmasından geçer. Bakıyoruz ki benzer kaygıları İsrail de Ürdün de kendi açılarından taşıyor. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin korunması bakımından bulunduğumuz nokta birbiri ile örtüşüyor' 'İki ülkenin birbirinin ulusal güvenliğine önem verdiği konuları açıkça tartışabilmesi, riskleri ortadan kaldıracaktır' 'Şurası da bir gerçek ki siyasi bakımdan, günümüz siyaseti bakımından Türkiye’nin Filistin davasına yönelik desteği devam edecektir' 'Türk dış politikasının önemli özelliklerinden biridir. Açık konuşuruz, samimiyizdir. Söylediğimizi kastederiz, kastettiğimizi söyleriz. İkili bir dilimiz yoktur. Neyi doğru biliyorsak onu söyleriz'

Türkiye'nin Tel Aviv Büyükelçisi Kemal Ökem, Türkiye, Ürdün ve İsrail'in, Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin korunması konusunda benzer kaygılar taşıdığını söyledi.

Büyükelçi Ökem, Turizm ve Kültür Bakanı Nabi Avcı'nın İsrail ve Filistin'e düzenlediği iki günlük ziyaretin ardından Türkiye-İsrail ilişkilerini AA muhabirine değerlendirdi.

İsrail ile ilişkilerin normalleşmesinden sonra gündemde olan konulardan birinin de güvenlik olduğunu belirten Ökem, 'İlave güvenlik riski ve tehditlere artık dayanma gücünün oldukça azaldığı bir bölgede yaşıyoruz. Bazı tarafların Suriye ve Irak'a dışarıdan müdahaleleriyle kangren haline dönmüş çatışmalar var. Dışarıdan gelenlerle içeride oluşan terörizmle enfekte olmuş bir ortam mevcut.' değerlendirmesinde bulundu.

Söz konusu ortam nedeniyle bölgede çatışma yaşanan ülkelere komşu Türkiye, İsrail, Ürdün ve Suudi Arabistan'ın çok hassas bir konumda olduğunun altını çizen Ökem, bu ülkelerin bölgedeki sıkıntıların yansımalarını mümkün olduğunca kontrol etmeye çalıştığını söyledi.

Ökem, Türkiye'nin düzenlediği Fırat Kalkanı Harekatı'nın bunun iyi bir örneği olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

'Aynı şekilde İsrail’in kendi güvenliği için aldığı bir takım tedbirler var. Onlar da aynı güvenlik boşluğundan tehdit ve risk algılıyorlar. Dolayısıyla Türkiye, İsrail, Ürdün bu kriz kuşağının iki tarafında bulunan ülkeler. Bunların bu tehditlere karşı kendi aralarında görüş alışverişinde bulunması ve birbirini daha iyi anlaması gerekir. Şu an Ürdün’le mesela Suriye krizinin derinleştiği dönemlerden kalma bir istişare mekanizması var. Suudi Arabistan’la da var ama bu mekanizma olmasa bile aradaki istişarenin yapılması gerekir, yapılacaktır da.'

Türkiye'nin, bu tür mekanizmaları İsrail ile de kurmak istediğini dile getiren Ökem, İsrail tarafının da buna olumlu baktığını söyledi.

- 'Suriye konusundaki kaygılarımız genel olarak örtüşüyor'

Türkiye'nin daima Suriye'nin toprak bütünlüğünden yana tavır aldığını belirten Türk Büyükelçi, 'Suriye’nin bölünmesinden kimlerin yarar sağlayacağının sorgulanması gerektiğini vurguladı.

Ökem, şunları kaydetti:

'Türkiye, Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunmasını istiyor. Bunu kendi ulusal güvenliği bakımından ve uluslararası hukuk bakımından istiyor. Suriye’nin bölünmesine ses çıkarmayacak başka aktörler olabilir ama Türkiye’nin menfaati Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin korunmasından geçer. Bakıyoruz ki benzer kaygıları İsrail de Ürdün de kendi açılarından taşıyor. Suriye’nin toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin korunması bakımından bulunduğumuz nokta birbiri ile örtüşüyor. Bunu görüşmek lazım, onların ne sıkıntıları var? Onların sıkıntılarının nereden geldiğini biliyoruz. Kendi kırmızı çizgilerini açıkladılar. Hizbullah dediler başka şeyler söylediler. Bizim açımızdan da PKK-PYD’nin güney sınırımızdaki, Suriye içerisindeki varlığı son derece endişe verici ancak neticede aktörler değişse bile Suriye’ye vereceği zarar aynı. Dolayısıyla Suriye’nin bütünlüğünün korunması esas mihenk noktası.'

Ankara-Tel Aviv arasındaki ilişkilerin önündeki risklere de dikkati çeken Ökem, 'İki ülkenin birbirinin ulusal güvenliğine önem verdiği konuları açıkça tartışabilmesi, riskleri ortadan kaldıracaktır.' dedi.

Türkiye’nin bölgede birtakım hassasiyetleri olduğunu ve bunların başında Filistin davasının geldiğini belirten Ökem, 'Şurası da bir gerçek ki siyasi bakımdan, günümüz siyaseti bakımından Türkiye’nin Filistin davasına yönelik desteği devam edecektir. İsrail makamları bunu biliyorlar. Bunu biz söylüyoruz zaten. Söylememize bile gerek yok, tutumumuz ortada. Başkenti Kudüs olan 1967 sınırları çerçevesinde İsrail de dahil tüm komşuları ile barış ve güvenlik içerisinde yaşama hakkını elde etmiş olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıdır bizim verdiğimiz destek. Bu da uluslararası hukuka, BM kararlarına uygun bir pozisyondur. Ama diğer taraftan güvenlikse iki tarafın birbirinin güvenliğini garanti edecek şekilde birlikte var olması; iki devletli çözüm dediğimizden onu anlıyoruz. Bunun ortaya çıkabilmesi için elinden gelen her şeyi yapacaktır. Üstüne bir şey düşerse elini ardına koymayacaktır.' diye konuştu.

Türkiye'nin İsrail’i tanıyan ilk Müslüman ülke olmakla birlikte Filistin'in bölünmesine ilk karşı çıkan Müslüman ülke olduğunu da hatırlatan Ökem, 'Çünkü bizim burayla bağlantımız yapay bir bağlantı değil. Bizim burayla bağlantımız organik, son derece doğal, köklü, tarihe kültüre birlikte yaşanmış ortak yüzyıllara dayanan bir ilişkimiz var. Aynı şekilde Yahudilerle de. Yahudileri sıkıntıya düştüklerinde her zaman hoşgörüyle kucaklamıştır. Bunu bugün sokakta görüyoruz, beni görenler tanıyanlar Türkiye Büyükelçisi olduğumu duyanlar bana büyük hüsnü kabul gösteriyorlar. Yani hiçbir şekilde iki halkın da aklının arkasında 'biz ona düşmanız, o da bize düşmandır' diye düşünmüyor.' değerlendirmesinde bulundu.

Büyükelçi Ökem, Kültür ve Turizm Bakanı Avcı'nın İsrail ve Filistin'e yaptığı ziyaretler sırasında verdiği mesajları anımsatarak, Türkiye'nin İsrail-Filistin arasında izlediği politika hakkında şunları anlattı:

'Sayın Avcı'nın ziyaretinde gündeme gelen kritik konularda da mesajlar verildi. Kendi görüşümüz açıkça ortaya konuldu. İsrail siyasetine ve Filistin konusunda gelen soruların hepsine büyük bir açıklıkla cevap verildi. Türk dış politikasının önemli özelliklerinden biridir. Açık konuşuruz, samimiyizdir. Söylediğimizi kastederiz, kastettiğimizi söyleriz. İkili bir dilimiz yoktur. Neyi doğru biliyorsak onu söyleriz. Sayın bakanımız da burada onu yaptı. Bunun İsrail basınına da çok olumlu yansıdığını görüyorum. Dikkat edin. Kimse bize doğruyu söylediğimiz için kızmıyor. Bizi eleştiren olmadı. İsrail ile ilişkilerimizin gelişmesinden en çok istifade edecek üçüncü tarafların arasında nasıl ki Filistin geliyorsa ki bütün hedef zaten oydu. İsrail de bu konuda hemfikir. Bu ilişkilerimizin gelişmesinden Filistin tarafının yarar sağlayacağının idrakinde, bunu kabul ediyor.'

Türkiye'nin olabilecek sıkıntıları açıklıkla ifade edebilmesinin ilişkilerin sağlıklı olduğunun delili olduğunu söyleyen Ökem, 'İlişkiyi sağlıklı sürdürmek lazım, doğruyu dosdoğru şekilde söylemek lazım. İlk gün güven mektubumu sunduğumda yaptığım konuşmada özellikle vurguladım, aklımızla iş yapacağız ve kalbimizle konuşacağız. Kalpten konuştuğunuzda her zaman doğruyu söylersiniz. Bunun yanlış anlaşılmaması lazım. İsrailli ortaklarımız da bizi bu konuda yanlış anlamıyorlar.' dedi.

Gündemde yeni bakan ziyaretleri olup olmadığı sorusu üzerine Ökem, geçen ekim ayında İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz'ın da Türkiye'yi ziyaret ettiğini hatırlatarak, takvimin olması gerektiği gibi işleyeceğini belirtti.

'Bugün Kültür ve Turizm Bakanımız ve enerji heyetimiz ziyaret ediyorsa ve geldiğinde her ikisi de Filistin tarafında görüşmede bulunuyorsa demek ki doğal ihtiyaçlar çerçevesinde devam eden bir ilişkiden bahsediyoruz.' değerlendirmesinde bulunan Ökem, İsrail ile normalleşme sürecinden sonra ilişkilerin geldiği noktayla ilgili şunları aktardı:

'Artık normalleşme de demeyelim buna. Biz şu anda normal bir ilişkiler bütününün işlemekte olduğunu var saymalıyız. Bundan sonra hangi bakanımızın geleceğini keşke bilebilsem onu şimdi söylerim. Ama dediğim gibi elimizdeki temel konular belli; turizm, ticaret, enerji, kültür... Bu tür şeyler bizim önümüzde hemen uzanıp müdahale edebileceğimiz, hemen gelişmesi için birtakım öncelikli adımlar atabileceğimiz alanlar.'

Ökem konuşmasının sonunda Anadolu Ajansına , Bakan Avcı'nın katılımıyla açılan Tel Aviv'deki Türk Kültür Merkezi'nde düzenlenen 'Türkiye-İsrail İlişkileri Fotoğraf Sergisi'ne sunduğu katkılardan dolayı teşekkür etti.

(Bitti)

Kaynak: AA