Prof. Dr. Aybar, 'Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı Tersine Göçü Özendirebilir'

Başbakan Binali Yıldırım tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan ’Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı’nı değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, programın tersine göçü özendirebileceğini söyledi.

Prof. Dr. Aybar, 'Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı Tersine Göçü Özendirebilir'
Başbakan Binali Yıldırım tarafından kısa bir süre önce açıklanan ve Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde bulunan 23 ilde istihdam sağlayan yatırım yapanlara ciddi teşvikler getiren ’Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı’nı (CMDP) değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi ve Finans Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, programın başarılı olması halinde büyükşehirlerden tersine göçü özendirebileceğini ifade etti.



Projelere devlet desteği şemsiyesi

Programın 2 milyon TL’den başlayan ve 30 kişiye istihdam sağlayan projeler için kredi, yer tahsisi ve ödeme kolaylıkları gibi teşvikler ön gördüğünü hatırlatan Prof. Dr. Aybar, "Cazibe Merkezlerini Destekleme Programı, daha önceleri uygulamaya konan ama başarısız olan benzeri programlardan içerik ve nefes olarak farklılıklar arz ediyor. Program dahilinde, sosyo-ekonomik kalkınma sorunlarının çözümü için farklı aktörlerin bir araya getirilmesi ve bu bağlamda ekonomik büyümeyi sağlayacağı düşünülen alanlarda yürütülen projelerle iş birliği yapılarak, bu projelerin devlet desteği şemsiyesi altına alınması hedefleniyor" dedi.



"Tersine göç DPT’nin metninde de vardı"

Daha önce DPT tarafından hazırlanan programda, temel amaç olarak ‘görece az gelişmiş bölgelerde, büyüme ve çevrelerine hizmet verme potansiyeli yüksek kent merkezlerine sağlanan stratejik desteklerle, söz konusu kent merkezlerinin ekonomik kalkınmasına ivme kazandırılması ve nihayetinde kalkınmanın çevre merkezlere de yayılarak iç göçün kendi bölgesi içinde tutulmasıdır’ ifadesine yer verildiğini hatırlatan Prof. Dr. Aybar, "Eğer öngörülen yatırımlar gerçekleşirse bölgede üretim, dolayısıyla istihdam ve kişi başı gelir artar. Bu durumda kısa dönemde bölge dışarıya göç vermeyecek, orta vadede daha önceden bölgeden göç edenlerin tersine göçü ve uzun dönemde de dış göç alması mümkün olabilecek" diye konuştu.



"Programın kapsamı genişletebilir"

Program dahilinde açıklanan kredi şartlarının oldukça cazip olmakla birlikte, programda yer alan bölgelerin uzun süredir yatırım almamış olması gerçeğinden hareketle kredilerin daha cazip hale getirilmesi ve dış kaynakların da bir daha gözden geçirilmesinin yerinde olacağının altını çizen Prof. Dr. Aybar, "Cazibe merkezlerini son analizde piyasanın yönlendiriciliğinde devletin oluşturması gerekir. Malatya gibi görece daha varlıklı olan bir vilayetin ‘Cazibe Merkezleri’ arasında yer alırken, dışarıya en fazla göç veren Sivas ilinin yer almaması düşündürücü. Gerek 2023 ve 2071 yılı hedeflerine yaklaşabilmek, gerekse de her geçen gün artan dünya gayrisafi hasılasından Türkiye’nin aldığı payı arttırmak için bu tarz programlara ihtiyaç duyuluyor. Burada asıl önemli olan nokta, bu tarz projelerin başarıyla ilerlemesi için gerekli olan iç ve dış kaynağın bulunması olarak öne çıkıyor. Vade yapısı ve faiz oranı cinsinden daha uygun olan dış kaynak tahsisi için Hazine Müsteşarlığı bünyesinde ayrı bir ihtisas masası kurulması gerekebilir. Ancak bu kaynaklar da uygulamayı daha fazla vilayete yaymayı hedeflemeli. Türkiye’nin diğer bölgelerinde ve piyasanın öne çıkardığı bölgelerde cazibe merkezleri oluşturulması mümkün. Zira İstanbul, İzmir ve Ankara, artık mevcut nüfus yoğunluğunu taşımakta güçlük çekiyor. Piyasanın işaret ettiği cazibe bölgeleri, Trakya’da Edirne, Tekirdağ; Güney Marmara’da, Bandırma, Mudanya, Çanakkale, Karamürsel, Gölcük; Kuzey Ege’de Edremit, Ayvalık, Balıkesir; Akdeniz’de ise, İçel, Tarsus, Adana ile İç Anadolu’da Konya ve Kayseri olabilir. Türkiye nüfusunun coğrafi dağılım politikası geliştirerek cazibe merkezlerini buna göre oluşturmalı" ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA