Küresel Isınmaya Karşı Topyekün Mücadele Çağrısı

Abk Çeşme RES Proje Koordinatörü Erman Kaya küresel ısınmanın, dünyanın en büyük ve yakıcı sorunu olduğunu dile getirerek, küresel ısınmadan en çok etkilenecek ülkeler arasında yer alan Türkiye’nin bir an önce konuya eğilerek önlem alması gerektiğini söyledi.

Küresel Isınmaya Karşı Topyekün Mücadele Çağrısı
Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 190’dan fazla ülkenin imzaladığı iklim değişikliğiyle mücadeleyi hedefleyen Paris Anlaşması’nın yürürlüğe girdiğini hatırlatan Kaya, anlaşmaya imza atan ülkelerin sera gazı salımını azaltma ve küresel sıcaklık artışının 2 derecenin altında tutulması konusunda planlarını uygulamaya koyması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin küresel ısınmayla mücadelede üstüne büyük görevler düştüğünü belirten Erman Kaya, küresel ısınmayla mücadelede yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının önemine dikkat çekti.

Türkiye çölleşmenin etkisine girebilir

Ülkemizin bulunduğu konum ve coğrafi yapısı nedeniyle farklı bölgelerin iklim değişikliğinden farklı biçimde ve değişik boyutlarda etkileneceğini anlatan Kaya, özellikle çölleşme tehlikesi bulunan İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Ege ve Akdeniz Bölgeleri gibi yarı kurak ve yarı nemli bölgelerde tarım, ormancılık ve su kaynakları açısından olumsuz etkilere yol açabileceği uyarıları yapıldığının altını çizdi.

Türkiye’nin bugün Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da hâkim olan sıcak ve kurak iklim kuşağının etkisine girebileceğini de kaydeden Erman Kaya, tüketimin artması sonucunda özellikle kentlerde içme suyu sıkıntısının da doğabileceğine dikkat çekti.

Türkiye’de, uzun yıllar yağış ortalaması 631 mm iken, yağış miktarının 1999 yılından bu yana düzenli bir düşüş gösterdiğini bildiren Kaya, yağış miktarında meydana gelen azalışlar ve yağış rejimindeki sapmaların, tarımsal üretimi olumsuz yönde etkileyeceğini açıkladı.

Şimdiden küresel ısınmanın Türkiye’de etkilerini göstermeye başladığını vurgulayan Erman Kaya, bu bağlamda küresel ısınmayla mücadelenin Türkiye için hayati önem taşıdığının altını çizdi.

Elimizdeki imkanları kullanmalıyız

Gelişmiş ülkelerin küresel ısınmayla mücadele kapsamında büyük fonlar ayırdığını ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneldiğini aktaran Erman Kaya sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye ve dünyanın geleceği yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanarak çevreci enerji üretmekten geçiyor. Hem rüzgar hem de güneş kaynaklarını kullanarak kendimize yetecek temiz enerjiyi üretme şansımız bulunuyor. Bu yönde devletimizin sağladığı teşvikler de mevcut. Ancak yatırımları hala istenilen seviyede hayata geçiremedik”

Dönüşüme ayak uydurmalıyız

Kasım 2016’da yürürlüğe giren Paris Antlaşması’nın iklim değişikliğine doğrudan etki eden, enerji sektöründe değişimi sağlayıcı bir rolü bulunduğunu da belirten Kaya, “Petrol ve gaza yapılan yatırımlar azalırken, temiz enerjinin en önemli unsurlarından yenilebilir enerji yatırımları ise dünya genelinde artıyor. Dünyanın enerji ihtiyacı artmaya devam ederken, enerji sektörü bu artışı yenilebilir enerji yatırımlarına ciddi bir hız vererek sektörün profilini değiştiriyor. Çocuklarımıza yaşanabilir bir ülke bırakmak için bizim de dönüşüme ayak uydurmamız ve sera gazı salınımını asgari düzeye indirmemiz şart” diye konuştu.

Küresel ısınmanın etkilerinin beklenenden çok daha hızlı geliştiğini ve yayıldığını da söyleyen Kaya sözlerine şöyle devam etti: “Önümüzde bizi ve dünyayı bekleyen gelişmeleri düşündüğümüzde temiz enerjinin önemi daha da artıyor. Küresel ısınmaya karşı mücadelede yapabileceklerimizi bir an önce hayata geçirmemiz gerekiyor. Bu mücadeleyi sadece devlet ve kurumlar eliyle yapmamız yetersiz olacaktır. Topyekün tüm toplum olarak bilinçlenmeli ve küresel ısınmaya karşı tedbirlerimizi almalıyız. Bu konuda milli seferberlik ilan etmeliyiz. Çocuklarımıza şimdiden doğa ve temiz enerji bilincini öğretmeli ve içselleştirmelerini sağlamalıyız. Unutmayalım ki; bizden sonraki nesillere yaşanabilecek bir ülke ve dünya borçluyuz. Eğer önlemlerimizi alır ve buna göre davranırsak küresel ısınmanın yıkıcı etkilerini engelleyebiliriz”
Kaynak: İHA