İzmir'de Her Hafta 30 Kadına Koruma Kararı

İzmir’de şiddet gördükleri için her hafta 30 kadına koruma kararı çıkartıldığını belirten Avukat Sibel Önder, "Kelimenin tam anlamıyla şiddetin sayısı da şekli de her geçen gün artıyor." dedi. Önder; "Marifet, koruma kararını çıkarmada değil, bu kararın uygulanmasında." diyerek, polisiye tedbirlerin yetersizliğine dikkat çekti.

İzmir'de Her Hafta 30 Kadına Koruma Kararı
Eşinden veya erkek arkadaşından, sokakta tanımadığı bir erkekten şiddet gören kadın sayısında artış olduğu gözlenirken, İzmir polisinin aldığı tedbirler de kadınları şiddete karşı korumada yetersiz kalıyor. Bu sebeple kadınların, kendi can güvenliği için daha bilinçli olmaları tavsiye ediliyor.

Kadına şiddet ve alınan koruma kararları üzerine bilgi veren Avukat Sibel Önder, İzmir’de şiddet gördükleri için her hafta 30 kadına koruma kararı çıkartıldığını söyledi.

Kadına şiddetin her geçen gün arttığına dikkat çeken Önder, "Kadın şiddeti sadece duyulduğu kadar değil. Bunun bir de duyulmayan tarafı var. İzmir’de bir haftada 30 kadar kadına maalesef koruma kararı çıkartıyoruz. Kelimenin tam anlamıyla şiddetin sayısı da şekli de her geçen gün artıyor. Belki de kadınlar daha bilinçli olduğu için susmuyorlar, hak arayışı içerisine giriyorlar ve oran da bu yüzden bu kadar fazla" diye konuştu.



"1 liranız dahi olmayabilir ama bu, haksınız yok demek değildir"

Önder, şiddet gören bazı kadınların haklarını bilmediğini belirterek şiddete maruz kalan kadınlara şöyle seslendi: "Cebinizde 1 liranız dahi olmayabilir ama bu, haksınız yok demek değildir. Şiddete uğrayıp ne yapması konusunda haklarını bilen kadınlarımız var, bir de haklarını bilmeyen kadınlar var. Bazen kadınlarımız ‘benim maddi durumum yok, böylesine bir işlemi yapamam’ diye düşünüyor da olabilir. İzmir Barosu’nda Kadın Hakları Komisyonumuz var. Maddi durumu olmayan kadınlar Bayraklı ilçesinde bulunan adliyeye geldikleri takdirde gönüllü avukatımıza durumu anlatır, koruma kararı çıkartır. Bu ücrete tabii değil. Bu sadece İzmir’de değil Türkiye’nin her yerinde bu şekilde. Başvuruyu yaptıktan sonra can güvenliği korkusu var ise mutlaka bize bildirsinler. Evlerine gidememe durumu var ise kendilerini kadın sığınma evlerine yerleştiriyoruz. Bu evlerin adresleri hiçbir şekilde bulunamaz. ‘Benim başıma gelemez’ demesinler, ‘ben utanıyorum’ da demesinler. Şiddete uğramak ayıp bir şey değil. Şiddeti uygulayanın utanması gerekiyor."

"Marifet kararın uygulanmasında"

Koruma kararının bir gün içerisinde çıkartılabildiğini dile getiren Önder, "Belki tüm işlemleri evrak üzerine yapıyoruz ama bundan sonra yaptırımlarının devreye girip belirli müeyyideleri daha fazla dikte etmesi lazım. İş koruma kararını çıkarmada değil. Marifet bu kararın uygulanmasında. Uygulamaya koymak zor. Çünkü emniyet birimlerine müzekkere yazılıyor. Orada da belli bürokratik işlemler oluyor. Koruma kararında diyelim ki, 50 metre yakına yaklaşmama yönünde karar veriliyor; yakın koruma yok ki şahsa ‘yaklaşamazsın’ diyebilsin. Adam kadının 50 metre yakınına yaklaştığında ‘yaklaşamazsın, mahkeme kararı var’ diyebilecek bir yakın koruma polis yok. Birçok kadının koruma kararı vardır ama etrafında dolaşan bir sürü de tehlike vardır. Mahkeme kararı kağıt üzerinde, sonrası emniyetin üstünde, sonrası biraz da kadının bilincinde. Böyle bir durumda başvurucu kadın, şahsın yaklaştığını fark ettiği an 155’i aramalı" ifadelerine yer verdi.
Kaynak: İHA