1. Dünya Savaşı'nın Hukuki Ve Tarihi Yönleri Sempozyumu

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Karacakaya: ''1910'dan sonra Fransa ve Ermeni ilişkileri girift hale geliyor. Çünkü bu dönemde Osmanlı Devleti'nin özellikle Trablusgarp Savaşı'nı ve akabinde Balkan Savaşları'nı kaybetmesi, Ermeniler'de var olan düşünceyi tekrar canlandırıyor. Doğu Anadolu Bölgesi'nde ıslahat çalışmaları sonucu itibarıyla özerk bir bölge ve arkasından da bağımsız bir Ermenistan kurulacağını düşünüyorlardı'' Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Günay: ''Alman askeri heyetinin Türkiye'ye gelmesi Osmanlı Devleti ile Almanya'yı yakınlaştıracağından blok halinde hareket eden İngiltere, Rusya ve Fransa'yı rahatsız etti. Bu devletler, Osmanlı Devleti'nin Almanlarla birlikte hareket etmesini engellemek için Ermeni Islahat'ı konusunu yeniden alevlendirdiler''

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Recep Karacakaya, 1910'dan sonra Fransa-Ermeni ilişkilerinin girift hale geldiğini ve Osmanlı Devleti'nin Trablusgarp ve Balkan Savaşlarını kaybetmesiyle Ermeniler'de var olan düşüncenin tekrar canlandığını belirterek, ''Doğu Anadolu Bölgesi'nde ıslahat çalışmaları sonucu itibariyle özerk bir bölge ve arkasından da bağımsız bir Ermenistan kurulacağını düşünüyorlardı.'' dedi.

Türk Tarih Kurumu (TTK) tarafından İstanbul Üniversitesi ev sahipliğinden düzenlenen ''Birinci Dünya Savaşı'nın Hukuki ve Tarihi Yönleri (Alman-Fransız Penceresi)'' sempozyumunda konuşan Karacakaya, 15. yüzyılın sonlarından 20. yüzyılın sonlarına kadar Fransız ve Ermeni ilişkilerinin sürdüğünü ve Fransızların kendi çıkarları için her dönemde Ermenileri kullandığını ifade etti.

Fransızlarla Ermenler'in 1890-1914 arası ilişkilerine değinen Karacakaya, ''1890'lardan itibaren iç politikada özellikle Fransızlar Ermeniler'i seçimlerde kendilerine oy vermek maksadıyla kullanmışlardır. Kendi partilerinden aday göstermeye başlamışlar ve Fransa'daki Ermeniler'den oy almaya çalışmışlardır. 1910'dan sonra Fransa ve Ermeni ilişkileri girift hale geliyor. Çünkü bu dönemde Osmanlı Devleti'nin özellikle Trablusgarp Savaşı'nı ve akabinde Balkan Savaşları'nı kaybetmesi, Ermeniler'de var olan düşünceyi tekrar canlandırıyor. Doğu Anadolu Bölgesi'nde ıslahat çalışmaları sonucu itibarıyla özerk bir bölge ve arkasından da bağımsız bir Ermenistan kurulacağını düşünüyorlar.'' diye konuştu.

Fransa'daki Fransız Ermeni iş birliğinin gelişmesi konusunda Kevork Efendi'nin önemli bir rol oynağına işaret eden Karacakaya, Kevork Efendi'nin 1912 yılında Mısır Ermenilerinden Bogos Nubor Paşa'yı Avrupa'ya kendi siyasi temsilcisi olarak atadığını ve Paris'e gönderdiğini anlattı.

Fransız-Ermeni ilişkilerini yönlendiren ve bu ilişkiye ivme kazandıran noktalardan bir diğerinin de Fransa'nın Anadolu'da bulunan konsoloslukları ve İstanbul'da bulunan büyükelçiliği olduğunu dile getiren Karacakaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Fransa'nın Van konsolosu Zarzecki, 1913'te Fransa Dışişleri Bakanlığı'na gönderdiği bir rapor var. Bu rapor, 1914-1915'le alakalı Ermenilerin ve Fransızların Anadolu'da katliam yapılıyor iddialarını reddediyor. İstisnai ve Fransız politikalarına ters düşen bir rapor. Ve bu raporda Zarzecki'nin söylediği şu, 'Anadolu'daki Ermeniler'in durumları iyidir. Ermeniler'in nüfusu hiçbir yerde çoğunlukta değildir.' Bunu özellikle 1913 yılı için önemli görüyorum. Çünkü 19132'den itibaren Ermeniler Doğu Anadolu'da ıslahat yapılabilmesi için İngiltere, Fransa ve Rusya nezdinde girişimlerde bulunuyor. Bundaki temel argümanları da Doğu Anadolu'da Bölgesi'nde bir asayişsizlik olduğu, Kürtlerin ve Çerkezlerin Ermenilere saldırdığı, Ermenilerin arazilerinin gasp edildiği ve Ermenilerin bölgede nüfus olarak çoğunlukta olduğu iddialarıdır. Bu iddialara kendi konsoloslarının raporu cevap veriyor. Arazi, nüfus ve asayiş olayları açısından Doğu Anadolu Bölgesi'nde bağımsız bir Ermenistan'ı kuracak ortamın olmadığını söylüyor.''

Osmanlı'nın savaşa girmesinden sonra Fransa Ermeni ilişkilerinin daha da hareketlendiğini belirten Karacakaya, Fransa'daki ve dünya genelindeki Ermenilerden Fransızlar için savaşta destek vermek amacıyla çalışmalar başlatıldığını ve Ermenilerin İtilaf Devletleri'ne ve özellikle Osmanlı Devleti'ne karşı savaşabilmek için Fransız ordusuna gönüllü olarak girmeye başladıklarını söyledi.

Savaş başladıktan sonra Fransızların İngilizlerle birlikte Osmanlı'nın Akdeniz'deki sahil şehirlerini bombalamalarının Ermenileri ciddi şekilde heyecanlandırdığını aktaran Karacakaya, ''Kendi kafalarındaki program büyük Ermenistan ve küçük Ermenistan. DBoğu Anadolu'daki 6 vilayet büyük Ermenistan, Çukurova Bölgesini ise küçük Ermenistan olarak düşünüyorlar. Fransız temsilcilerine gönderdikleri yazılarda, bu bölgede çıkarma yapılacağı zaman kendilerine destek vereceklerini söylüyorlar. Savaşta Ermenilerin İtilaf Devletleri'ndeki teşebbüsleri zirveye çıkıyor. Ermeniler için son dönüm noktası olduğunu düşünüyorlar. 'Osmanlı Devleti yıkılacak ve biz Doğu Anadolu Bölgesi'nde bağımsız bir Ermenistan Devleti kuracağız' diye düşünüyorlar.'' ifadelerini kullandı.

Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nejla Günay da, sempozyumda yaptığı ''Balkan Savaşları'ndan Sonra Alman Askeri Heyetinin Osmanlı Topraklarına Gelişinin 1914 Ermeni Islahatına Etkisi'' başlıklı konuşmasında, 1905'in Rus tarihi için bir dönüm noktası olduğunu, Ruslar'ın Japonlara yenilmesiyle İngiltere için bir rakip olmaktan çıktığını ve Rusya'nın Boğazları ele geçiremeyeceğini anladığını söyledi.

Dünyada yükselen bir Alman faktörü olduğu için Rusya'nın İngiltere ile ittifak yapma yoluna gittiğini aktaran Günay, ''Bu ortamda Osmanlı Devleti'nin durumu bütün devletleri yakından ilgilendiriyordu. Rusya kendi durumunu gözden geçirdi ve Doğu Anadolu'da 6 vilayette Ermeni ve Kürt unsurunu birbirine karşı kışkırtmak ve her ikisini ayrı ayrı himaye etmek suretiyle bölgede bir karışıklık çıkarmak ve Doğu Anadolu'dan kendisine gelecek tehlikeleri bertaraf etmek istedi.'' ifadelerini kullandı.

Osmanlı Devleti'nin Trablusgarp ve Balkan Savaşları'ndan sonra orduyu ıslah etme kararı aldığını ve Almanya'yla bir kontrat imzaladığını belirten Günay, kontratla Osmanlı ordusunun Alman ıslahat heyeti tarafından ıslah edilmesi çalışmaların başladığı belirtti.

Almanya'nın bu teklifi olumlu karşıladığını ifade eden Günay, şunları kaydetti:

''Alman askeri heyetinin Türkiye'ye gelmesi Osmanlı Devleti ile Almanya'yı yakınlaştıracağından blok halinde hareket eden İngiltere, Rusya ve Fransa'yı rahatsız etti. Bu devletler, Osmanlı Devleti'nin Almanlarla birlikte hareket etmesini engellemek için Ermeni Islahat'ı konusunu yeniden alevlendirdiler.''

Azerbaycan Milli Bilimler Akademisi Doç. Dr. Ramile Dadaşova ise Birinci Dünya Savaşı yıllarında Anadolu'da ve Kafkasya'da Ermeni silahlı örgütlerinin faaliyetlerine değindi.

Kaynak: AA