TÜRKİYE'deki AFRİKALILAR - Afrika Kıtası'nın Yeni Umut Kapısı

Türkiye, daha iyi bir eğitim veya yüksek standartta bir hayat için Afrikalıların, Avrupa'dan sonra yeni umut kapısı oldu Genellikle Avrupa hayaliyle yola çıksalar da bu ülkelere gitmeyi başaramayan ve Türkiye'de kalıp hayatını sürdürmeye çalışan Afrikalıların tek isteği, adil ve eşit bir dünyada yaşamak Türkiye'de aldıkları eğitim sayesinde ülkelerinde üst düzey görevlere getirilen Afrikalılar, kurdukları ağlarla eğitim, sağlık, teknoloji ve sosyokültürel konularda Türkiye ile iş bağlantılarını sürdürüyor Sudanlı Dr. Abdulsemih Ali Osman: 'Türkiye, şu an bir fidan dikmiştir. Bu fidan meyvelerini vermiştir ve bu ağacın dalları tüm ülkelere uzamıştır' Tekstil işinde çalışan Sierra Leoneli İsmail Kamara: 'Türkiye'de en azından rahatız, kaldığımız bir ev ve yiyeceğimiz var. Az da olsa kazandığımız bir para var. Burada mutluyum' İşletme yüksek lisansı yapan Etiyopyalı Abdulmennan Şerif: '15 Temmuz darbe gecesi biz de sokaktaydık' Cibutili iş adamı Ali Farah: 'Biz Afrikalıyız, çocuklarımız ise Türkiyeli. En azından onların Türk vatandaşlığına geçirilmesinin doğru olacağını düşünüyoruz'

GÜLSÜM İNCEKAYA - Türkiye, bir milyonu aşkın Afrikalı göçmeniyle Afrika Kıtası'nın Avrupa'dan sonra yeni umut kapısı oldu.

AA muhabirinin, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğü, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Afrika Araştırmacıları Derneği (AFAM), Mülteciler Derneği ve Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu (UDEF) verilerinden derlediği bilgiye göre, Türkiye'de resmi sayısı tam olarak bilinmemekle birlikte 1,5 milyondan fazla Afrikalı yaşıyor.

Türkiye'ye, Kuzey Afrika ülkelerinden Arap ve Müslüman, Sahraaltı Afrika ülkelerinden ise kısmen Hristiyan olsa da büyük çoğunluğu Müslümanlardan oluşan Afrikalılar geliyor.

Senegal, Mali, Nijer, Fildişi, Gana, Gambiya, Kamerun, Etiyopya, Somali, Uganda ve Nijerya başta olmak üzere pek çok ülkeden Afrikalı göçmen, ülkelerindeki savaş, iç çatışma, terör ve yoksulluk gibi nedenlerle "daha iyi bir dünya için" ülkelerinden ayrılıyor.

Zor şartlar altında binlerce kilometre yol katederek amaçlarına ulaşmaya çalışan Afrikalıların bir kısmı ya çöllerde açlık ve susuzluktan ya da bindikleri botların Akdeniz'de batması sonucu hayatını kaybediyor. Bazıları da uzun yıllar biriktirdikleri paraları, insan tacirlerine kaptırıyor. Avrupa'ya gitme amacıyla çıkılan yol, çoğu zaman Türkiye'de son buluyor.

- Adil ve eşit bir dünya hayali

Afrikalıları, Türkiye'nin her yerinde görmek mümkün. Göçmenlerin uğradığı ilk şehirlerden biri İstanbul. İstatistiklere göre, Türkiye'ye gelen her 4 Afrikalı göçmenden biri İstanbul'da kalmayı tercih ediyor.

Fatih, Aksaray, Taksim, Tarlabaşı, Şişli, Dolapdere, Ömer Hayyam ve Zeytinburnu'nda yaşayan Afrikalıların çoğunluğu saat, parfüm ve süs eşyası gibi ürünler satarak geçimini sağlıyor ve ülkelerindeki ailelerine maddi yardımda bulunuyor.

Türkiye'de para kazanan Afrikalılar, ülkelerinde bırakmak zorunda kaldıkları ailelerine de maddi yardımda bulunuyor.

Afrikalılar, kendilerine "potansiyel dolandırıcı, kalpazan veya torbacı" muamelesi yapılmasından rahatsız.

Bir futbol antrenörü veya menajer tarafından keşfedilmek üzerine de umutları bulunan Afrikalıların en büyük hayali ise adil ve eşit bir dünyada yaşamak.

- Gönüllü Türkiye elçileri

Çok sayıda Afrikalı öğrenci, akademisyen ve iş insanı, 2005'ten itibaren sürdürülen "Afrika açılımı" çerçevesinde Türkiye'ye geliyor.

Burslu ya da yarı burslu öğrenciler, eğitimlerini tamamladıktan sonra gönüllü birer Türkiye elçisi olarak ülkelerine dönüyor.

Türkiye'de aldıkları eğitim dalına göre kendi ülkelerinde üst düzey görevlere getirilen Afrikalılar, yaptıkları işler kapsamında Türkiye ile bağlarını koparmıyor. Kurdukları ağlarla eğitim, sağlık, teknoloji ve sosyo-kültürel konularda iş bağlantılarını sürdürüyorlar.

Eğitimlerini bitirdikten sonra Türkiye'de kalmayı tercih eden Afrikalılar ise ya akademik hayatlarına devam ediyor ya da Türk iş dünyasına katılarak ekonomiye katkıda bulunuyor.

- Senegallilerin geçim kapısı saatçilik

Türkiye'de bulunan Senegallilerin birçoğu, farklı illerde sokakta saat satışı yaparak geçimini sağlıyor. Çantalarıyla dolaşarak halka saat satan ve "meslek sırrı" diyerek işin içinden nasıl karlı çıkabildiklerini anlatmayan Senegalliler, kazandıkları parayla ülkelerindeki aile ve akrabalarının geçimini sağlıyor, çocuklarının okul masraflarını karşılıyor.

Hatta saat satışı sayesinde ülkelerinde arsa, arazi ve ev satın alan Senegalliler bile var. Senegalliler, ilkbahar, yaz ve sonbaharda saat satıp kışın fabrikalarda çalışıyor.

- "Türkiye'nin diktiği fidanın dalları bütün Afrika'yı sardı"

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun olan Sudanlı Dr. Abdulsemih Ali Osman, ailesiyle İstanbul'da yaşıyor.

Söze, "Sağ olsun Türkiye, teşekkürler Türkiye." diyerek başlayan Ali Osman, Türkiye'nin büyük bir ülke olduğunu vurguladı.

Türkiye ile Afrika'nın tarihi bir ortaklığı bulunduğunu belirten Ali Osman, "Türkiye şu anda Afrika ülkelerinde iyi ve ciddi yatırım yapmaya başlamıştır." dedi.

Batı ülkelerinin Afrika'yı sömürmeye çalıştığını dile getiren Ali Osman, Afrika'nın su kaynakları, maden yatakları, petrol ve uranyum gibi stratejik öneme sahip zenginlikleri bulunduğunun altını çizdi.

Ali Osman, Türkiye'de okuyan Afrikalı öğrencilerin memleketlerinde doktor, mühendis, ekonomist olarak göreve başlayacağını ifade ederek, "Türkiye şu an bir fidan dikmiştir. Bu fidan meyvelerini vermiştir ve bu ağacın dalları tüm ülkelere uzanmıştır. Bu ağaç, o ülkeler arasında birlik, beraberlik ve yatırım meyvelerini bir anda verecektir." diye konuştu.

Afrika ülkelerinin artık sömürgeci Batı'yı ülkelerinde görmek istemediğini söyleyen Ali Osman, Türkiye'nin Batı'dan farklı olarak sömürmek değil, birlik ve beraberlik kurmak için ülkelerine geldiğini belirtti.

Ali Osman, "Türkiye, yardım eli uzatmak istiyor. Türkiye, uygarlık ve medeniyetin kökenidir ve burada kıtalar birleşiyor, burada uygarlıklar bir araya geliyor. Afrikalı bütün Müslüman ülkeler, Türkiye ile yeni ve iyi bağlar kurmak istiyor." ifadelerini kullandı.

Afrika'daki bütün ülkelerin Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine karşı olduğunu vurgulayan Ali Osman, Türkiye'nin demokrasiyi yaşadığını ve yaşattığını, bunun da özellikle Afrika'ya büyük örnek oluşturduğunu kaydetti.

- "Türkiye, Müslümanlar için çok önemli bir ülke"

Türkiye'de üniversitede okuyan Ugandalı Yusuf Moseiv ise akıcı Türkçesiyle "Müslümanlar açısından Türkiye ile Afrika'nın iyi bir ilişki içinde olması sevindirici bir gelişme. Sadece Afrika değil, dünyanın neresine giderseniz gidin Türkiye ile asla kıyaslamam." dedi.

- "Ucuz ve kaliteli eğitimi İstanbul'da buldum"

İşletme yüksek lisansı yapan Etiyopyalı Abdulmannan Şerif de eğitim için neden Londra değil de İstanbul'u tercih ettiği sorusuyla çok sık karşılaştığını belirterek, Türkiye'de eğitim görmüş arkadaşlarının tavsiyesi üzerine ülkeye geldiğini ifade etti.

Etiyopyalı arkadaşlarının, "iklimin sıcaklığı, Türk insanının yabancı öğrencilere karşı misafirperver ve yardımseverliği, eğitimin hem ucuz hem de kaliteli olduğu" yönündeki telkinlerinin tercihini etkilediğini belirten Şerif, "Beklediğimi buldum." diye konuştu.

- "Darbe gecesi canlı yayın yaptık"

Şerif, 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece Türk halkıyla beraber sokaklara döküldüklerini belirterek, şunları kaydetti:

"O gece sokakta birkaç zırhlı araç gördüm. Biz de hemen halkla beraber protestolara katıldık. Etiyopya'dan beni arayıp neler yaşandığını sordular. Telefonla görüntülü iletişim sağlayıp, canlı canlı gelişmeleri aktardık. Bir nevi Etiyopya'ya naklen yayın yaptım. 15 Temmuz'da insanlar sokağa döküldüklerinde biz de oradaydık. Fatih'te, Saraçhane'de, Taksim'de zaman zaman her yerde dolaşıyordum."

- "Biz Afrikalıyız, çocuklarımız ise Türkiyeli"

İş adamı Ali Ferah ise üniversiteyi tamamladıktan sonra Türkiye'de kalarak, dış ticaretle uğraşmaya başladığını anlattı.

Ferah, Afrika ülkelerinin ve halklarının Avrupa ve Çin'den önce Türkiye'nin bölgeye yatırım yapmasını istediklerini belirterek, Türk iş adamlarının bölgede, altyapı ve sanayi alanlarında çok büyük fırsata sahip olduklarını söyledi.

Afrika'da şu sıralar Çin'in eski sömürgeci güçlerin yerine geçtiğini ifade eden Ferah, "Çin şu anda hem iş gücünü hem fabrikasını dışarıdan getirdiği için burada bir bilgi paylaşımı yapmıyor. Dolayısıyla Türk yatırımcılarla kıyaslanamaz. Türk yatırımcılar geldiklerinde daha çok fabrikalarıyla bilgileriyle geliyorlar. Zaten uluslararası yatırımın da önemi bilgi aktarımıdır, tecrübe aktarımıdır. Şimdi bunu yapmadıktan sonra Çin başka bir sömürgeci güçtür." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'de yerleşik hayata geçen çok sayıda Afrikalı bulunduğunu hatırlatan Ferah, en ciddi sorunlarının vatandaşlık alamamak olduğunu vurguladı.

Türkiye'de evlendiğini, çocuklarının burada doğup büyüdüğünü söyleyen Ferah, "Biz Afrikalıyız, çocuklarımız ise Türkiyeli. Devlet 'Sen Cibutilisin.' diyor. Halbuki çocuklar burada doğdu, burada büyüdü, buralı oldu. Onlar da bu kimliği sorgulamaya başlıyor. 'Cibutili olmak nedir?' diye soruyorlar. Yani kendi ülkelerine, babalarının ülkelerine yabancılar. En azından onların Türk vatandaşlığına geçirilmesinin doğru olacağını düşünüyoruz." şeklinde konuştu.

- "Türkiye'de olduğum için mutluyum"

AA ekibi ayrıca, Taksim Tarlabaşı'ndaki bir binanın giriş katında yaşayan Afrikalı göçmenlerin evine misafir oldu. Bu mütevazı dairede Afrika'nın farklı bölgelerinden gelmiş 13 göçmen genç yaşıyor.

Sierra Leone'dan üç ay önce Türkiye'ye gelen İsmail Kamara, Afrika ülkelerinde ciddi eğitim almanın çok zor olduğunu belirterek, en büyük hedefinin Türkiye'de üniversite okumak olduğunu söyledi.

Kamara, hem geçinmek hem de kısa bir zaman önce ülkesinde yaşanan sel felaketinden etkilenen ailesi ve yakınlarına yardımda bulunmak için çalışmak zorunda olduğunu anlatarak, bu nedenlerle eğitimine başlayamadığını ifade etti.

Türkiye'de rahat olduklarını, en azından kalacakları bir ev ve yiyecekleri bulunduğunu dile getiren Kamara, "Burada mutluyum. Şartlar oluşursa Avrupa'ya gitmek istiyorum." dedi.

Tecrübesinin olmadığı bir işte çalıştığı için zorlandığını anlatan Kamara, "Tekstil işinde çalışıyorum. Çok zor bir iş, ellerim ne halde. Ama şikayet etmemem lazım çünkü karnımı doyuruyorum. Sierra Leone'de bulunan aileme yardım ediyorum. Türkiye'nin yoksul ülkeme yardım etmesini istiyorum. Biliyorsunuz sürekli sel oluyor. Zaten yoksul olan insanlarımız daha da perişan hale geliyor. Bu felaketler yüzünden bir sürü insan ölüyor." ifadelerini kullandı.

- "Geleceğimi bu ülkede görüyorum"

Sierra Leoneli Osman Muhammed Soma da Türkiye'ye üniversite eğitimi için geldiğini ancak maddi sorunlar nedeniyle eğitimine devam edemediğini dile getirdi.

Bir fabrikada yarı zamanlı çalışan Soma, umudunu hiç kaybetmediğini, bir gün yeterli parası olursa sosyal bilimlerde eğitim almak istediğini söyledi.

Soma, Türk hükümetinin ülkeye giriş konusunda kendilerine çok hoşgörülü davrandığını ifade ederek, duygularını şöyle aktardı:

"Avrupa ülkeleri gibi değil burası, halk bize iyi davranıyor. Belki iyi işlerde çalışmıyoruz ama burada olduğumuz için elhamdülillah iyiyiz. Eğitimimi tamamlarsam kendime bu ülkede bir gelecek görebiliyorum. Türkiye felaketlerde hep ülkemize yardım ediyor. Ülkemiz bazen ciddi sel felaketleri yaşıyor. Türkiye ilaç, gıda yardımı yapıyor. Bu açıdan Sierra Leone halkı olarak Türkiye'ye karşı her zaman minnet duyuyoruz ve Türk halkını seviyoruz."

Kaynak: AA