Cam Levhalara Boya İle Hayat Veriyor

Balıkesir’in Bandırma ilçesinde cam altı sanatı ile uğraşan Sibel Süreyya Aytekin, 19’uncu yüzyılın başlarında cami ve kilise gibi dini mabetlerde kullanılmaya başlanan ve 20’nci yüzyılda ise büyük gelişme gösteren cam altı boyamasının insan psikolojisinde de bir terapi şekli olarak kullanıldığını ifade etti.

Cam Levhalara Boya İle Hayat Veriyor
İlk sergisini Mardin Valiliği ve Mardin Müze Müdürlüğünün davetlisi olarak "Masalcılar Buluşması" kapsamında açan ve Osmanlı döneminden günümüze miras kalan kaybolmaya yüz tutmuş Türkiye’de çok az sanatçı tarafından yaşatılmaya çalışılan cam altı boyama sanatının Bandırma’daki temsilcisi olan Aytekin, bu sanatın inceliklerini, tarihi geçmişini ve insan psikolojisine olan faydalarını İHA’ya anlattı.

Cam altı sanatının cam levhaların arka yüzeyine toz boya, sulu boya ve guaj ya da akrilik boyalarla çalışılan bir resim tekniği olduğunu ifade eden Sibel Süreyya Aytekin, "Cam altı resim sanatı, Türk halk resminin önemli bir dalını oluşturuyor. Ülkemizde 19. yüzyıl ile 20. yüzyıl başlarında büyük bir gelişme gösteren bu sanat, işlediği konular bakımından genellikle dinsel kökenli oldukları için halk tarafından büyük ilgiyle karşılanmış. Bu resimlerin insanı nazara, hastalıklara, türlü afetlere karşı koruyucu bir güce sahip olduklarına ve bulundukları yerel bereket, bolluk getireceklerine inanılıyordu. Bu anlamda cam altı resimleri, taş baskı duvar resimleri gibi başta evler olmak üzere cami, tekke, türbe ve kilise gibi dini mekanların, kahvehanelerin duvarlarına asılıyordu" dedi.



Nefes kontrolü ile ruha ve bedene terapi etkisi yapıyor

Cam altı sanatına çini ile başladığını ifade eden Aytekin, "Cam altı tamamen bambaşka bir şey. İnsan zihni, bedeni ve ruhu için gelişme sağlıyor. Şu an günümüzde çok temsilcisi kalmadığı için yaşatmak için elimizden geleni yapıyoruz. Usta-çırak ilişkisi ile yürüyor. Çok fazla ustası kalmadı. Bizim burada verdiğimiz eğitimler de tamamen ruhani eğitimler. Psikolojik olarak etki yapıyor. Cam yüzeyine kontür dediğimiz bir madde ile çerçeve çiziyoruz. Yani resmi belirginleştiriyoruz. Orada nefes kontrolü olmak zorunda. Bu sanatı yaparken ne kadar yavaş nefes alıp verirsek, ruhen, bedenen ve zihnen çok daha farklı rahatlamalar sağlıyoruz. Her şeyimizi yavaşlatıyoruz. Ne kadar yavaşlatırsak günlük hayatta da o kadar çözüm odaklı işler yapabiliyoruz" dedi.



21 gün kuruyor, desen oluşturmak aylar sürüyor

Her sanat dalı gibi cam altı sanatının da biraz pahalı olduğunu ifade eden Aytekin, cam altı sanatını icra ederken genelde ney ezgileri dinlediğini ve bu şekilde ruhen de bir ferahlama yaşadığını belirtti.

Aytekin sözlerini şöyle tamamladı:

"Fazla emek isteyen bir sanat. Bir eserin kuruması için en az 21 gün beklemek zorundayız. Her yaptığımız boyayı 21 gün bekletiyoruz. Desen oluşturmak da çok uzun sürüyor. Günlerce, aylarca bir desen üzerinde uğraşmak zorunda kalabiliyorsunuz"
Kaynak: İHA