'Siyonizm, Eski Ahit İle Teolojik Boyut Kazandı'

Mardin Artuklu Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasanoğlu: 'Siyonizmin 'Eski Ahit' ile sağladığı teolojik farklılık onu diğer ideolojilerden ayıran en önemli özelliğidir. Siyonizmin barındırdığı teolojik özellik, Eski Ahit'teki 'Mesih', 'Seçilmişlik Olgusu', 'Ahit ve Vaat Edilmiş Topraklar' gibi bazı akaidleri temel alarak şekillendirmiş ve ideolojiye teolojik boyut kazandırmıştır'

Mardin Artuklu Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Eldar Hasanoğlu, Siyonizmi diğer ideolojilerden ayıran en önemli özelliğin ''Eski Ahit'' ile sağladığı teolojik farklılık olduğunu belirterek, ''Siyonizmin barındırdığı teolojik özellik, Eski Ahit'teki 'Mesih', 'Seçilmişlik Olgusu', 'Ahit ve Vaat Edilmiş Topraklar' gibi bazı akaidleri temel alarak şekillendirmiş ve ideolojiye teolojik boyut kazandırmıştır.'' dedi.

Hasanoğlu, Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi'nin (ESAM) düzenlediği cumartesi seminerleri kapsamında ''İsrail ve Siyonizm'' konulu sempozyumda yaptığı konuşmada, Yahudilerin bir devlet kurma hedefi ile Filistin'e dönmelerini savunan ulusal bağımsızlık hareketi olan Siyonizm'in ilk defa 1891 yılında dillendirildiğini söyledi.

''Siyonizm'' sözcüğünün Avrupa'da 19. yüzyılın sonlarına doğru sekülerleşme, özgürleşme ve asimilasyon ile tanışan Yahudiler arasında ortaya çıktığını ve etkili bir şekilde tüm coğrafyaya yayıldığını aktaran Hasanoğlu, ''Bu kavram, Kudüs’e hakim bir mevkide bulunan ve kutsal kitap zamanından bu yana İsrail ülkesini tanımlayan Siyon Dağı’na göndermede bulunarak ilk kez 1891’de Selbstemancipation gazetesi redaktörü Nathan Birnbaum tarafından bir makalede Almanca olarak ifade edilmiştir. Bir yıl kadar sonra ise bu terimin hedefi hakkında şu şekilde bir açıklama yapılmıştır: 'Musevileri Filistin’e yerleştirmek amacı güden ve üyelerinin Yahudilerden oluştuğu ulusal siyasi bir partinin kurulması.'' diye konuştu.

Siyonizm'in ortaya çıktığı dönemde yaşanan farklı gelişmeler ve akımlardan etkilendiğini belirten Eldar Hasanoğlu, Yahudilere tanınan haklar sayesinde yaşanan ''özgürleşme'', ''Simülasyon'' ve ''antisemitizm'' gibi kavramların Siyonizm’i büyük ölçüde etkilediğine dikkati çekti.

Hasanoğlu, Siyonizm'in ortaya çıkışından olgunlaşma dönemine kadar geçen süre zarfında birçok evrimden geçtiğine değinerek, şöyle devam etti:

''Siyonizm, öncülerinin birikimi ve dünya görüşüyle direkt ilişkili olarak bazen siyasi bir ideoloji bazen dini bir amaç bazen de kültürel bir olgu gibi farklı şekillerde tezahür etmiş, bununla bağlantılı olarak değişik algıları muhatap almıştır. Bunlara uygun olarak Siyasal Siyonizm, Kültürel Siyonizm gibi akımlar ortaya çıkmıştır. Siyonizmin 'Eski Ahit' ile sağladığı teolojik farklılık onu diğer ideolojilerden ayıran en önemli özelliğidir. Siyonizmin barındırdığı teolojik özellik, Eski Ahit'teki 'Mesih', 'Seçilmişlik Olgusu', 'Ahit ve Vaat Edilmiş Topraklar' gibi bazı akaidleri temel alarak şekillendirmiş ve ideolojiye teolojik boyut kazandırmıştır.''

- ''Siyonizm hareketinin en önemli ismi Theodor Herzl''

Siyonizm hareketinin oluşmasında ve hedefine ulaşmasında birçok kişinin çabasının olduğundan bahseden Hasanoğlu, bu kişilerin Yahudi toplumunun farklı kesimlerinden bir araya geldiklerini ve aynı hedef üzerinde birleştiklerini anlattı.

Doç. Dr. Hasanoğlu, ideologların Filistin’de bir Yahudi devleti kurulması amacıyla farklı yöntemlerle çalıştıklarını vurgulayarak ''Yahudilerin bir ulus olduklarını unutmamalarının ve kenetlenmelerinin altını çizmişlerdir. Buna ek olarak ideologların farklı bakış açıları, Siyonizmin kendi içinde çeşitlenmesine neden olmuştur.'' dedi.

Siyonizm hareketinin en önemli isminin Theodor Herzl olduğunun altını çizen Hasanoğlu, şunları kaydetti:

''Herzl, öncülerinin hazırlamış olduğu temel üzerine farklı bir bakış açısı ile Siyasal Siyonizmi yerleştirmiştir. Herzl, yazdığı eserlerle Musevi cemaatlerin farkındalığını arttırmış ve bir eylem planı oluşturmuştur. Kendisi bir gazeteci olan ve belki de bu yüzden bürokrasinin gücünü çok iyi bilen Herzl, Yahudi devletinin kurulabilmesi için öncelikle ileri gelen devletlerin onayının olduğu bir bölgenin elde edilmesinin önemine vurgu yapmıştır. 1897’de Basel Kongresi'ni düzenlemiş ve Yahudi Ulusal Fonu'nun kurulmasına ön ayak olmuştur. Jehuda Alkalay, Zvi Hirsh Kalischer, 19. yüzyılın başlarından itibaren bazı Yahudi din adamlarının dile getirdiği fikirleri pratiğe döken Herzl, bu ideolojiye bir eylem planı kazandırarak, somut sonuçlar elde etmeyi başarmıştır. Bu eylem planı onun vefatından sonra da devam ettirilmiş ve Siyonizm 1948 yılında bağımsız İsrail Devleti'nin kurulması ile hedefine ulaşmıştır.''
Kaynak: AA