'Onu Cennetten Bir Hediye Olarak Görüyorum'

Erzurum'da, serebral palsi hastalığı nedeniyle yürüyemeyen, ellerini kullanmakta zorlanan ve konuşmakta güçlük çeken İbrahim Taştekin, bütün engellerine rağmen azmi, başarısı ve mücadelesiyle hayata sıkı sıkı tutunuyor Anne Taştekin: 'Bizim canımız sıkılır, moralimiz bozulur, üzgün dururuz ama o hep güler yüzlü. Hayata hep pozitif bakan, sürekli bir şeylerle uğraşmak isteyen ve çalışmak isteyen bir insan' 'O akülü arabasını sürerken ben yanında gittiğim zaman bile çok mutlu oluyorum. Yolda gittiğimiz zaman bazen 'Anne keşke ben de yürüyebilseydim, top oynayabilseydim' diyor. 'Biz özeliz, sen toplum içerisinde özelsin, Allah seni böyle yaratmış. Ne güzel ki Allah seni bize vermiş' diyorum. Onu cennetten bir hediye olarak görüyorum' Palandöken Gençlik Merkezi Müdürü Gözütok: 'Taştekin'in gülmesi her şeye yetiyor, hayat dolu bir insan. Engelleri kaldırıyor, inşallah üniversiteyi de kazanacak'

MUHAMMET MUTAF - Erzurum'da, serebral palsi hastalığı yüzünden diz kapaklarının açılmaması sebebiyle yürüyemeyen, ellerini kullanmakta zorlanan ve konuşmakta güçlük çeken İbrahim Taştekin, bütün engellerine rağmen azmi, başarısı ve mücadelesiyle hayata sıkı sıkı tutunuyor.

Kentte serebral palsi hastalığı sebebiyle vücudu tamamen kasıldığı için hareket etmekte zorlanan 9. sınıf öğrencisi 18 yaşındaki İbrahim Taştekin, kuru yiyecekler hariç yemek yiyemiyor, sulu gıdalar içemiyor, elbiselerini giyinip çıkaramıyor ve kişisel ihtiyaçlarını gideremiyor.

Annesi başta olmak üzere ailesinin yardımıyla ihtiyaçlarını gideren Taştekin, evlerinin balkonuna yaptırılan özel asansörle evinden çıkarak okuluna, eğitim aldığı rehabilitasyon merkezine ve gençlik merkezine gidiyor.

Ellerini kullanmakta ve konuşmakta güçlük çeken Taştekin, azmi, isteği ve başarısıyla rehabilitasyon merkezinde ahşap ve süs boyaması ile kum sanatı, gençlik merkezinde bilgisayarda photoshop dersi ve matematik dersi alarak hem engellerini ortadan kaldırmaya çalışıyor hem de bu durumuna rağmen ailesinin ve çevresinin neşe kaynağı oluyor.

Hastalığı sebebiyle açılmayan diz kapaklarına demir takılan, ilk ameliyatından sonra vücudu 45 gün göğüs altından alçıda kalan, İstanbul’da beyin hücrelerini geliştiren özel iğneler getiren doktordan tedavi alan Taştekin’in, tüm müdahalelere rağmen sağlık durumunda olumlu gelişme olmadı.

- "Kendi ayaklarım üzerinde durayım istiyor"

Anne Havva Taştekin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, anne karnında beyin damarları susuz kaldığı için doğuştan engelli olan oğlunun doğumunun ardından serebrel palsi ile yaşadığını söyledi.

Oğlunun bu haliyle bile neşe kaynağı olduğunu anlatan Taştekin, "Bizim canımız sıkılır, moralimiz bozulur, üzgün dururuz ama o hep güler yüzlü. Hayata hep pozitif bakan, sürekli bir şeylerle uğraşmak isteyen ve çalışmak isteyen bir insan." ifadelerini kullandı.

Taştekin, oğlunun ayaklarının tam düz olmadığı için yürüyemediğini belirterek şunları dile getirdi:

"Bu yüzden akülü tekerlekli araba kullanıyoruz. Oğlumun vücudu kasıldığı için ellerini de kullanamaması sebebiyle yemek yemesinde sıkıntı oluyor. Sulu gıdalarını yiyemiyor, kıyafetlerini giyinemiyor, kişisel bakımını yapamıyor. Bunların hepsini ben yapıyorum. Çeşitli protezler kullandık, ameliyatlar yaptırdık ama hiçbir sonuç almadık. Şu an rehabilitasyon merkezine gidiyor, orada çeşitli aktiviteler yapıyorlar, sürekli toplum içine giriyor, çok sosyal bir insan, her şeye atılmak istiyor, her şeyi öğrenmek istiyor. Kapalı bir yerde durmak, evde durmak, bağımlı olmayı sevmiyor. Sürekli ben kendi ayaklarım üzerinde durayım istiyor."

- "Çocukları engellemesinler"

Oğluyla ilgilenirken zevk aldığını söyleyen anne Taştekin, onunla yaşamanın çok güzel olduğunu ve çok mutlu olduklarını belirtti.

Taştekin, oğlunun okuldan geldikten sonra ders çalıştığını, kitap okuduğunu, bilgisayarla zaman geçirdiğini ve bazı günlerde kursa gittiğini kaydederek "Dolu dolu yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Emsallerine göre birçok şey yapabiliyor." dedi.

Engelli ailelerine seslenen Taştekin, şöyle konuştu:

"Hiçbir şekilde çocuklarını kısıtlamasınlar. Ne şekilde olurlarsa olsunlar her birinin yapabildiği mutlaka bir şeyler var. Böyle olmalarına rağmen kesinlikle evde oturtmasınlar, aktivitelere götürülsünler. Oğlum rehabilitasyon merkezine gidiyor. Bir şeylerle uğraşmaları kendileri için de çok güzel, kafalarını dağıtıyorlar, sosyal ortamlara giriyorlar. Engelli deyip oturtmak değil, çaba göstermek şart. Bu çocukların daha çok gelişime ihtiyacı var."

Taştekin, oğlunun her ortamda sevildiğini belirterek oğlunun kendilerine nasıl hayata bağlanılması ve nasıl mücadele edilmesi gerektiğini öğrettiğini söyledi.

Havva Taştekin, "O akülü arabasını sürerken ben yanında gittiğim zaman bile çok mutlu oluyorum. Yolda gittiğimiz zaman bazen 'Anne keşke ben de yürüyebilseydim, top oynayabilseydim' diyor. 'Biz özeliz, sen toplum içerisinde özelsin, Allah seni böyle yaratmış. Ne güzel ki Allah seni bize vermiş' diyorum. Onu cennetten bir hediye olarak görüyorum." diyerek sözlerini tamamladı.

- "İbrahim'in gülmesi her şeye yetiyor"

Palandöken Gençlik Merkezi Müdürü Mehmet Gözütok da İbrahim Taştekin'in bir gün gençlik merkezine gelip photoshop çalışmak istediğini söylediğini anlatarak buna şaşırıp 'yapabilir mi' diye tereddüt ettiklerini söyledi.

İbrahim Taştekin'in photoshop'ta ciddi ilerleme sağladığını belirten Gözütok, şunları aktardı:

"Matematik de çalışan İbrahim Taştekin okulundan bu merkeze kendi imkanlarıyla geliyor, akşamları da biz engelli servisimizle evine bırakıyoruz. Yaklaşık 3 aydır buradaki çalışmalara devam ediyor. Taştekin, potoshop'ta çok iyi ve ilerliyor. Taştekin'in gülmesi her şeye yetiyor, hayat dolu bir insan. Engelleri kaldırıyor, inşallah üniversiteyi de kazanacak."

Kaynak: AA