Tuzla'daki Kimyasal Atık Konusuna İKMİB'den Açıklama

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Akyüz: 'Tuzla'da atık su hattına deşarj edilen 'trikloretilen' ve 'tetrakloretilen' isimli maddeler, Avrupa Birliğinde yürürlükte olan REACH ve CLP yönetmelikleri kapsamında zararlı kimyasallar olarak sınıflandırılıyor' 'Kimyasalların kaydı ve denetim altında tutulması, tüm dünyada oldukça önem verilen bir konu. Başta Avrupa olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde kimyasalların artık birer pasaportu olmaya başladı' 'Türkiye'de yürürlüğe giren KKDİK yönetmeliğiyle tüm kimyasallar sınıflandırılacak ithalat ve üretim kayıt altına alınacak'

İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamülleri İhracatçıları Birliği (İKMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Akyüz, "Tuzla'da atık su hattına deşarj edilen 'trikloretilen' ve 'tetrakloretilen' isimli maddeler, Avrupa Birliğinde yürürlükte olan REACH ve CLP yönetmelikleri kapsamında zararlı kimyasallar olarak sınıflandırılıyor." ifadelerini kullandı.

Akyüz yaptığı yazılı açıklama ile Tuzla'da bazı mahalleleri etkileyen kimyasal atıktan yayılan kokuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Zararlı kimyasalların kayıt altına alınması gerektiğini belirten Akyüz, kimyasal atıkların insan sağlığı ve çevre için tehdit edici olabildiğine dikkati çekti.

Türkiye'de bunun son örneğinin Tuzla'da gerçekleşen tehlikeli kimyasal deşarjı olduğunu anımsatan Akyüz, şunları kaydetti:

"Kimyasalların kaydı ve denetim altında tutulması, tüm dünyada oldukça önem verilen bir konu. Başta Avrupa olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde kimyasalların artık birer pasaportu olmaya başladı. Tüm dünyaya paralel olarak Türkiye'de de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanarak 23 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe giren 'Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni ve Kısıtlaması Hakkında Yönetmelik (KKDİK)' ile kimyasalların takibi ve zararlı etkilerinin en aza indirilmesi hususunda büyük bir adım atılmış oldu. Medyada, sıklıkla insan ve çevre sağlığını tehdit eden kimyasallarla ilgili olaylara dair haberlere rastlamak mümkün. Bu olaylardan biri geçtiğimiz günlerde İstanbul'da yaşandı. Türkiye'de artık bu gibi olayların yaşanmasının en aza indirgenmesi gerek."

Akyüz, tüm dünyada kimya sektörünün artık kimyasalların kayıt altında tutulması ve yönetimi konusunda tecrübeli olduğunu bildirerek, Türkiye'de de bunun için geliştirilen mevzuatlarla, önlemler arttırıldığını kaydetti.

Tuzla'da atık su hattına deşarj edilen "trikloretilen" ve "tetrakloretilen" isimli maddelerin, Avrupa Birliğinde yürürlükte olan REACH ve CLP yönetmelikleri kapsamında zararlı kimyasallar olarak sınıflandırıldığı bilgisini vererek, şu ifadeleri kullandı:

"AB’deki yetkili otorite olan Avrupa Kimyasallar Ajansı’nın kimyasal bilgi envanterinde, bu kimyasalların insanlarda kansere sebep olabileceğine, cilt hasarına, ciddi göz hasarına, baş dönmesi ve baygınlığa yol açabileceği belirtiliyor. Trikloroetilenin aynı zamanda genetik bozukluklara sebep olabileceğinden şüpheleniliyor. Çevresel anlamda ise her iki maddenin de sucul yaşama uzun süreli zararlı etkileri mevcut. Bahsi geçen kimyasalların, kimya sanayiinde yapıştırıcı ve endüstriyel solvent olarak kullanıldığı biliniyor.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye'de yürürlüğe giren KKDİK yönetmeliğiyle ise tüm kimyasallar sınıflandırılacak ithalat ve üretim kayıt altına alınacak. Bazı zararlı kimyasallar ise kısıtlanacak ya da tamamen yasaklanacak. Böylelikle, bu tür kimyasalları üreten, ithal eden ve kullananlar, kısacası tedarik zincirindeki tüm aktörler sıkı takip altında olacak ve kamu sağlığı ile çevren daha etkili bir biçimde korunacak."
Kaynak: AA