Kara Kuvvetleri 'Mahrem İmamları' Hakim Karşısında

FETÖ'nün Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki 'mahrem yapılanmasına' ilişkin aralarında askerlerin de bulunduğu 71 sanığın yargılanmasına başlandı İddianamede, 4 sanığın 'silahlı terör örgütü yöneticiliği' suçundan 22,5 yıla kadar, 66 sanığın ise 'silahlı terör örgütüne üye olma' suçundan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor İddianamede, FETÖ'nün Kara Kuvvetler Komutanlığı mahrem hizmetler biriminde, Vehbi kod adıyla, 'Belge Enformasyon Yöneticisi” konumunda görev yaptığı belirtilen sanık Vasfi Aktaş ve eşinin 2010 KPSS sorularının sızdırılması soruşturulması kapsamında şüpheliler arasında yer aldığı belirlendi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki mahrem yapılanmasına ilişkin aralarında askerlerin de bulunduğu 71 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması başladı.

Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumlarındaki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Sanıkların kimlik tespitinin ardından iddianamenin özetinin okunmasıyla duruşmaya sanık Alpay Erdem'in savunmasıyla devam edildi.

İddianamede, FETÖ'nün Kara Kuvvetleri Komutanlığı mahrem hizmetler biriminde "Alper" kod adıyla "müdür yardımcısı" konumunda görev yaptığı belirtilen Erdem, üzerine atılı suçları kabul etmediğini belirterek, savunmasına gözaltına alınma sürecini ve bu süreçte yaşadığı süreci anlatarak başladı.

Gözaltında tutulduğu sürede işkenceye maruz kaldığını iddia eden Erdem, yaşadığı kötü muamele nedeniyle ilk ifadesinde verdiği bazı isimlerin ve bilgilerin gerçeği yansıtmadığını öne sürdü.

Erdem, eğitim hayatı boyunca devlet okullarında gittiğini belirterek, "Üniversiteye hazırlık amacı ile Tümay dershanesine gittim. Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünü burslu ve dereceyle kazandım. Üniversiteyi, 1999 yılında bitirdim. 2000-2002 yılları arasında TÜBİTAK İLTAREN de yazılım mühendisi olarak çeşitli projelerde çalıştım. 2013 yılınandan bu zaman kadar HAVELSAN'da çalıştım." diye konuştu.

İddianamede yer alan Tokyo, Polonya, Pakistan ve ABD seyahatlerinin iş gereği olduğunu belirten Erdem, "Alper" diye bir kod ismi kullanmadığını savundu.

- "2016 yılında ByLock kullandığım gerekçesiyle kovuldum"

İddianamede, FETÖ'nün Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın mahrem hizmetler biriminde "Veri Toplamakla Görevli Müdür Yardımcısı” olarak görev yaptığı belirtilen sanık Mevlüt Avşar, üzerine atılı suçların hiçbirini kabul etmediğini belirterek, emniyetteki sorgusunda işkence altında ifade verdiğini söyledi.

Üniversiteye hazırlama aşamasında Safranbolu’da başka seçeneği olmadığı için cemaatin evinde kaldığını ifade eden Avşar, "Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesini kazandım. Burada da ilk yıl cemaat evinde kaldım. 1998-2002 yılllarında cemaat evlerinde kaldım. Sonrasında bu cemaatle bir bağım yoktur. Mezun olduktan sonra çeşitli basın yayın kurumlarında ve 2 yıl Aktif Haber isimli bir sitede çalıştım. Basın Yayın Enformasyon kurumuna geçtim ve burada da çeşitli birimlerde çalıştım. Son olarak 2013 yılında Tarım Ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumuna girdim. Buradan da Haziran 2016 yılında ByLock kullandığım gerekçesiyle kovuldum." diye konuştu.

İddianamede, kendisine FETÖ'nün tepe yöneticilerinden Osman Hilmi Özdil'le telefon irtibatının olduğuna dair ithamda bulunulduğunu öne süren Avşar, "Bu kişiyi kesinlikle tanımıyorum, irtibatım yoktur." dedi.

Sanık Ahmet Demirci de üzerine atılı suçları kabul etmediğini belirterek, 12 yıl boyunca söz konusu cemaate ait okullarda öğretmen olarak çalıştığını söyledi.

Demirci, 2011 yılından sonra bu örgütle hiçbir bağlantısının olmadığını ifade ederek, 15 Temmuz 2016 tarihine kadar bu cemaatin terör örgütü olduğuna dair hiçbir yargı kararının olmadığını, bu nedenle bu yapının içinde çalıştığını ileri sürdü.

Demirci, 2011 yılından itibaren bu örgüte bağlı hiçbir kurumda çalışmadığını ve faaliyet göstermediğini belirterek, "İddianamede, Bank Asya'da hesabım bulunduğu ve talimat üzerine yüklü para transferi yaptığım iddia edildi. Benim Bank Asya'da hesabım vardı. Ancak talimatla bu bankaya para yatırmadım. Sadece banka hesabı üzerinden abimden 30 bin lira borç almıştım, onun transferi kaydı görünebilir. Bu parayı da 2 saat sonra çektim zaten" ifadesini kullandı.

Cemaate ait dersanelerde çalıştığı süre boyunca eğitim faaliyeti dışında kurban yardımı toplama ve gazete aboneliği gibi hiçbir çalışmaya katılmadığını iddia ederek, sadece 8 aylık bir süre Aktif Eğitim-Sen sendikasına üye olduğunu anlattı.

- "Çocukları bırakacak bir yerimiz olmadığı için ikinci sınava girmedik"

İddianamede, FETÖ'nün Kara Kuvvetler Komutanlığı mahrem hizmetler biriminde, Vehbi kod adıyla, "Belge Enformasyon Yöneticisi" konumunda görev yaptığı belirtilen sanık Vasfi Aktaş, üniversiteyi Bursa'da Uludağ Üniversitesi Fizik bölümünde okuduğunu ve okula ailesinin evinden gidip geldiğini söyledi.

Herhangi bir dernek, vakıf, sendika gibi oluşumlara üyeliğinin bulunmadığını öne süren Aktaş, iddianamede belirtildiği üzere hiçbir şekilde kod isim kullanmadığını ve FETÖ üyesi olmadığını savundu.

Savunmasının ardından Mahkeme Başkanı Bahtiyar Çolak, sanığa, kendisinin ve eşinin 2009 ve 2010 KPSS sınavlarında Eğitim Bilimleri alanında yaptığı netleri sorması üzerine Aktaş, "2009 yılında yapılan KPSS sınavında eşim ve ben eğitim bilimlerinde 92 net yaptık. Ama eşimle netlerimiz aynı olması, doğru cevapların aynı olduğunu anlamına gelmez. Eşim yeni doğum yaptığı ve evde olduğu süreçte sıkı çalıştığı için 2010 yılında da 119 net yaptı. Tekrar edilen ikinci sınava da çocukları bırakacak bir yerimiz olmadığı için giremedik." savunmasını yaptı.

Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.

- İddianameden

İddianamede, sanıklardan Hasan Demir, Kutluhan Yılmaz, Ahmet Sakınan ve Süleyman Bahçeci'nin, "silahlı terör örgütü yöneticiliği” suçundan 22,5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması, 66 sanığın ise “"silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 15 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.​

İddianamede şüpheli olarak yer almasına rağmen soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanarak bildiklerini adli makamlarla paylaşan M.S.K. hakkında ise cezalandırmaya yer olmadığına karar verilmesi talep ediliyor.
Kaynak: AA