'Ümmetin Kırmızı Çizgisi Kudüs Paneli'

Bursa’nın Mustafakemalpaşa Belediyesi tarafından düzenlenen “Ümmetin Kırmızı Çizgisi Kudüs Paneli”nde Birleşmiş Milletler tarafından alınan kararın Türkiye’nin haklılığını bir kez daha gösterdiğine işaret edildi.

'Ümmetin Kırmızı Çizgisi Kudüs Paneli'
Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinin iştirakiyle düzenlenen paneleKaymakamı Mustafa Masatlı, Belediye Başkanı Sadi Kurtulan, STK temsilcileri ve vatandaşlar katıldı.

Masatlı, ABD yönetiminin Kudüs’ün İsrail’in başkenti olmasına yönelik kararının son derece yanlış olduğunu, Müslümanların vicdanını yaraladığını belirtti.

Kurtulan da, Kudüs ve Mescid-i Aksâ meselesinin vicdanları sızlatan bir husus olduğunun altını çizerek, icra edilen panelle halkın daha hassas bir yaklaşıma sahip olmalarını istediklerini ve bu konuda başta idareciler olmak üzere herkese görev düştüğünü ifade etti.

Paneli yöneten Yrd. Doç. Dr. Süleyman Sayar, günümüz küresel gücü temsil eden Batı’nın ve daha özelde ABD’nin yeryüzünde adaletsizliği ve zulmü yaygınlaştırdığını, bilhassa İslam dünyasını kaosa sürüklediğini vurgulayarak, “Müslümanlar, adaletsiz yeni dünya düzeninin mağdurları durumundadır. Kudüs’le ilgili ABD’nin aldığı karar İsrail’i koruma ve Müslümanları ise infiale sevk etme maksadını taşımaktadır. Şayet Müslümanlar kenetlenirse bütün şer tuzakları bozabilirler. Bu yüzden Kudüs davasına sahip çıkmalı, Kudüs’ü konuşmalı, Kudüs’e seyahat etmeli, Kudüs için faaliyette bulunmalı ve asla umutsuz olmamalıyız” dedi.

Prof. Dr. Ahmet Güç de, “Kudüs ümmetin imtihanıdır ve bir namus meselesidir. Mesih beklentisi hem Hıristiyanlar hem de Yahudiler için söz konusudur” diye konuştu.

Panelin son konuşmacısı Prof. Dr. Mefail Hızlı ise, kutsal bir emanet olan Kudüs ve Mescid-i Aksâ’nın Hazreti Ömer tarafından fethedilmesiyle huzur ve barışın şehri haline geldiğini, ancak bu ortamın 1099’da Haçlı ordularınca çok büyük katliamlarla yok edildiğini, onların bu zulümlerine Salahaddin-i Eyyubî’nin son verdiğini anlattı. Hızlı, 1516’da Osmanlılara geçen bu topraklarda dört asır boyunca çok ciddi imar faaliyetlerinde bulunulduğunu ve nihayet 1. Cihan Savaşı sonrasında bir yıkıma sahne olmaması için 1917’de Kudüs’ün İngilizlere bırakılmak zorunda kalındığını anlattı.
Kaynak: İHA