Etimesgut Zırhlı Birlikler Okul Ve Eğitim Tümen Komutanlığı Darbe Davası

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Etimesgut Zırhlı Birlikler Okul ve Eğitim Tümen Komutanlığı personelinin katıldığı eylemlere ilişkin 42'si tutuklu 52 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Etimesgut Zırhlı Birlikler Okul ve Eğitim Tümen Komutanlığı personelinin katıldığı eylemlere ilişkin 42'si tutuklu 52 kişinin yargılandığı davaya sanık savunmalarıyla devam edildi.

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi Kampüsü'nde görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, avukatları ile bazı müştekiler katıldı. Duruşmanın öğleden önceki bölümünde, olay tarihinde kursiyer teğmen olan tutuklu sanıklar Harun Erken ve Harun Uğur savunmalarını yaptı.

Duruşmada, olay tarihinde kursiyer teğmen olan ve iddianamede yer alan sanıklardan Özkan Gürkol'un emriyle önce destek bölüğü garajında, ardından da cephanelikte darbeye teşebbüs eyleminin gerçekleşmesi için hazır bulunduğu, eylemin başarısız olacağını anlaması üzerine teknik kurul binasında teslim olduğu kaydedilen Erken'in savunması alındı.

FETÖ ile hiçbir ilgisi olmadığını, darbe girişimine katılmadığını, kanunsuz emir alıp vermediğini öne süren Erken, 15 Temmuz'da, ertesi gün atış yapılacağının kendilerine bildirildiğini ve Bölük Astsubayı Levent Karakuş'un atış için beylik tabancaları kursiyerlere zimmetlediğini anlattı.

Günlük rutin faaliyetlerinin ardından gece okuldaki odasında uyurken, saat 23.30 sıralarında kursiyer arkadaşlarının gelerek içtima olduğunu söylediklerini, bunun şaka olduğunu sandığını, arkadaşlarının ise "WhatsApp grubuna bakmadın mı?" diye sorduklarını ifade eden Erken, içtimaya gidince, sanıklardan bölük komutanı Osman Gürkol'un gelerek terör saldırısı olduğunu söylediğini bildirdi.

Erken, iki gruba ayrıldıklarını, Gürkol'un emriyle kendisinin bulunduğu grubun garajlar bölgesine, kalanların bölük binasına gittiğini, garajlar bölgesinden de cephanelik bölgesine geçtiklerini ifade ederek, şöyle savunma yaptı:

"Vardığımızda arka arkaya sıralanmış tanklar bölük nizamiyesinden çıkıyordu. 5-10 dakika sonra bir zırhlı personel taşıyıcı (ZPT) cephanelik nizamiyesinden çıkarken ateş sesi geldi. Gürkol, 'Emirsiz, hiçbir araç bir yere gitmeyecek' dedi. Bir ZPT giderken Gürkol durdurdu, ZPT'deki kişiyle tartıştı. O sıralarda kursiyerlerden biri Başbakan Binali Yıldırım'ın, 'askerin içinde bir grubun kalkışma yaptığını', Orgeneral Ümit Dündar'ın ise 'Dışarı çıkanlar birliğine geri dönsün' dediğini bildirdi. Osman Gürkol ve Sinan Ünal'a neler olduğunu sorduk. Onlar da anlamadıklarını söylediler."

Erken, ilerleyen süreçte Gürkol'un emriyle bölük binasına gittiklerini, Levent Karakuş'un okul komutanının kursiyerleri çağırdığını söylediğini ifade etti.

Burada beylik tabancaların toplandığını, sabah gözaltına alındığını kaydeden Erken, soru üzerine önceki günlerde darbe yapılacağına ilişkin söylenti duymadığını belirterek tahliye talebinde bulundu.

- Sanık Harun Uğur'un savunması

İddianamede, "darbeci rütbeliler özellikle Tümen Karargah binasında darbeye teşebbüs eylemi gerçekleştirirken onların silahlı korumalığını yaptığı, darbeye karşı duran personeli engellemeye çalıştığı ve bu sırada çok sert tavır ve davranışlar içerisinde olduğu" bildirilen, olay tarihinde kursiyer teğmen olan Harun Uğur da savunmasında suçlamaları reddetti.

Uğur, 16 Temmuz'da tabanca atışı olacağından beylik tabancaların dağıtıldığını, akşam birlikten eve gittiğini, ilerleyen saatlerde WhatsApp grubundan mesaj geldiğini anlattı.

Gürkol'un ses kaydı bulunan mesajda "Herkes silahlarını alsın, acil birliğe gelsin" denildiğini, bunun altında da terör saldırısı olduğuna yönelik mesajlar bulunduğunu ileri süren Uğur, bunun üzerine birliğe gittiğini savundu.

Burada askeri üniformasını giymesinin istendiğini kaydeden Uğur, gittiği bölük binası önünde Gürkol'un "Genelkurmay Başkanlığına ve Jandarma Genel komutanlığına terör saldırısı var. Şehitler var. Yardıma gitmemiz gerekiyor." dediğini anlattı.

Kursiyer teğmen ve astsubayların iki gruba ayrıldığını, bu sırada Gürkol'un, "Sen benimle gel" dediğini savunan Uğur, "Burada benim seçilmem tamamen şans eseridir." dedi.

Cephaneliğin güvenliğini almalarının emredildiğini aktaran Uğur, bazı emirler üzerine kışladan çıkan 6 tankın nereye gittiğini erlerden öğrenerek, komutanlara bildirdiğini kaydetti.

Uğur, teğmenlerden birinin cep telefonundan kalkışmaya ilişkin haberleri okuduğunu, bunun üzerine cep telefonundan internete girdiğini, Orgeneral Dündar'ın birliklerin kışla dışına çıkmaması yönündeki sözlerini okuduğunu anlatarak, bunu görünce şok olduğunu iddia etti.

Sanık Uğur, "FETÖ üyeliğini kabul etmiyorum. Bu darbe planının düşünce ve harekat aşamasında yer almadım. Terör saldırısı alarmı üzerine emri uygulamaktan başka şey yapmadım." diye konuştu.

Soru üzerine Uğur, o gece hücum yeleği giydiğini ancak kompozit başlık kullanmadığını, önceki günlerde de darbede bulunulacağı yönünde duyum almadığını söyledi.

- WhatsApp grubundaki mesaj

Başbakanlık vekili Sevgi Çevik Aslan'ın, o gece babası ve nişanlısıyla birçok telefon görüşmesi yaptığına dikkati çekerek, bu sırada telefonundan kursiyer teğmenlerin WhatsApp grubuna bakıp bakmadığını sorması üzerine Uğur, telefonunun şarjının az olduğunu ve WhatsApp'a bakmadığını anlattı.

Avukatın, "Saat 23.04'te bir arkadaşınız grupta Başbakan'ın kalkışma sözlerine ilişkin haberlerden bahsediyor" demesinin ardından Uğur, "Kimse herhangi bir şey söylemedi. Ben de bakmadım WhatsApp grubuna." ifadesini kullandı.

Sanık Uğur da tahliye talebinde bulundu.

Duruşmaya öğle arası verildi.
Kaynak: AA