'Öleceğim' Korkusuyla Geldiği İstanbul'da Sağlığına Kavuştu

Bolu'da yaşayan ve uzun süredir rahatsız olan 37 yaşındaki Nuray Değirmenci, durumunun ağırlaşması üzerine İstanbul'a sevk edildi İstanbul'a gelmeden önce 'hayatımı kaybederim, çocuklarımı bir daha göremem' korkusuyla hastaneden bir gece izin alarak çocuklarıyla zaman geçiren Değirmenci, kente geldiğinde acil şekilde organ yetmezliği teşhisiyle yoğun bakım servisine alındı Eşinden nakledilen karaciğer dokusuyla yeniden hayata tutunan Değirmenci, organ nakli olduğunu ameliyattan sonra öğrendi Değirmenci: 'Kadavra listesine de girişim olmuş ama eşimin karaciğeri uygun olunca hiç düşünmeden bana vermiş. Bu da çok büyük bir şans benim için' 'Ameliyattan sonra hayatım çok yoluna girdi. 56 ay çocukları göremedim o süreç de çok zordu ama şükürler olsun atlattık. Şimdi eskisinden iyiyim'

HATİCE ŞENSES - Bolu'da yaşayan ve uzun süredir rahatsız olan 37 yaşındaki Nuray Değirmenci, ağırlaşması üzerine sevk edildiği İstanbul'da, eşinden alınan karaciğer dokusunun nakledilmesiyle sağlığına kavuştu.

Başlangıçta hiçbir belirti vermeyen hastalığının sonradan ortaya çıkan etkileri nedeniyle sağlık sorunları yaşamaya başlayan Değirmenci, hastaneye başvurdu.

Değirmenci'nin, yaşadığı sağlık sorunlarının karaciğer yetmezliğinden kaynaklandığı uzun süre anlaşılamayınca durumu giderek kötüleşti.

Bunun üzerine yaşadığı Bolu'dan İstanbul'daki Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne sevk edilmesi gündeme gelen Değirmenci, "Hayatımı kaybederim, bir daha çocuklarımı göremem" düşüncesiyle doktorlarından bir gece izin aldı ve çocuklarıyla vakit geçirdi.

İstanbul'a geldiğinde henüz hastalığı belirlenememiş olan Değirmenci'nin, Prof. Dr. Ender Dulundu tarafından yapılan tetkiklerinin ardından organ yetmezliği yaşadığı ortaya çıktı.

Bu süreçte hayati tehlike riski de bulunan ve yoğun bakıma alınarak tedavisi sürdürülen Değirmenci'ye zaman kaybetmeden eşi Cengiz Değirmenci'den alınan karaciğer dokusu nakledildi.

- "Nakil olduğumu ameliyattan sonra öğrendim"

Bu süreçte yaşadıklarını AA muhabirine anlatan Değirmenci, "Bir gün çocuklarla kaldım. Sonra İstanbul'a geldik. Artık o kadar kötüleşmiştim ki sadece hastanenin koridorlarını hatırlıyorum. 'Ben bundan sonra artık geriye dönemem' diye düşünmüştüm." dedi.

Değirmenci, hastaneye geldiğinde bilincinin kapalı olduğunu ve hemen yoğun bakıma alındığını, bu nedenle hastalığını teşhis ederek, hayatını kurtaran Prof. Dr. Dulundu'yu nakil sonrası görebildiğini dile getirerek, duygularını şöyle aktardı:

"Gözümü açtığımda Ender hoca karşımdaydı. Daha önce onunla tanışmamıştım. 'Ameliyatınızı atlattınız.' dedi. Ama nakil olacağımı bilmiyordum. Hiçbir şeyden haberim yok. 'Ne ameliyatı oldum? Safra mı alındı?' diye sordum. Hoca, 'Ne safrası, karaciğerin alındı. Eşin karaciğerini verdi.' dedi. Tabii şaşırdım. Daha sonra çok şükür düzeldik. Her şey yoluna girdi. Bebekler gibi bakıldım yoğun bakımda. Ender hocam çok büyük bir şans oldu. Kadavra listesine de girişim olmuş ama eşimin karaciğeri uygun olunca hiç düşünmeden bana vermiş. Bu da çok büyük bir şans benim için. Ameliyattan sonra hayatım çok yoluna girdi. 5-6 ay çocukları göremedim o süreçte, çok zordu ama şükürler olsun atlattık. Şimdi eskisinden iyiyim."

Vatandaşların organ bağışı konusunda daha duyarlı olmasını isteyen Değirmenci, "Herkes bağış yapsın. Bu acı ancak yaşandığında anlaşılıyor. Şu unutulmamalı ki organ bağışı hayat kurtarır." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA