İmmünoterapi Kanserle Mücadelede Önemli Rol Oynuyor
Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi Araştırmacısı Yrd. Doç. Dr. Sütlü: 'Yan etkilerin en aza indirildiği, kansere karşı olan etkilerin en yükseğe çıkarıldığı daha hedefe yönelik ve kişiye özel tedaviler geliştirilmekte. İmmünoterapi bunların başında geliyor ve son yıllarda başarıyla uygulanıyor. İmmünoterapi, insan vücudunun bağışıklık sistemini kansere karşı kullanabilmektir'
Sabancı Üniversitesi Nanoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi araştırmacısı Yrd. Doç. Dr. Tolga Sütlü, immünoterapinin kanser hastalarının tedavisinde önemli rol oynadığını belirtti.
Sütlü, bir konferans için geldiği kentte AA muhabirine yaptığı açıklamada, immünoterapi ile kanserin yenilebileceğini ileri sürdü.
Sütlü, immünoterapinin, hastanın bağışıklık sistemi hücrelerini vücudunun dışında laboratuvar ortamında genetik olarak kanseri öldürmeye yönelik programlayarak, hastanın vücuduna tekrar geri verilmesi ve bu hücrelerin hasta vücudunda gidip tümörü bulup öldürmesi üzerine kurulan bir sistem olduğunu ifade etti.
Laboratuvar ortamında genetiği değiştirilen hücrelerin kanserli hücrelerle etkin şekilde mücadele ettiğini anlatan Sütlü, "Kanser tedavilerinde günümüzde sıklıkla kemoterapi kullanılıyor. Kemoterapinin çok etkili ve hastaların ayakta kalmalarını sağlayan bir tedavi olduğunu biliyoruz. Ancak yan etkilerinin de farkındayız. Bu yüzden bu yan etkilerin en aza indirildiği, kansere karşı olan etkilerin en yükseğe çıkarıldığı daha hedefe yönelik ve kişiye özel tedaviler geliştirilmekte. İmmünoterapi bunların başında geliyor ve son yıllarda başarıyla uygulanıyor. İmmünoterapi, insan vücudunun bağışıklık sistemini kansere karşı kullanabilmektir." diye konuştu.
Son yıllarda kanser immünoterapisine ilginin arttığını aktaran Sütlü, "Tarih öncesi çağlardan beri bu yöntemin kullanıldığını görüyoruz. Yine 17. ve 18. yüzyıllarda bazı bakteriyel enfeksiyonlarla kanser arasında bir ilişki olduğuna ve bu yönde yapılmış tedavi çalışmaları olduğunu biliyoruz. Günümüzde bunlar çok daha teknik ve çok daha hedefli hale gelmiş durumda." dedi.
-"Kansere karşı savaşacak hücreleri yeniden programlıyoruz"
İmmünoterapinin kanseri yendiğini ve koruyucu etki sağladığını anlatan Sütlü, "Normalde herhangi bir virüsle enfekte olan bağışıklık sistemi hücrelerinin yüzeyinde virüsten kaynaklanan belli moleküller olur. Bağışıklık sistemimiz de bu hücrelerin enfekte olduğunu anlayıp onları yok edebilecek kapasiteye sahiptirler. Biz de immünoterapiyle kansere karşı savaşacak hücreleri yeniden programlıyoruz. Hücrelerin, kanser hücreleri üzerinde bulunan spesifik molekülleri tanıyabilmelerini sağlayan bir sistem." şeklinde konuştu.
Sütlü, immünoterapi tedavisinde vücuda dışarından nakledilen hücrelerin kanseri bulup yok ettiğini dile getirdi.
Tedavinin mikroskobik cerrahi anlamına da geldiğini aktaran Sütlü, şöyle devam etti:
"Burada cerrahların kullandığı cihazlar yerine biz hücreleri ya da molekülleri kullanıyoruz. Bağışıklık siteminin bir özelliği de bir hafızasının olmasıdır. Normal bir ilaç kullandığınızda o ilaç vücudun içinde bulunduğu müddetçe tedavi sağlıyorsunuz. Ama bağışıklık sistemini kullanarak immünoterapi yapmaya çalıştığınızda bağışıklık sisteminin hafıza özelliğinden kaynaklı olarak sizin tedavi için hastaya verdiğiniz hücrelerin bir kısmı uzun yıllar vücutta kalıyor ve kanser tekrar geri dönmeye çalıştığı zaman o hücreler tekrar aktif olup kanserle savaşabiliyor. O yüzden bunu kansere karşı bir nevi aşılanma olarak bile düşünebiliriz. Yapılan çalışmalarda bunun kansere karşı bir koruyucu etkisi olduğunu gösteriyor."
Kaynak: AA
Sütlü, bir konferans için geldiği kentte AA muhabirine yaptığı açıklamada, immünoterapi ile kanserin yenilebileceğini ileri sürdü.
Sütlü, immünoterapinin, hastanın bağışıklık sistemi hücrelerini vücudunun dışında laboratuvar ortamında genetik olarak kanseri öldürmeye yönelik programlayarak, hastanın vücuduna tekrar geri verilmesi ve bu hücrelerin hasta vücudunda gidip tümörü bulup öldürmesi üzerine kurulan bir sistem olduğunu ifade etti.
Laboratuvar ortamında genetiği değiştirilen hücrelerin kanserli hücrelerle etkin şekilde mücadele ettiğini anlatan Sütlü, "Kanser tedavilerinde günümüzde sıklıkla kemoterapi kullanılıyor. Kemoterapinin çok etkili ve hastaların ayakta kalmalarını sağlayan bir tedavi olduğunu biliyoruz. Ancak yan etkilerinin de farkındayız. Bu yüzden bu yan etkilerin en aza indirildiği, kansere karşı olan etkilerin en yükseğe çıkarıldığı daha hedefe yönelik ve kişiye özel tedaviler geliştirilmekte. İmmünoterapi bunların başında geliyor ve son yıllarda başarıyla uygulanıyor. İmmünoterapi, insan vücudunun bağışıklık sistemini kansere karşı kullanabilmektir." diye konuştu.
Son yıllarda kanser immünoterapisine ilginin arttığını aktaran Sütlü, "Tarih öncesi çağlardan beri bu yöntemin kullanıldığını görüyoruz. Yine 17. ve 18. yüzyıllarda bazı bakteriyel enfeksiyonlarla kanser arasında bir ilişki olduğuna ve bu yönde yapılmış tedavi çalışmaları olduğunu biliyoruz. Günümüzde bunlar çok daha teknik ve çok daha hedefli hale gelmiş durumda." dedi.
-"Kansere karşı savaşacak hücreleri yeniden programlıyoruz"
İmmünoterapinin kanseri yendiğini ve koruyucu etki sağladığını anlatan Sütlü, "Normalde herhangi bir virüsle enfekte olan bağışıklık sistemi hücrelerinin yüzeyinde virüsten kaynaklanan belli moleküller olur. Bağışıklık sistemimiz de bu hücrelerin enfekte olduğunu anlayıp onları yok edebilecek kapasiteye sahiptirler. Biz de immünoterapiyle kansere karşı savaşacak hücreleri yeniden programlıyoruz. Hücrelerin, kanser hücreleri üzerinde bulunan spesifik molekülleri tanıyabilmelerini sağlayan bir sistem." şeklinde konuştu.
Sütlü, immünoterapi tedavisinde vücuda dışarından nakledilen hücrelerin kanseri bulup yok ettiğini dile getirdi.
Tedavinin mikroskobik cerrahi anlamına da geldiğini aktaran Sütlü, şöyle devam etti:
"Burada cerrahların kullandığı cihazlar yerine biz hücreleri ya da molekülleri kullanıyoruz. Bağışıklık siteminin bir özelliği de bir hafızasının olmasıdır. Normal bir ilaç kullandığınızda o ilaç vücudun içinde bulunduğu müddetçe tedavi sağlıyorsunuz. Ama bağışıklık sistemini kullanarak immünoterapi yapmaya çalıştığınızda bağışıklık sisteminin hafıza özelliğinden kaynaklı olarak sizin tedavi için hastaya verdiğiniz hücrelerin bir kısmı uzun yıllar vücutta kalıyor ve kanser tekrar geri dönmeye çalıştığı zaman o hücreler tekrar aktif olup kanserle savaşabiliyor. O yüzden bunu kansere karşı bir nevi aşılanma olarak bile düşünebiliriz. Yapılan çalışmalarda bunun kansere karşı bir koruyucu etkisi olduğunu gösteriyor."