Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi;

Eğitim Bir-Sen Muğla Şubesi’nin aylık il divan toplantısı Menteşe Öğretmenevinde yapıldı. İl Divan toplantısına Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi de katılırken, Selvi öğretmene performans değerlendirmesi ile ilgili çalışmalara sert tepki gösterdi.

Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi;
İl Divan toplantısının açılışında konuşan Memur Sen İl Başkanı ve Eğitim Bir-Sen Muğla Şube Başkanı Önder Uçak, “Eğitim-Bir-Sen olarak sınav tartışmaları, ders kitaplarındaki yanlışlar, sözleşmeli öğretmenlik, öğretmene performans uygulamasında ve eğitimin her alanında, bakanlığın tutarsız uygulamaları karşısında cümle kurarken, yanlışı söyleyip, itiraz etmekle kalmayıp sendika olarak çözüme dair çalışmalarımızı öğretmenlerimiz ve eğitim çalışanlarımızla paylaşıyoruz. Muğla’da en büyük sendika olarak, tüm sendika yöneticilerimizle sürekli alanlardayız. Eğitim çalışanlarının sorunlarına çare olmak adına okullarda, kurumlarda ve aynı zamanda sosyal faaliyetlerde üyelerimizle birlikteyiz. Rakip sendikaların üye kaybı ile her geçen gün erimeleri karşısında, üye sayımızı artırmaya devam ediyoruz. 2016 yılında yüzde 40’ın üzerinde üye artışı ile 3 bin 723 üye sayısına ve yetkiye imza attığımız mutabakatla Muğla’da yetkiyi Eğitim Bir-Sen’le tanıştırdık. Muğla’nın 13 ilçesinin 9’unda ve KYK da yetkiliyiz 4 ilçemiz ve Üniversite’de yetkiyi alma adına çalışmalarımız ve gayretlerimiz devam ediyor. Hedefimiz 2018 yılında tüm ilçelerimizde ve üniversitede yetkili sendika olmaktır” dedi.

Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, sendikacılığın geçmişi ve neden ihtiyaç duyulduğuna ilişkin açıklamasının ardından, gündeme ilişkin sınav sistemi ve öğretmene performans değerlendirmesi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Selvi, “Eğitimde yapılması gereken şudur. Çocuklarımızın geleceği pedagojik olarak dikkate alınmalı ve onları emsalleri ile yarışır hale getirmektir. Bunun dışında çocuklarımıza vereceğimiz diğer konular, memleket sevgisi, ülke sevgisi, insanını sevmesi ve insanlığın geleceğine sunacağı katkıdır. Bunun dışında herhangi bir dönüşüm projesinin parçası haline getirilmek suretiyle bir ideolojik dayatmayı insanımıza ve çocuklarımıza gelecek ümidi gibi rastgele bir şekilde yüklenmesinde istenilen neticenin elde edilmesi mümkün olmaz” dedi.

Gerek çalışma hayatında, gerekse eğitimin geleceğinde eğer bir yanlış uygulama varsa kendilerinin devre girmesi ile bu sorunun çözüldüğüne dikkat çeken Selvi, “Biz devreye girmezsek, maalesef bir avuç bürokratın keyfi uygulamalarıyla eğitim travmaları katlayarak devam ediyor. Geçmişte çok sınırlı sayıda üniversite vardı. Yıllarca bu üniversitelere bizi mahkum ettiler. Daha yakın zaman diliminde üniversiteleşme başladı.

AB içinde en fazla okullaşma oranı olan biziz. Genç nüfusu olan bir ülkeyiz biz. Bu çocuklarımızı biz niye eğitmeyelim. Biz sınav konusunda şunu söyledik. Sınav iki türlü yapılsın, her iki sınavda da soru sayısı arttırılsın, seçicilik olsun ve bu çerçevede de birinci isınavda bütün yeterlilikler sorunun konusu olsun” dedi.

Öğretmene performans değerlendirmesi yapılması ile ilgili görüşlerini açıklayan Selvi, “Biz bunu bir facia olarak değerlendirdik. Öğrenciliğe başladığımızdan bu yana sınavdan geçiyoruz. Bütün sınavları başarı ile geçiyoruz, hala sınav getiriyorlar önümüze. Öğretmenin kusuru yok, kusur eğitim politikalarından kaynaklanıyor. Öğretmen kadar denetlenebilir başka bir mekanizma yok. Bunun için de böyle bir uygulamanın yapılmasına müsaade etmeyiz. Performans konusunda göreceli bir şekilde herhangi bir ölçü temeline dayanmayan ve kişilerin keyfi bir şekilde puanlama yapmasına son derece müsait bir uygulama ile okullarımızın öğretmenler odasına fitne ateşi yakmak isteyenler bu ülkede kast edecek bir kusur işlediklerini kendilerine söyledik. Öğretmenin başarısı ödüllendirilir. Performans ile ilgili pilot uygulamayı başlattılar. Bununla ilgili eylem kararı aldık. Bütün arkadaşlara 100 verelim dememizdeki üç temel neden var. Birisi bu sistemin istenildiği gibi puanlamaya müsait olduğunun gösterilmesi, ikincisi eğer benim öğretmenime bir değer biçilecekse tam puandır. Üçüncüsü de bu uygulamadan derhal vazgeçmelisiniz, böyle bir seçicilik olamaz. Eylem kararı aldık ve asla Allah’ın izni ile bunu hayata geçirtmeyeceğiz” dedi.

Kaynak: İHA